İstanbulluların Kanal’a büyük oranda karşı olduğunu söyleyen İmamoğlu, projeye gerekçe olarak gösterilen Boğaz’daki gemi trafiğine de alternatif sundu: Üzerinde büyük oranda anlaşılan Samsun-Ceyhan petrol boru hattını yapın. Böylece tanker trafiği azalır, Anadolu kazanır.
Yıldıray Oğur: Tekrar sorayım, belediye (İBB) olmadan bu proje yapılabilir mi?
Ekrem İmamoğlu: Hukuku sıkıntıya uğratmadıkları taktirde yapamazlar. Başka bir şey daha. İhale yapacağız diyorlar. Belediyeyle ilgili meseleleri çözdünüz mü? Kamulaştırmaları yaptınız mı? Kamulaştırmayla ilgili fonunuz ne kadar? Kamulaştırma bu proje açıklanmadan kaç liraydı, şimdi kaç lira? Sadece bu 6-7 senede kaç liralık, lira diyemiyorum katrilyonluk kamu zararı oldu bu ülkeye? Bunları yapmadan bir ihaleyi nasıl yaparsınız. Ben yol yapacağım diyorsunuz yolun güzergahı size ait değil. Yapmanız için sizin araziniz için kamulaştırmayı halletmesi lazım. Ve kamulaştırma kanunu eskisi gibi de değil. Yani eskiden daha farklı hareket edilebiliyordu. Önden gidiyordu, sonradan arkadan anlaşma geliyordu. Hayır, şimdi vatandaşla kurumlarla kuruluşlarla yeni yasaya göre anlaşmak zorundasın. Uzlaşmak zorundasınız. Kaç liraya anlaşılacak. Metrekaresi kaç liraya alınacak? Bütün bu mevzular İstanbul'un ortadan kaldıracağınız, yok edeceğiniz, milyonlarca metreküplük rezerve sahip, bugün 5 milyon gelecekte 7.5 milyon insanın su ihtiyacını karşılayan Sazlıdere Barajının yerine ne koyacaksınız? Nerede hangi projeyi planladınız? Bunları koydunuz mu yok. Bunlar olmadan, İBB buna evet demeden, İstanbul halkı evet demeden, kamulaştırmaları çözmeden niye ihaleye çıkarıyorsunuz? Ben bu koşturmacayı anlamış değilim.
Aslında kocaman bir soru da sormak istiyorum. Vatandaşlarımız şunu düşünsünler bir an için. 2011’de proje açıklandı. 2011'den bu yana 8 sene hatta 9sene geçti. Peki, 8 senedir vatandaşına bu projeyle ilgili devletin kurumları ne anlattı? Bir düşünsünler. İmamoğlu olmasaydı bu süreci açmamış olsaydı ne öğreneceklerdi? Niçin anlatılmadı? Niçin vatandaşlar bilgi sahibi yapılmadı? Sorum bu.
"DİĞER BAŞKANLARA ‘OTUR İŞİNE BAK’ DENİNCE OTURMUŞLAR"
Elif Çakır: Su demişken Melen Barajı var. İstanbul'un su konusunda geleceğini ilgilendiriyor. Siz bir resim gösterdiniz. Barajda çatlaklar olan bir fotoğraf. Melen Barajının akıbeti ne olacak?
Ekrem İmamoğlu: Otur işine bak felsefesinin tam tersi. Yani muhtemelen daha önce otur işine bak dediklerinde belediye başkanları oturuyorlardı. Biz oturmayıp iş yapan belediye olduğumuz için Melen’le ilgili durumu gördük. 2016'da bitmesi gereken projenin tam üç yıl sonra hayal bitmediğini bırakın bitmeyi yapılan teknik sıkıntıdan dolayı da ciddi bir yatırıma ihtiyaç duyulduğunu ortaya çıkardık. Yaklaşık 600-700 milyon arası bir yatırım. Projelerini inceledim, DSİ tarafından çözülmesi gerektiğini biliyoruz. Arkadaşlarım DSİ ile irtibata geçti. Bakın bunları basınla paylaşmadım. Ne zaman paylaştım? Ne zaman ki hem “Biz İstanbul'un su sorununu 2040'a kadar çözdük” deyip hem de “Bak İstanbul susuz kaldı” deyip bizi suçlamaya kalkınca Meclis’te konuyu açtık. Yaradan öyle vermiş diyeceğiz inancımıza göre, bu sene az yağmur yağıyor. Biz bu konuyu gündeme taşıyınca tartışma açıldı, muhtemelen sayın Cumhurbaşkanı hesap sordu. Önce 2020 ödeme planına konmamıştı. Ama en son birkaç gazetede okuduğum habere göre de sayın Cumhurbaşkanı bunu çözmeleri için talimat vermiş. Teşekkür ederiz. Ben bunu en başta Cumhurbaşkanına demiştim, kolaylaşacak işiniz, diye. Yani sizi millet tercih etti siz Cumhurbaşkanısınız, biz de İBB belediye başkanıyız. Sizin hizmet etmeniz kolaylaşacak. Biz eksikleri bulacağız, biz daha iyi hizmet etmek için yarış yapacağız. İstanbul bundan fayda görecek.