HDP Sözcüsü Ebru Günay, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi'nin Gezi davasındaki cezaları onamasına tepki göstererek “Bu bir kez daha iktidarın yargıyı sopaya dönüştürdüğünün, yargıyı intikam alma aracına dönüştürdüğünün açık göstergesi” dedi. Günay, Gezi direnişinin yanında durmaya ve Gezi ruhuyla mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
HDP Sözcüsü Günay, parti genel merkezinde düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Gerçek demokrasi Roboski katliamının faillerinin hesap vermesiyle olacak"
Dün, Türk Hava Kuvvetleri'nin F-16 savaş uçaklarıyla gerçekleştirdiği bombardıman sonucunda 34 kişi hayatını kaybettiği Roboski katliamının 11’inci yıl dönümü olduğunu hatırlatan Günay, “Yaşamını yitiren 34 canımızı saygıyla anıyorum. Gerçek katiller ortaya çıkıp hesap verinceye kadar bizler mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü bu ülkedeki gerçek demokrasinin, Roboski Katliamı’nın gerçek faillerinin hesap vermesiyle olacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bizler HDP olarak, acılı ailelerle birlikte mücadele yürütmeye, hesap sormaya devam edeceğiz” dedi.
"Gezi direnişinin yanında durmaya devam edeceğiz"
Günay, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi'nin Gezi davasındaki cezaları onamasına ilişkin şunları söyledi:
"Yılın son günlerindeyiz ve maalesef tekrardan iktidarın düşman politikalarıyla, hukuksuzluklarıyla yılı bitiriyoruz. Dün Gezi Davası kararı istinaf mahkemesinde onaylandı. Osman Kavala'nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile diğer tutuklulara verilen karar onaylandı. Bu bir kez daha iktidarın yargıyı sopaya dönüştürdüğünün, yargıyı intikam alma aracına dönüştürdüğünün açık göstergesidir. Baştan sona hukuksuz ve usulsüzlüklerle dolu bir yargılama. Yargıyı sopaya dönüştürenler bilsinler ki; Gezi bu halklara umut oldu. Gezi direnişini ve ruhunu asla zindanlara dolduramazsınız. Bizler Gezi direnişinin yanında durmaya ve Gezi ruhuyla mücadele etmeye devam edeceğiz.
"AKP kendi faşizmini tecrit ile besleyip büyüten bir iktidar"
Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecrit nedeniyle Adalet Bakanlığı önünde başlattıkları “Adalet Nöbeti”nin devam ettiğini ifade eden Günay “Bu ülkedeki savaş politikalarının en büyük etkenlerinden biri elbette iktidarın yürüttüğü tecrit politikalarıdır. Sayın Öcalan’ın avukatları, Asrın Hukuk Bürosu, Sayın Öcalan’ın CPT ile görüşmeye çıkmadığını duyurdu. Zaten 21 aydır avukat ve aile görüşmesinin gerçekleştirilmediği İmralı ile hiç bir fiziki temasın olmadığı kamuoyunun bilgisi dâhilinde. Bizler İmralı tecrit sisteminin, bu ülkedeki hukuksuzlukların, adaletsizliğin, faşizan uygulamaların temelinde olduğunun farkındayız. Adalet ve Kalkınma Partisi kendi faşizmini tecrit ile besleyip büyüten bir iktidar. Tek adam rejimine karşı durmak için en çok da iktidarın tecrit politikalarına karşı mücadele ediyoruz, bunda da ısrarlıyız.” şeklinde konuştu.
"Adalet Bakanını bu suça ortak olmamaya davet ediyoruz"
Öcalan ile görüşmek için yapılan başvurulara Adalet Bakanlığı’nın henüz yanıt vermediğini söyleyen Günay, “Bir kez daha Adalet Bakanlığı’na şunu hatırlatmak isterim: Oturduğunuz koltuk, adaletin tesis edilmesi için var olan bir makamdır. Sorumluluğunuzdaki bir cezaevinde 21 aydır aile ve avukat görüşmeleri gerçekleştirilmiyorsa, tecrit politikalarında ısrar ediliyorsa, siz de hukuku ayaklar altına alıyorsunuz. Adalet Bakanı olarak bu suça ortak oluyorsunuz. Bizler Adalet Bakanı’nı bu suça ortak olmamaya, çağrılarımıza ve taleplerimize cevap olmaya davet ediyoruz. Demokratik kamuoyunun kaygılarını gidermek için en hızlı şekilde avukat ve aile görüşmesinin gerçekleşmesi talebimizi yineliyoruz” dedi.
"İktidarın ırkçı politikaları, her yerde Kürtlere dönük katliamları tetikliyor"
Günay, Paris’te üç kişinin yaşamını yitirdiği Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi önündeki saldırıya ilişkin de şunları söyledi:
Her alanda saldırılar sürerken, Paris Katliamının 10’uncu yılında ikinci bir Paris katliamı gerçekleşti. Kadın mücadelesinin öncü isimlerinden Emine Kara, sanatçı Mir Perwer, Abdurrahman Kızıl katledildi. Hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diliyorum. Birinci Paris katliamının arkasındaki karanlık güçler açığa çıksaydı bugün ikinci Paris katliamı açığa çıkmayacaktı. İktidarın her yerde içeride dışarıda Kürdün nefes aldığı her yerde, Kürdün kazanımlarında, Kürt halkına dönük düşman politikalarında bu saldırılarda etkilidir. Her yerde Kürde düşmanlık yapmaya devam ediyor.
Buradan Fransız yetkililerine bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; bu katliama aydınlatmak, bu cinayetin arkasındaki karanlık güçleri açığa çıkarmak sizlerin sorumluğunda. Bizler bunun farkındayız, ne birinci Paris katliamı ne de ikinci Paris katliamı sıradan ırkçı cinayetler değildir. Arkasında karanlık güçlerin olduğu, organize edilmiş ve tamamen Kürt halkının değerlerinin hedef alındığı cinayetlerdir. Emine Kara, Kürt kadın mücadelesinin öncü isimlerindedir. Katledilmesinin ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganın yankı bulduğu bir döneme denk gelmesi tesadüf değildir. Mir Perwer, Kürt müziğindeki emekleri ile herkes tarafından biliniyor. İktidarın Kürt kültür kırımına yönelik politikaları ile hedef alınması tesadüf değildir. Tam da iktidarın Kürt kadın, kültür düşmanı, halk düşmanı politikaları ile bağlantılıdır. Hiç bir katil bunları tek başına yapamaz bunlar organize suçlardır. Bir an önce katiller ve arkasındaki gerçek failler ortaya çıkarılmalıdır. “
"Demokratik Cumhuriyet Konferansımız geleceğe ışık tutacak"
Günay, 4-5 Şubat 2023’te, İstanbul’da gazeteci, aydın, yazar, akademisyen, siyasetçilerin bir araya geleceği Demokratik Cumhuriyet Konferansı düzenleyeceklerini açıkladı; “Amacımız emek, demokrasi ve özgürlük güçleri olarak nasıl bir Cumhuriyet rejiminde yaşamak istediğimizi tartışmaya açmak, taleplerimizi gerçekleştirme imkânlarını birlikte konuşmak ve değerlendirmektir. “ dedi.