Halep'te Türkiye'ye öfke büyük: Bunu niye yaptınız?

Rusya, Türkiye ve İran'ın uzlaşmasıyla cihatçı grupların çıkarıldığı Halep'e giden gazeteci Fehim Taştekin, kentte halkın Türkiye'ye tepkisinin büyük olduğunu söyledi. "Türkiye'yi sorumlu tutuyorlar. Finansör olarak da...

Rusya, Türkiye ve İran'ın uzlaşmasıyla cihatçı grupların çıkarıldığı Halep'e giden gazeteci Fehim Taştekin, kentte halkın Türkiye'ye tepkisinin büyük olduğunu söyledi. "Türkiye'yi sorumlu tutuyorlar. Finansör olarak da Suudi Arabistan ve Katar’ı" diyen Taştekin, AKP'ye sempatisi olanların bile Beşar Esad'ı destekler hale geldiğini aktardı.

Suriye uzmanı gazeteci-yazar Fehim Taştekin, Halep'teki duruma ilişkin izlenimlerini Sputnik'e anlattı.

Halep’te elektrik, su, telefon gibi ihtiyaçlar konusunda ciddi sıkıntı olduğunu belirten Taştekin, şehrin doğusunda altyapının tamamen bitmiş halde olduğunu aktardı. Taştekin, “Elektrik çok ciddi bir sorun. Bundan kaynaklanan bir sürü sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Su yok, elektrik yok, telefon sıkıntısı hat safhada. Yine de bazen oluyor bazen olmuyor. Biraz şehir merkezinden uzaklaşırsanız sıkıntılar daha da fazla'' dedi.

Halep’in cihatçı gruplardan temizlenmesinin ardından halkta 'geleceğe dair ümit bir bakışın' söz konusu olduğunu söyleyen Taştekin, yıkımın boyutlarının çok ama çok ciddi olduğuna dikkat çekerek şu görüşü paylaştı:

"Ancak yıkımın boyutları çok çok çok ciddi. Ben çok sayıda savaş bölgesine geldim ama bu kadar büyük bir yıkımın olduğu başka bir yer bilmiyorum. Yıkım her iki türlü de. Tarihsel mekanlar, binalar, inanılmaz değerli olan bölgelerin hepsi tamamen harap olmuş durumda. Bir de çok sayıda mahalle var ve bu mahallelerdeki durum film gibi. İnanılmaz bir şekilde bütün sokaklarda çatışma izleri var. Çatışmalardan kaynaklanan yıkımlar var. Binalar tamamen yerle bir. Neredeyse savaşın girmediği hiçbir sokak kalmamış. Buranın altyapısının ve binaların yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Tabii belli yerlerde evlerini insanlar ziyaret etmeye başlamışlar. Ben de evlerini yitiren çok sayıda insanla karşılaştım. Bir çoğu 5-6 yıl öncesinde başka bölgelere gitmişler. Onlar da şok içerisinde. Evini ayakta bulan mutlu ancak bulamayan kahrolmuş durumda."

Yıkılan kenti inşa etmek konusunda hem Halep halkında hem yetkililerde ciddi bir kararlılık olduğunu ve bu konuda çalışmalara da başlandığını paylaşan Taştekin, “Suriyelileri tanıyanlar bilirler. Bu insanlar çalışkan insanlar. Özellikle Halepliler çok çok çalışkan insanlar. Bir ilaç fabrikası sahibi bana ''Bir ay içinde fabrikayı yeniden kurmaya hazırım. Yapabilecek gücü kendimde görüyorum’ dedi. Beş yıl sonra evlerine gelen yaşlı bir çift vardı bugün. Kendi yaşadıkları bina ayakta ama karşı binaları yerle bir olmuş. Kapısı yok. Mukavva ile kendisine bir kapı yapmış. ''Nasıl yaşayacaksın, buz gibi, ısıtma için herhangi bir şey yok’ dedim, ''Evim var ya, bu bana yeter’ dedi. Savaş sonrası insanların psikolojisi bu'' diye konuştu.

Halep’te konuştuğu herkesin, bu yıkımın ardından silahlı grupları suçladığını ifade eden Taştekin, "İnsanlar, ''Bunlar bu şekilde gelip buraları ele geçirmeselerdi, insanları kaçırmasalardı, yağlamamasalardı bunlar da başımıza gelmezdi’ diyorlar. Mesela tarihi bölgenin 13 yerinde patlayıcılar yerleştirerek havaya uçurma gibi bir takım olaylardan bahsettiler. Tarihi yerlere varil bombasının atılmadığı söyleniyor. Ancak ağır silahlar kullandıkları anlaşılıyor. Ama ''Kim sorumlu’ dediğinde, bir en başta bu gruplar başlattı diyorlar. ''Ordu hata mı yaptı’ sorusuna kimisi  ''Evet’ kimisiyse ''Ne yapsaydı’ yanıtını veriyor. Yani ''Ordu bu grupları temizlemek için başka şansları yoktu, vurdu’ diyorlar'' ifadelerini kullandı.

