Artık hırsızlar kendilerine yeni bir hedef buldular. Bunlar turuncu renkli yaklaşık 2 bin konteynerin birçoğu zaman içinde hırsızların hedefi haline geldi.
Hırsızlık olaylarının artması üzerine konteynerlerin yerleri değiştirildi. 2009 yılında deprem konteynerlerinin bakımı ve kontrolleri İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi tarafından ilçe belediyelerine devredildi. Bugün ilçelerde toplam kullanılabilir 505 adet konteyner bulunuyor. Konteynerlerin içinde olası bir deprem sonrası profesyonel ekipler gelinceye kadar vatandaşların kullanması için tam 38 adet malzeme ve ilk yardım ekipmanlı bulunuyor. Ancak kapalı bir şekilde tutulan konteynerleri afet anında kimin, nasıl açacağı ve nerede olduğuna dair birçok vatandaşın bilgisi yok. Bu alanda kendilerine mahalle afet gönüllüsü (MAG) olarak adlandıran, bazı ilçelerde faaliyet gösteren ve afet konusunda eğitimli olduklarını belirten bir topluluk var. Jeofizik mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, bazı ilçelerde gönüllü olarak çalışan ve bu konteynerlerin bakımlarını üstlenen mahalle afet gönüllüleri olduğuna dikkat çekerek, “Arama kurtarma, ilk yardımla ilgili mahallelerde afet konteynerlerinin olması lazım. Ama bu afet konteynerleriyle ilgilenecek, bakacak gönüllülerin organize edilmesi ve desteklenmesi lazım” dedi. Bu alanda kendilerine mahalle afet gönüllüsü (MAG) olarak adlandıran ve afet konusunda eğitimli olduklarını belirten bir topluluk var. Heybeliada’da mahalle afet gönüllüsü olan Zeynel Meriç ise, konteynerlerin kendilerine devredilmesi gerektiğini belirterek, “Zaten bir afet olduğu zamanda ilk elden mahallelinin kendisi müdahale edeceği için bunlara ulaşması kolay. Ancak şu ana kadar bir 10-15 konteynerin devri yapılabildi. Diğer konteynerlerin de biz mahalle afet gönüllülerine devredilmesini istiyoruz. Çünkü daha işlevli hale gelecektir. Daha sağlıklı bir sistem olacaktır, aksi halde kimin kullanacağı belli olmayan bir konteyner, yetkisiz kişiler ya da afet eğitimi almamış kişilerin kullanımında daha işlevsiz hale gelecektir” diye konuştu.
İlçelerdeki konteynerlar
İlçelere göre konteyner sayıları ise şöyle sıralanıyor; Adalar 10, Arnavutköy 8, Ataşehir 3, Avcılar 10, Bağcılar 22, Bahçelievler 14, Bakırköy 19, Başakşehir 12, Bayrampaşa 11, Beşiktaş 16, Beykoz 14, Beylikdüzü 9, Beyoğlu 7, Büyükçekmece 13, Çatalca 3, Çekmeköy 5, Esenler 12, Esenyurt 7, Eyüp 20, Fatih 18, Gaziosmanpaşa 5, Güngören 11, Kadıköy 19, Kağıthane 15, Kartal 20, Küçükçekmece 30, Maltepe 19, Pendik 24, Sancaktepe 6, Sarıyer 13, Şile 5, Silivri 15, Şişli 13, Sultanbeyli 12, Sultangazi 6, Tuzla 17, Ümraniye 12, Üsküdar 15, Zeytinburnu 15.
