Hulusi Akar neden Tarık Akan için mesaj yayınlamadı?

Anımsayacaksınız; Cumhuriyetin temsil ettiği bütün değerlere ve onun kurucu lideri Mustafa Kemal’le mesleki yaşamı boyunca küfür eden, laik rejimi yıkmak için elinde geleni yapan dinci-faşizan Akit gazetesinin yazarı Hasan...

Anımsayacaksınız; Cumhuriyetin temsil ettiği bütün değerlere ve onun kurucu lideri Mustafa Kemal’le mesleki yaşamı boyunca küfür eden, laik rejimi yıkmak için elinde geleni yapan dinci-faşizan Akit gazetesinin yazarı Hasan Karakaya’nın ölümü üzerine, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) adına taziye mesajı yayınladı. Üstelik bunu, TSK'nın böyle bir geleneği olmadığı halde yaptı.

Ancak Org. Akar, yaşamı boyunca Mustafa Kemal’in temsil ettiği değerlere bağlı kalan, cumhuriyetçi, ilerici, yurtsever, demokrat ve aydınlanmacı sinema sanatçısı Tarık Akan’ın ölümünde aynı şeyi yapmadı. Üstelik Tarık Akan halkın çok büyük bir kesiminin sevgisini ve saygısını kazanmış bir aydındı. Cenaze törenine yüz binlerce yurttaşın katılması da bunun açık kanıtıydı.

Hulusi Akar’ın bu tutumu, Cumhuriyetin nereden nereye geldiğini, TSK’nın dönüşen yapısını da açıkça ortaya koyuyordu. Akar, Tarık Akan’ın geçen cuma günü ölümü nedeniyle, “Cuma bereketiyle geldi'' ya da “Ateşi bol olsun'' diye sosyal medyada mesajlar paylaşan cumhuriyet ve Atatürk düşmanı gericilerle aynı çizgiye düştü.

Bilindiği gibi; parası olan, yüksek şöhret sahibi, sevilen ve saygı gören Tarık Akan gençlerin, kadınların sevgilisi yakışıklı bir 'jön' olarak kalıp, çok farklı bir yaşamı seçebilecekken, bunu yapmadı. Akan, haksızlık ve adaletsizliklere karşı halkının yanında yer aldı. O, özgürlük ve demokrasi mücadelesine katıldı, bu nedenle bedel ödedi. Gerçek bir aydın ve sanatçı olma yolundan dönmedi.

Bu apaçık durum ortadayken; sırf cumhuriyetin kazanımlarını savunduğu ve yurtsever olduğu için onu “ulusalcı'' diye nitelendirip, “Tarık Akan devrimci olamaz'' şeklinde masaj atan liberaller ve etnik milliyetçiliği solculuk zanneden bazı çevreler de -ki bunların sayısı pek fazla değildir- hem gericilerle hem de Hulusi Akar’la aynı hizaya düştü.

Bu dramatik bir tablodur. Çünkü hem Akar hem gerici-faşizan çevreler hem de liberaller (etnik milliyetçiliği solculuk sananlar dahil) Tarık Akan’ı son yolculuğuna uğurlayan yüz binlerin protestosu altında ezildi. O büyük kitlenin dışına düştüler. Oysa o yüzbinler, bu ülkede özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelesinin gerçek toplumsal tabanını oluşturuyordu. 

Aslında önümüzdeki bu tablo şaşırtıcı değildir. 

Türkiye ve dolayısıyla TSK, NATO’ya üye olduğu andan itibaren Cumhuriyetin ilerici değerlerinden adım adım uzaklaştı. Deyim uygunsa kendi devrimine ihanet eden Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve batıcı sermaye çevreleri, gericilikle ittifak halinde 60 yıldır cumhuriyetin ilerici ve aydınlanmacı özünü tasfiye etmeye çalıştı.

Çünkü Türkiye, NATO üyeliğinden sonra esas olarak solu tehdit olarak belirledi. Ordu, bu tehdit değerlendirmesine en sadık güç oldu. Öyle ki, 1970'li yıllarda Cumhuriyetin kurucu güçlerinden CHP bile bu tehdit değerlendirmesinin içine alındı. CHP yöneticilerine ve örgütlerine saldırı ve suikastlar düzenlendi.

Bu anlayış ve yolla solun yükselişini engelleyeceklerini düşündüler. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra solun yükselişi ve gücü  büyük ölçüde kırıldı. Siyasal islamcılığı sola karyı destekleyen, Türk-İslaam sentezi (ülkücülük bu kategoride değerlendirilebilir) adını verdikleri eklektik ideolojiyi resmi görüş haline getirmeye çalışan TSK'nın NATO'cu elitleri ve sağcı Kemalistler, sonunda Türkiye gericiliği ile baş başa kaldılar. Artık yalnızlardı ve Cumhuriyeti savunacak güçleri de yoktu. Cumhuriyet bütün dengeleri yitirdi. 

Sonuçta; Abdulhamit gericiliği ve despotizmini yıkan, Çanakkale Zaferi’ni yaratan, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan ve nihayet sivil kadrolarla birlikte Cumhuriyetin en önemli kurucu bileşenlerinden biri olan TSK, cehaleti ve Ortaçağ ilkelliğini / karanlığını temsil eden Abdulhamitçi bir parti tarafından yere serildi. İtibarı ayaklar altına alındı. Özetle büyüttükleri güç, sonunda kendilerini de tasfiye etti.

Olay bundan ibarettir.

Keskin Kalem

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri

HSK’dan “Erdoğan aday olamaz” diyen hakime yeni soruşturma
Erdoğan işaretini vermişti: Nefret suçlarına karşı yeni adımlar atılacak
Erdoğan MHP ile ilişkisini bozmaz
Nagehan Alçı'dan canlı yayında itiraf: Rasim'den neler çektim
Elektronik kelepçeli gizli tanık yurtdışına kaçtı