İBB: Mevzuat bizi işten çıkarmaya mecbur ediyor

''Bu yazıma çeşitli eleştiriler yöneltildi. Arşiv araştırmasındaki suçlamaları doğru kabul ederek, işten çıkarılanları terörist addettiğim ileri sürüldü''

Geçen gün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 2019’dan bu yana işe aldığı 12.441 kişi hakkında arşiv araştırması istediğini, 8428’i için yanıt geldiğini duyurmuştum. Bunlardan 43’ünün terörle iltisaklı bir davası ve soruşturmasının bulunduğu ifade ediliyor. 28’inin soruşturma veya davası devam ediyor. 15’inin cezası ise ya kesinleşti ya da ertelendi. İBB, 43 kişiyi işten çıkardı.

Bu yazıma çeşitli eleştiriler yöneltildi. Arşiv araştırmasındaki suçlamaları doğru kabul ederek, işten çıkarılanları terörist addettiğim ileri sürüldü.

Esasen ben, verileri aktarmakla yetinmiştim.

Herhangi bir yorum yapmamıştım.

Her ne kadar niyetim bu olsa da anlıyorum ki, yorum yapmak gerekiyormuş. Eleştirilere hak veriyorum.

Çünkü barışçıl eylem ve açıklamaların bile terörizm sayıldığını biliyoruz. Bu yüzden arşiv araştırmasına göre terör örgütü üyeliği ya da propagandası ile suçlanan veya bu suçlamalardan ceza alan kişinin, yargının bütünüyle siyasallaştığı süreçte, masum olma ihtimali, suçlu olma ihtimalinden yüksektir diye düşünüyorum. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu dahil her muhalif PKK’lı, FETÖ’cü ya da DHKP/C’li veya ajan ilan edilirken, çoğunlukla ipe sapa gelmez iddiaları içeren mahkeme kararlarını, dosyalarıyla birlikte inceledikten sonra karar verilmeli.

İBB’nin salt İstanbul Valiliği’nden gelen yazılara bakıp iltisak gibi tartışmalı bir kavramı esas alarak, çalışanlarını işten çıkarmasını doğru bulmuyorum.

Hele ki davaya dönüşmemiş, belki takipsizlikle sonuçlanacak soruşturmaları ya da beraatle bitecek yargılamaları veri saymayı bu hukuksuzluğa boyun bükmek olarak görüyorum.

Anlıyorum…

İBB yönetimi, iktidardan gelecek saldırılara karşı önlem almak istiyor. Ama bu ürkeklikle, İBB’yi Ekrem İmamoğlu’na kazandıran isimlerden CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu bile gelecek arşiv araştırmasıyla kapı önüne konurdu.

Neden bu yönteme başvurduklarını İBB İnsan Kaynaklarından Sorumlu Başkan Danışmanı Yiğit Oğuz Duman’a sordum.

Duman, İçişleri Bakanlığı’nca terör iltisaklıları çalıştırmakla suçlandıklarını hatırlatarak, şöyle dedi:

“Kendimizi hakim yerine koyma şansımız yok. Politika üretemeyiz. Uymak zorunda kaldığımız mevzuat bizi mecbur etti.”

Duman’a “İşten çıkarmanız gerekiyor muydu?” diye sordum.

Şu yanıtı verdi:

“Terörle iltisaklı olmasa bile hemen her şeyi teröre bağladıkları ortamda bir faaliyeti soruşturma konusu haline gelmiş insanı tutmamız halinde limitsiz bir güç kullanılıyor İBB’nin üzerinde. Bu riski hukuken alma şansımız yok. Biz çalışanlara söyledik; işe iade davasını kazanıp gelin, yüzde yüz uyarım. Ama bana hakimlik yaptıramazsınız. Hakimlik yapmaya kalktığım an Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğiyle ilgili süreçte risk alamam.”

Kararı İBB’de kurulan ve memurlardan oluşan bir komisyonun verdiğini kaydeden Duman, “İdare hukukçularımızın da yorumu bu yönde” dedi. Duman, şöyle devam etti:

“CHP’nin siyaseten savunduğu konu, bunun hukuksuz olduğu yönünde. Ama siyasi söylemle hukuki yazı arasında tercih yapamaz kamu kurumu. Siyasetin görevi yasal düzenlemeyi yapmak ya da yaptırmak yada yapabilecek gücü kazanıp düzeltmektir. İnsanları mağdur eden bir süreç olduğu kesin ama kamu kurumunun inisiyatif olma şansı yok.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.