Her 60 saniyede 11 kişi açlıktan ölüyor

Oxfam'ın yeni bir raporuna göre, dünya çapında kıtlık benzeri koşullarla karşı karşıya kalanların sayısı geçen yıl içinde yaklaşık altı kat arttı. Rapora göre, her dakika on bir kişi açlıktan ölüyor.

Cuma günü yayınlanan "Açlık Virüsü Çarpıyor" başlıklı rapor kıtlıktan ölenlerin sayısının, dakikada yaklaşık yedi kişiyi öldüren Covid-19'u geride bıraktığını söyledi.

Oxfam'a göre, dünya çapında 155 milyon insan şu anda gıda güvensizliği veya daha kötü seviyelerinde yaşıyor. Bu sayı geçen yıla göre yaklaşık 20 milyon daha fazla. Askeri çatışma içinde olan ülkelerin vatandaşlarının yaklaşık üçte ikisi açlıkla karşı karşıya.

Haziran ayı ortası itibariyle, Etiyopya, Madagaskar, Güney Sudan ve Yemen'de kıtlığın en akut aşamasına giren insan sayısı 521 bin 814'e yükseldi. Dünya çapındaki verilere göre geçen yıl bu sayı 84 bin 500 olarak kaydedilmişti, bu yüzde 500'den fazla bir artışa tekabül ediyor.

Grup, Yemen, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Afganistan ve Venezuela gibi ülkeleri, pandeminin başlaması ve ekonomik sonuçları nedeniyle mevcut gıda krizlerinin daha da kötüleştiği yerler olarak belirledi.

Oxfam, akut açlığı tetikleyen üç ana nedenin Covid-19, iklim krizi ve çatışma olduğunu öne sürdü. Savaşlar, pandeminin başlamasından bu yana açlığın en büyük itici gücü oldu ve 23 zor durumdaki ülkede yaklaşık 100 milyon insanı daha kötü gıda kıtlığı seviyelerine itti.

Yardım kuruluşu, küresel askeri harcamaların pandemi sırasında 51 milyar dolar arttığını ve bu miktarın Birleşmiş Milletler'in açlığı durdurmak için ihtiyaç duyduğu miktarın en az altı katını aştığını kaydetti.

Bu arada, küresel ısınma ve pandeminin ekonomik yansımaları, küresel gıda fiyatlarında 10 yıldan bu yana en yüksek artışa, yüzde 40 artışa neden oldu. Raporda, bu artışın on milyonlarca insanı daha fazla açlığa itmeye önemli ölçüde katkıda bulunduğu belirtildi.

Oxfam'ın raporu, BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün Pazartesi günü yayınlanacak küresel gıda güvenliği raporundan önce geldi.

Raporda açlığın esas nedeni olan kapitalizme ve dolayısıyla patronlara ilişkin ise bir vurgu yer almadı.