İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Halkın Kurtuluş Partisi'nin, eski bakanlar Egemen Bağış, Muammer Güler, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar'ın dokunulmazlıkları kalktığı gerekçesiyle haklarında soruşturma açılması taleplerini reddetmişti.
Halkın Kurtuluş Partisi, dokunulmazlıkları kalkan 4 eski bakan hakkındaki suç duyurusuna karşı kovuşturmaya yer olmadığına karar veren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararına itiraz etti.
HKP'den konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle:
Bildiğimiz gibi 17-25 Aralık Yolsuzluk operasyonları ile başlayan süreçte Halkın Kurtuluş Partisi tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuş ancak dokunulmazlık zırhı nedeni ile “etkili soruşturma'' prensibi ve “etkili başvuru hakkı''nın ihlal edilmesiyle takipsizlik kararları verilerek dosyalar kapatılmıştı.
Bu sebeplerle önce Anayasa Mahkemesi’ne ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürdüğümüz İstanbul C. Başsavcılığı’nın 2014/120653 ve 2014/111868 dosyalarında, soruşturma dönemindeki dokunulmazlık zırhı sebebiyle TBMM’den Yüce divan oylaması AKP’nin oylarıyla reddedilen dört şüpheli hakkında işlem yapılamadığından, 07.06.2015 tarihli 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi ile birlikte milletvekili dokunulmazlıkları düşen AKPgiller’in dört eski bakanı Egemen Bağış, Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar hakkında derhal soruşturma başlatılması için 15.06.2015 tarihinde suç duyurusunda bulunmuştuk.
Ancak o suç duyurusuna karşı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından özetle daha önce bu konu ile ilgili verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararları (kesinleşmiş olduklarını ileri sürerek) ve TBMM’nin Yüce Divana sevk etmeme kararını göstererek başvurumuzun mükerrer başvuru olduğundan bahisle “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar ve İşlemden Kaldırma Kararı'' verildi.
Bu karara karşı İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz ettik. İtirazımızda kararın siyasi olduğunu belirterek özetçe şunları ifade ettik:
“Zimmet, irtikap'' ve “görevi kötüye kullanma'' suçlamalarındaki maddi hakikatin araştırılabilirliği ortadadır. Doğrudan AKP önde gelenlerini ve onların yakınlarını sorumluluk dışı bırakan, diğer neviden suçluları ve olayları araştıracak bu “ikili hukuk'' kabul edilemez. Söz konusu olan, milletin, kamunun katrilyonları bulan alınteridir, emeğidir. “Sıfırlanamayan'' bunca paranın, hukuk dışı elde edilmiş olması, tüm toplumun mağdur edilmesidir. Bu suçun mağduru toplumdur.
Toplumun bir parçası ve toplumu temsile aday bir parti olarak, anılan suçların siyasi gerekçelerle soruşturulmayışına ve etkin soruşturma prensibinin yok edilmesine itiraz ediyor, “kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ve işlemden kaldırma'' kararının kaldırılmasıyla, şüpheliler hakkında iddianame tanzimini ve neticede cezalandırılmalarını talep ediyoruz.''
Tüm yolsuzlukların, hırsızlıkların, vurgunların hesabı verilinceye kadar mücadelemize devam edeceğiz. Davamız Halkın Davasıdır.