Son dönemde hızlı bir büyüme sergileyen yerli kahve zinciri Espressolab, her üç günde bir yeni şube açarak adından söz ettiriyor. Ancak zincirin özellikle tarihi binalarda açtığı şubeler, sosyal medyada ve kamuoyunda tartışmaların fitilini ateşledi. Son olarak İstanbul’un Emirgan semtinde bulunan tarihi Emirgan Muvakkithanesi’nde açılan yeni şube, yasal olarak uygun görülse de etik açıdan birçok kişi tarafından eleştirildi.
EMİRGAN’DAKİ MUVAKKİTHANE SOSYAL MEDYADA GÜNDEM OLDU
Emirgan Camii’nin karşısında yer alan ve geçmişte namaz vakitlerini belirlemek amacıyla kullanılan tarihi Muvakkithane binasının, Espressolab tarafından kiralanması, sosyal medya kullanıcıları arasında tepki çekti. Muvakkithaneler, Osmanlı döneminde saat ve astronomi çalışmaları yapılan, zamanın hassas bir şekilde ayarlanmasını sağlayan merkezlerdi. Bu yapıların kahve zincirine kiralanması, geleneksel ve kültürel değerlere zarar verildiği yönündeki eleştirileri beraberinde getirdi.
YASAL AMA ETİK Mİ?
Odatv’nin aktardığı habere göre, bu tür tarihi yapıların Vakıflar İdaresi tarafından dev şirketlere kiralanması yasal olsa da, kamuoyunda etik olmadığını düşünenlerin sayısı oldukça fazla. Vakıflar İdaresi’nin aslında bu yapıların halka hizmet eden işlevlerde kullanılmasını amaçladığı, ancak ticari işletmelere kiralanarak bu misyonun dışında hareket edildiği iddiaları, tartışmaları daha da alevlendirdi. Özellikle vakıf binalarının ticari amaçlarla kullanılması, kültürel mirasın korunması gerektiğine inananlar tarafından büyük tepkiyle karşılanıyor.
TEVFİKİYE CAMİİ ALTINDA DA BİR ŞUBE
Espressolab’ın tarihi binalarda açtığı tek şube Emirgan Muvakkithanesi değil. Beşiktaş Arnavutköy’de bulunan ve 1838 yılında inşa edilen tarihi Tevfikiye Camii’nin alt katında da bir şubesi bulunuyor. "Arnavutköy Camii" ve "Akıntı Burnu Camii" olarak da bilinen bu yapı, İstanbul’un önemli tarihi eserlerinden biri. Camilerin alt katında ticari işletmelerin yer alması da başka bir etik tartışmanın konusu. Şirketin, özellikle kültürel ve dini açıdan önemli olan bu yapıların altını ticari alanlara dönüştürmesi, birçok kesim tarafından hoş karşılanmıyor.
ÜRGÜP’TE TARİHİ KÜTÜPHANE ESPRESSOLAB’A KİRALANDI
Nevşehir’in Ürgüp ilçesinde de benzer bir durum yaşanıyor. 1892 yılında inşa edilen ve yakın zamanda restore edilen Hüseyin Galip Efendi Kütüphanesi binası, Espressolab tarafından kiralanarak kahve zincirine dönüştürüldü. Bu da, tarihi ve kültürel öneme sahip yapıların kamusal hizmet yerine ticari amaçlarla kullanılmasının doğru olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor.
ESPRESSOLAB’IN HIZLI BÜYÜMESİ VE GİZEMLİ ORTAK
Espressolab’ın bu kadar hızlı büyümesi, ardındaki yatırımcıların kimliği konusunda da spekülasyonlara yol açıyor. Odatv’nin haberine göre, kahve zincirinin arkasında büyük bir sermaye desteği olduğu ve özellikle tarihi binaların bu kadar hızlı kiralanmasının, arkasındaki gizemli ortağın kim olduğu konusunda merak uyandırdığı iddia ediliyor. Kahve zincirinin tarihi binalarda faaliyet göstermeye devam etmesi, ilerleyen dönemde de etik ve hukuki tartışmaların odağında kalacağa benziyor.
KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI GÜNDEMDE
Tarihi ve kültürel yapılar, bir toplumun geçmişine dair önemli izler taşıyan mekanlardır. Bu nedenle, bu yapılar ticari amaçlarla kullanıldığında, kültürel mirasın korunup korunmadığı sorusu da gündeme gelir. Espressolab’ın bu binalarda faaliyet göstermesi, sadece bir kahve zinciri tartışmasından öte, kültürel mirasın geleceğine dair daha geniş bir sorunu da gün yüzüne çıkarıyor.
Sonuç olarak, Espressolab’ın tarihi mekanlarda şube açma politikası hem hukuki hem de etik açıdan tartışılmaya devam ederken, kamuoyunun bu konuda nasıl bir tepki vereceği merakla bekleniyor.