İçindeki malzemeler çalınıyor
“Konteynerler hayatımızda 1999 yılından beri var. bir barınma için konteynerler var, bir de 1999 depreminden sonra 2000 yılında İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi mahallelere konteynerler koydu." diyen Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, şunları söyledi: "Bunlar arama kurtarma ve ilk yardım için ilgililerin kullanacağı, özellikle valiliğe bağlı afet merkezlerinin kullanacağı her türlü malzemeyi içeriyordu. İçinde jeneratörler, kesme, delme aletleri, ilk yardım malzemeleri, her türlü arama kurtarma için kullanılacak her türlü malzemeyi konteynerler içine yerleştirdiler. 40’a yakın ana malzeme var. Aslında çok iyi bir karardı. Mahallelerde arama kurtarma için yardım beklemek yerine o mahallede belli noktada arama kurtarma ekiplerinin kullanabileceği malzeme. Bu iyi başlayan bir olaydı fakat daha sonra bu 900 noktadaki konteynerler içindeki malzemelere çalınmaya başladı. Çünkü başına bir nöbetçi koyamazsınız, anahtarını belli kişilere veriyorlardı, muhtara ya da belediyede, kaymakamlıkta ilgili yerlere. Fakat içindeki jeneratörleri, değerli malzemeleri çalmaya başladılar. Bunların sayısı o zaman 2 bindi yani 900 mahallede 2 bin tane malzeme konteyneri vardı. Bunların içindeki malzemeler çalındıktan sonra kullanılamaz hale geldi, bir kısmını da Valilik kaldırdı daha sonra. 2009 yılında bunu ilçe belediyelerine devrettiler, Valilik bir karar aldı. Aynı şekilde bu çalınma vakaları yine devam etti. Şu anda 500'e yakın konteyner var mahallelerin bir kısmında.”
“Burada esas sorun, buna kim bakacak?
Prof. Dr. Eyidoğan, konteynerlerin düzenli olarak bakılması gerektiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Burada esas sorun, buna kim bakacak? Bir metal konteyner alıyorsunuz, içine dünya kadar malzemeyi dolduruyorsunuz, anahtarını birkaç kişiye veriyorsunuz. Bunun sürdürülebilir olması lazım. Ne yapılacak? Bununla ilgili sorumlu bir birim olması lazım. Ama belediyelerin, kaymakamlıkların personeli buna bakacak, ilgilenecek, temizliğini yapacak, çalışmayanları çalışır hale getirecek. Bu çok önemli ama bunun için de personel lazım. Burada yapılmayan şey şuydu; aslında her mahallede 1999’dan sonra başlayan bir hareket vardı, mahalle afet gönüllüleri sistemi. Bunlar oluşmaya başladı fakat bunlar desteksiz kaldı. Hem malzeme açısından, hem maddi destek açısından. Ve bu hareket zaman içinde kayboldu gitti, çok azı kaldı. Bugün öyle oluşumlar var. Bu konteynerlerin yanı sıra mahallelerdeki gönüllüleri desteklemek lazım, o ikisini bir araya getirmek lazım. Buna bakacak gönüllüler sistemini kalkındırmanız lazım, malzeme açısından, maddi destek gerekiyorsa bu açıdan ve o konteynerlerinde bakımını öyle sağlamanız lazım. Bununla ilgili aslında başarıyla; bir şekilde gönüllülerle, belediyedeki personelle yürüten bazı ilçeler var, aynı zamanda bununla ilgili eğitim de veriyorlar.”dedi.
