Ömer Ödemiş / Haber Analiz
Beroia...
Aleppo..
Halep.. 8 bin yıldır kesintisiz yaşamın olduğu, ünlü İpek Yolu'nun geçtiği yorgun kent. Kavimler kapısının kenti.
Halep.. Adı her zaman tarihle, üretimle, ticaretle anılan 9 kapı ile girilen karim kent.. Ancak, son birkaç yıldır yaşanan çatışmalar, cihatçı katillerin saldırı ve cinayetleriyle bilinir oldu.
Suriye'de saldırılar başladıktan yaklaşık iki yıl sonra Türkiye üzerinden giren binlerce cihatçının saldırısı ile kentin ağırlıklı olarak varoşlarından oluşan yüzde kırklık bir bölümü işgal edildi. İşgal sonrasında bu bölgelerde yaşayan halkın bir kısmı kaçmayı başarırken bir kısmı ise kaçamayarak, cihatçı terör gruplarının elinde canlı kalkan olarak kaldı. Bu durum ordu güçlerinin geniş kapsamlı operasyon yapmasını ve hava operasyonlarına başvurmasını uzunca bir süre engelledi. Cihatçılar bunu bir fırsata çevirdi.
LAZKİY'DE İKİNCİ HALEP OLUŞTU
Lazkiye kentinde Halep’ten kaçan sivillerin oluşturduğu ikinci Halep kenti böyle ortaya çıktı. Terörden, işgalcilerin gazabından kaçan on binlerce Halepli, Lazkiye kentine yerleşerek, ordunun güvencesi altında yaşamaya çalıştı. Mücadele, Halep’ten kaçamayan siviller ile cihatçı katiller arasında 4 yıla yakın bir zaman sürdü. Ve Halep bugün cihatçı katillerden temizlenerek özgürleştirildi.
BİN FABRİKA TÜRKİYE'YE TAŞINDI
Dört milyona yakın nüfusa sahip Halep kenti bu savaşta sanayisini nerdeyse tamamen kaybetti. Suriye devlet yetkililerinin verdiği bilgiye göre 1.000 fabrika Halep’ten sökülerek Türkiye’ye taşındı. Tüm bu taşıma işleri AKP iktidarının bilgisi ve izni ile yapıldı. Koca koca fabrikalar, tırlara yüklenerek, parçalar halinde sınır kapısından geçirilerek Türkiye’ye getirildi ve çok düşük fiyatlarla satıldı. Tüm Türkiye ve dünya kamuoyu bu hırsızlığı neredeyse naklen izledi. Bir halkın ve bir ülkenin binlerce yıllık birikimi, mirası adeta komşu devlet eliyle yağmalanmıştı. Esad refleksiyle tüm dünya bu hırsızlığa göz yumdu. Fabrika sahipleri uluslararası mahkemelere başvurmak ve çalınan değerlerini yeniden almak için yıllardır mücadele ediyorlar.
HALEP'TE YALNIZCA SİHATÇILAR MI YENİLDİ?
Halep’te gericilik, emperyalizm ve mezhepçilik yenildi. AKP yenildi. AKP’nin mezhepçi ve insanlık dışı kirli siyaseti yenildi. Dünyanın dört bir yanından taşınan cihatçılarla sürdürülen ahlaksızca bir savaşın tarafları yenildi.
Halep savaşı aynı zamanda, uydurma "mezhep savaşı" iddialarının da tükenmesinin açık bir ifadesi oldu. Nüfusunun yüzde 90’a yakını Sünni olan, Yüzde 40’a yakını Türkmen olan, farklı inanç guruplarına mensup bir halkın yaşadığı kentte, şeriat talepli cihatçılar, Müslüman Araplar tarafından yenildi. Halep kentinin Sünni halkı asla mezhepçi olmadı, asla şeriat talebi olmadı, asla laik Suriye isteminden vazgeçmedi. Barış içinde birlikte yaşama ısrarını hep canlı tuttu.
Halep'te Suriye ulusu, yani Suriyelilik bilinci kazandı. Uluslaşmış bir halk mezhep dayatmasına ve provokasyonuna karşı, ülkesini, devletini ve vatanını seçti.
Halep zaferi işte bu zeminde yükseldi. Bu anlamıyla Halep zaferi Suriye’deki kirli savaşın sonlanmasında dönüm noktası olacaktır. Mezhep savaşı kışkırtmalarıyla, manipüle edilen Suriye savaşında tarafların gerçek yüzleri teşhir olmuş olacaktır. Bu kirli savaştaki AKP rolü tescillenmiş olacaktır.
Ve Artık Suriye halkının özgürlük zamanıdır. Haklı olan ve inanan her halk zaferi mutlaka yaşayacaktır.