Doğu Halep’te çok büyük bir yıkım olduğuna dikkat çeken Taştekin, insanların bu durumdan Türkiye’yi de sorumlu tuttuğuna dikkat çekti: “İnsanların büyük bir öfkesi var. Bu öfke bize de yöneliyor. Yani sokaklarda yürürken ''Neredensiniz’ dendiğinde, ''Türkiye’den’ denildiği zaman insanlar öfkelerini gösteriyorlar. Türkiye’ye karşı öfke çok büyük. Bu yıkımın birinci dereceden sorumlusu olarak Türkiye’yi görüyorlar. Yani çok sayıda kişi ''Siz bunu niye yaptınız’ diye sordu. Tabi bunun yanıtını benim vermem mümkün değil. Yanıtını vermesi gerekenler malum kişiler. Bu öfkenin nedeni, Halep’teki bu savaşın lojistik desteğinin, silah desteğinin ve militan desteğinin tamamen Türkiye üzerinden sağlanıyor olması. Bu yüzden de birinci derece Türkiye’yi sorumlu tutuyorlar. Finansör olarak da tabii ki Suudi Arabistan ve Katar’ı sorumlu tutuyorlar.''

Kentte Devlet Başkanı Beşar Esad’a destek olduğunu söyleyen Taştekin “Hatta daha önce AK Parti’yi çok hararetle savunan bazı kişiler, bu savaş sırasında gösterdiği liderlikten dolayı Esad’ın yeni bir seçim olsa yüzde 70 ile seçileceğini söyledi'' ifadelerini kullandı. Taştekin, “Bunu söyleyen hala Erdoğan’a itimat eden önemli bir isimdi. Ben dedim ki ''yüzde 60 oy alır mı’ o da ''hayır, yüzde 70 hatta daha fazla oy alır’ dedi. Kendisi ''Ben hükümete destek vermem, vermiyorum ama Esad’ı desteklerim’ dedi'' diye devam etti.

Suriye halkının Batı’ya bakışında geçmişe göre bir değişiklik olmadığını ifade eden Taştekin, buna karşı Rusya’ya ise büyük bir güven duygusu olduğunu söyledi:

“Suriye’de Batı’ya, ABD’ye, İsrail’e karşı yargılar vardır. Bu konuda siyasal bilinç yüksektir. Yani onlar zaten her fırsatta her şeyi yapıyorlar da, ablukaya kadar yapıyorlar da ''Siz neden yaptınız’ diye soruyorlar. Kuşkusuz Rusya’yı takdir ediyorlar. Ruslara karşı bu topluluğun bir yakınlığı var eskiden beri. Çok sayıda çifte vatandaş olan Rus var. Ben 100 bin biliyordum bana 350 bin dediler. Evlilikler yoluyla oluşmuş. Birçok alanda işbirliği var Rusya ile. Rusya’nın bu yardımını da bir müttefik yardımı olarak görüyorlar. Çok önemli bir isme ''Astana’ya Esad gider mi’ dedim. ''Bilmiyorum ama Putin gidiyor, o yeter’ dedi.''

Halep’te Rusya’nın Türkiye ile geliştirdiği ilişkilerin 'konjonktürel' olarak okunduğunu söyleyen Taştekin, "Yani ''Büyük devlettir, kendi ilişkileri vardır’ gibi. Bunu stratejik olarak bu savaşı bitirmeye yönelik görüyorlar. Sıradan insanlar da yetkililer de aynısını söylüyor. Geçen seferde geldiğimde de duymuştum ama bu sefer farklı bir durum var. O da şu ki ''Eğer Türkiye silah akışını vs. keserse, biz bu işi 3 ayda bitiririz’ deniyor. Bu üç ay daha önce de yetkililer tarafından telaffuz edildiği için insanlar tarafından da tekrar ediliyor. Kısa sürede bitirebileceklerini ve ülkeyi yeniden inşa edebileceklerini söylüyorlar. Bu süreçte Suriye’nin yanında duran müttefiklerinin yeniden inşa sürecinde rol alacaklarını söylüyorlar" diye konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Dünya Haberleri

O Şehirde 2025'ten İtibaren Dizel ve Benzinli Araçları Yasaklıyor!
Suudi Arabistan'da 'kaçak' hac ile mücadeleye yeni uygulama başlatıldı: Kontrol noktaları kurulacak
CIA Başkanı William Burns Kahire'de, İsrail-Hamas müzakerelerini değerlendiriyor
Carla Bruni'nin Yolsuzluk Davası: Sarkozy'yi Kurtarma Operasyonu
Suudi Arabistan, kaçak hacılarla mücadele için yeni talimatlarını duyurdu