Afet gönüllüleri
Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, mahalle afet gönüllülerinin bu konuda çalışmalar yapabileceğine dikkat çekerek, şöyle konuştu: “İstanbul çok büyük bir şehir, nüfusu 16 milyon belki daha fazla şu anda. Mahalle nüfusları var, mesela öyle mahalleler var ki nüfusu 50-60 bine çıkıyor. Esenyurt’ta nüfus neredeyse 1 milyona yaklaşmış, kaç mahalle var orada bilmiyorum ama mahalleler çok kalabalık. O nedenle konteyner sayısını belki de artırmak gerekiyor, aynı zamanda o mahallelerde bu işlerle ilgili gönüllü insanları bulup onları organize etmek gerekiyor. Bunu kim yapacak? İlçe belediyeleri yapabilir, kaymakamlıklar yapabilir. AFAD’ın ilçe örgütleri yok. Büyük kentlerde İstanbul gibi AFAD il örgütleri var. Ama il var nüfusu 5 milyon, 10 milyon İstanbul gibi 16 milyon, il var nüfusu 300 bin. İl afet müdürlükleri tek merkezden bütün büyükşehirlerde ilçelere, mahallelere bu organizasyonu yapmakta zorlanabilir. O nedenle ilçe belediyelerin afet örgütlenmelerinin oluşması lazım. AFAD’ın da ilçe örgütlenmelerinin oluşması lazım kalabalık kentlerde. Arama kurtarma, ilk yardımla ilgili mahallelerde afet konteynerlerinin olması lazım. Ama bu afet konteynerleriyle ilgilenecek, bakacak gönüllülerin organize edilmesi ve desteklenmesi lazım” ifadelerini kullandı.
“Afet eğitimi almış kişilere devir edilmeli''
Heybeliada mahalle afet gönüllüsü (MAG) olan Zeynel Meriç, yaptıkları çalışmalar konusunda, “Temel olarak mahallede bir afet, deprem olduğu zaman mahallenin kendi kendisine hemen ilk anda komşusuna yardım edebilmesi için yapılan bir çalışma. Mahallemizde bizim bir afet destek konteynerimiz var, içinde çeşitli krikolar, kırıcılar, deliciler jeneratör, aydınlatma çeşitli yaşam destek malzemeleri ve afet müdahale ekipmanları var. Afet gönüllüsü olmak isteyen kişileri biz 36 saatlik temel bir eğitimden geçiriyoruz. Bundan sonra kendi konteynerinin bakımını, onarımını, ekipmanların düzenlenmesini sağlıyor. Aynı zamanda da mahallede bir afet olduğu zaman buradaki ekipmanları da kullanarak ilk elden en yakın olan kişi olarak müdahale ediyorlar. Belediyelerin kendi arama kurtarma birlikleri varsa, onlar ilgileniyor ama bir çok mahallede, ilçede bu yok. Biz bir çok ilçe belediyesiyle bu konuda irtibata geçtik, afet gönüllüsü bulunan mahallelerdeki mahalle afet gönüllüsüne devredin, temizliğini kontrolünü, bakımını bizler yapalım. Zaten bir afet olduğu zamanda ilk elden mahallelinin kendisi müdahale edeceği için bunlara ulaşması kolay. Ancak şu ana kadar bir 10-15 konteynerin devri yapılabildi. Diğer konteynerlerinde biz mahalle afet gönüllülerine devredilmesini istiyoruz. Çünkü daha işlevli hale gelecektir. Daha sağlıklı bir sistem olacaktır, aksi halde kimin kullanacağı belli olmayan bir konteyner, yetkisiz kişiler ya da afet eğitimi almamış kişilerin kullanımında daha işlevsiz hale gelecektir” diye konuştu.
Mahalleli bilmiyor
İstanbul’da yaşayanların ise konteynerlerin nasıl kullanılacağın hatta nerede olduğunda bile haberi yok. Elif Güler, “Vallahi hiç bilmiyorum, Eskiden kurs veriyorlardı, kurtarma için, gidenler vardı ama şimdi var mı yok mu hiç bilmiyorum. Konteynerin yerini bilsen ararsın yardım istersin ama biliyorlar demek ki ben bilmiyorum” dedi. “Hiç görmedik, duymadık” diyen İmam Gündüz, “Hiç kimse bize bir şey söylemedi. Görmedik, beki varsa ben farkına varmadım” şeklinde konuştu. Hatice Parlak, konteynerler konusunda hiç bilgisinin olmadığını belirterek, “Ama evimizde çantamız var. Eskiden buralarda bir şeyler yapılacaktı, deprem toplanma yeriydi. Şimdi park oldu” diye ifade etti.