HKP İzmir İl Örgütü, Karşıyaka Çarşı'da düzenlediği basın açıklamasını Fahri Kaya okudu. Kaya, “İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. 1 Mayıs yaklaşırken ülkemiz her geçen gün AKP'giller eliyle Ortaçağcı karanlığına sürüklenmektedir.'' diye başladığı konuşmasına “Başını ABD-AB Emperyalistlerinin çektiği çakallar, başta Irak, Libya ve Suriye olmak üzere tüm Ortadoğuyu kana buladılar. Çoğu Müslüman 10 milyonlarca insanın ölümüne bir o kadarının da yerinden yurdundan olmasına sebep oldular'' diyerek AKP'nin keyfi ve yasadışı yasaklamalarına karşı yine 1 Mayıs’da 1 Mayıs alanında Taksim’de olacağız dedi.
Yapılan açıklamanın devamınde Kaya şunları söyledi:
Taksim Vatandır, Taksim Namustur. Taksim 1 Mayıs’ın Ana Vatanıdır. 1 Mayıs’ta Gerçek Devrimciler Bu Yıl da, Her Yıl da Taksim’de Olacaktır. İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. 1 Mayıs yaklaşırken ülkemiz her geçen gün AKP'giller eliyle Ortaçağın karanlığına sürüklenmektedir. Başını ABD-AB Emperyalistlerinin çektiği çakallar, başta Irak, Libya ve Suriye olmak üzere tüm Ortadoğuyu kana buladılar. Çoğu Müslüman 10 milyonlarca insanın ölümüne bir o kadarının da yerinden yurdundan olmasına sebep oldular. Sadece ülkemizde 4 milyondan fazla Suriyeli olduğu söyleniyor. Emperyalist çakalların bu kanlı planlarının baş destekçisi AKP'giller olmuştur. İşsizlik artık devletin resmi rakamlarınca bile gizlenemeyecek boyutlarda. Enflasyon tüm rakam oyunlarına rağmen çift hanenin altına düşmemekte. Hayat pahalılığı her geçen gün artmakta. Bir de Mustafa Kemal ve Laiklik düşmanı iki Ortaçağcı hareketin, AKP'giller'in ve Fetocuların 15 Temmuz kanlı ganimet paylaşım savaşından sonra galip getirilen AKP'giller iki yıldır uyguladıkları OHAL uygulaması ile demokrasiyi rafa kaldırmıştır. Ne yasa ne de Anayasa umurlarında bile değil. Öyle ki, AKP’nin Genel Başkanı, katıldığı patronların bir toplantısında serzenişte bulunuyor. Diyor ki patronlara “ Siz niye OHAL’den rahatsız oluyorsunuz ki, bakın ne güzel hiç grevlere izin veriyor muyuz''. Halkımızın deyimiyle “Dervişin fikri ne ise, zikri de odur. Bundan daha açık nasıl ifade edilir işçi düşmanlığı? Her geçen işçilerin emekçilerin hak kayıpları artarak devam ediyor. Milyonlarca işçi Asgari Ücret adı altında sefalet ücretine mahkum ediliyor. Cumhuriyetin ne kadar kazanımı varsa hepsi yok pahasına yerli-yabancı parababalarına peşkeş çekildi. En son halkın büyük bir çoğunluğunun itirazına rağmen şeker fabrikaları satıldı. Yani Akpgillerin ihanetleri saymakla bitmiyor. Bir de bunun üstüne baskın bir seçimle karşı karşıyayız. İşte bu ahval ve şerait içerisinde 1 Mayıs kutlayacağız. Peki, gerçekten kutlayacağız mı? Hayır!
Bu 1 Mayıs’ta da yine AKP'giller keyfi ve yasadışı yasaklamaları ile karşı karşıyayız. Sadece AKP'giller'in yasakları mı? Hayır. Bir de işçi sınıfına ihanet eden sarı-gangster sendikacıların mücadele kaçkınlığı var. Ve bu yıl da Taksim 1 Mayıs kutlamalarına kapatıldı. Hem de hiçbir yasal dayanağı olmadan. Ortada uluslararası ve ulusal yargı kararları varken, AKP'giller'in İstanbul Valisi tüm bu yargı kararlarını hiçe sayarak Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarını yasaklıyor. Bu karara karşı kararlıca duruş sergileyen partimiz ve işçi sendikalarından Nakliyat-İş Sendikası, Birleşik Metal-İş Sendikası tüm yasadışı engellemelere rağmen 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaktır. Taksim’de 1 Mayıs kutlamanın önünde hiçbir yasal engel yoktur. 1977 1 Mayıs’ında katledilen 37 işçinin canı pahasına kazanılmış olan Taksim o zamandan bu yana 1 Mayıs meydanıdır. Onun için Taksim’de 1 Mayıs kutlamak meşrudur, bir o kadar da yasaldır.
Buradan bir kez daha ifade ediyoruz. ABD-AB uşağı yerli yabancı parababalarının sömürü ve zulüm düzenine karşı, İşçi Sınıfımızla, çalışan, ezilen tüm halkımızla, sivil-asker gençliğimizle, bilim insanlarımızla, Kürt kardeşlerimizle bir araya gelip, halkın iktidarını kuracak bu sömürü ve soygun düzenine son vereceğiz."