HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli Tele 1 TV'de yayınlanan Soru Cevap programında 23 Haziran seçimlerini değerlendirdi. Soru Cevap programında Ayşegül Doğan ve Hilmi Hacaloğlu'nun konuğu olan Temelli, "Yerel ayağı değiştirdikten sonra önemli bir umuda sahip oldu Türkiye halkları. Türkiye toplumu, merkezi iktidarı da değiştirebilir" dedi.
Tele 1'de Ayşegül Doğan ve Hilmi Hacaoğlu'nun sorularını yanıtlayan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli şöyle konuştu: "AKP'nin 31 Mart kampanyası başarısız oldu, herhalde 23 Haziran'a giderken dediler ki 'bu yöntemimiz başarısız oldu başka bir yöntem deneyelim' onda da başarısız oldular. Ve Erdoğan her zaman olduğu gibi sahalara geri döndü. Seçmen davranışı üzerinde kampanya etkisi bu saatten sonra olmaz, bu denli tutarsız kampanya ve söylem artık seçmen nezdinde de İstanbul nezdinde de bir karşılığı yok. Bu denli çözümsüz kalınmış bir süreçte bir de üstüne iktisaden ezilen halk da tepkisini vermek istiyor. AKP 31 Mart'a gelene kadar zaten 7 puan kaybetmişti. 31 Mart seçimlerinde bir o kadar daha kaybetti. Şimdi gelen sonuçlarda hala erimenin olduğu apaçık ortada.
'MERKEZ İKTİDAR DEĞİŞEBİLİR'
Yerel ayağı değiştirdikten sonra önemli bir umuda sahip oldu Türkiye halkları. Türkiye toplumu, merkezi iktidarı da değiştirebilir. Çünkü merkezi iktidar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle şunu dayatıyordu: 10 yıl boyunca bu iktidar değişmez, buna rıza göstereceksiniz buna katlanacaksınız. Ve toplumda ciddi bir karamsarlık vardı. Değişme ve dönüşme umudunu yitirmişti. Bu umudu vermek açısından 31 Mart seçimleri önemliydi. Şimdi İstanbul seçimleri de bu anlamıyla önemli. 24'ünden sonra iktidar değişebilir. Bir süreç de değişecek tabi ama değişebilir olması bile mevcut iktidarın kendini değerlendirmesine yol açar. Neden değişebilir toplum siyasete müdahil olmaya başladığı andan itibaren, taleplerini daha özgür daha haklı daha demokratik zeminlerde hakkını aramaya başladığı yani siyasete müdahil olduğu andan itibaren Türkiye'nin demokratikleşmesi yolunda adımlar atılacaktır. Muhalefet partileri daha sorumlu hareket edecektir. Sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri... Toplum bu anlamda taleplerini ortaklaştırmak birlikte eğleyebileceklerini düşünür bizim tabirimizle 'Demokrasi İttifakı'nı inşa etmek için adım atacaktır.
'ÖNÜMÜZDEKİ DÖRT YIL ÖNCEKİ DÖRT YIL GİBİ GEÇMEYECEK'
Zaten her seçim dediğim gibi bir sonraki siyasi dönemin başlangıcı olur. Dolayısıyla kendiliğinden kırılır. Bu hemen erken seçim olacak anlamına gelmez. Erken seçim olmayabilir. Belki seçim dört yıl sonra olacaktır... Ama bu dört yıl yani önümüzdeki dört yıl bundan önceki dört yıl gibi gibi gitmeyecek. Ana yasa meselesi muhakkak tartışılacak. Toplumsal barış meselesi tartışılacak, yargı meselesi tartışılacak... O yargı reformu stratejisinde olduğu gibi ben yaptım oldu işte göz boyayalım bize gelen taraflarda reform yapalım ama insan hakları, evrensel hukuk yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığı konusundaki beklentileri karşılamayalım diye bir şey olmaz.
'SEÇİM DÖRT YILA KALMAYABİLİR'
Yargı konusunda, insan hakları konusunda, işçi hakları konusunda, emeğin hakları kadın hakları konusunda muhakkak bir şey olacak. Yani bir yanı ile demokratik bir anayasa eşit yurttaşlık temelinde açığa çıkmalı, bir yanıyla da toplumsal barış seçim dört yıla kalmayabilir dört yılın sonunda da olabilir. Ama bugünden dört yıl sonra seçim olacak ama biz bildiğimiz gibi yola devam edeceğiz, bildiğimiz okuyacağız demek bir karşılığı olan söylem değildir. "