HDP Grup Başkanvekili Meral Danış, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Meral Danış Beştaş’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
BOTAŞ, bugün bir tarife yayınladı. Her şeye zam, her yere zam yapılan bir siyaset devam ediyor. Zam yapılmayan tek şey, kamu emekçilerine, maaşlara zam yapılmamasıdır. Bu iktidar kurullarının birbirinden bihaber olduğunu da ortaya koymaktadır. Bu uçurumlar, hanelerin mutfağına kadar yansıyacak zamlar olarak not edilmelidir. Bu zamlar sonucunda vatandaş ne yapacak? Çamaşır makinesini, bulaşık makinesini, ütüsünü kullanabilecek mi? İflas etmiş bir ekonomi zamlarla kurtarılmaya çalışılıyor. Kombiler yanamayacak. Sobalar yakılmaya başlandı. İnsan nasıl ısınacak? Daha çok hastalık ve yoksulluk... Zam, artık zulme dönüştü. Sadece üç aylık bir süre içinde 90 milyon adet elektrik faturası kesilmiş.
"Erdoğan, kendi maaşından ihracatçılara fon desteği verebilir"
Meclis gündeminde iki tane uluslararası anlaşma var. Biri Karadağ ile imzalanan protokol. Karadağ ile yapılan anlaşma ne? Türkiye’deki üreticiye son darbeyi vuracak şekilde büyükbaş hayvan, küçükbaş hayvan, buğday ithal edilecek. Neden Karadağ’a veriliyor? Türkiye, koşulları itibariyle hayvancılık konusunda ithalat anlaşmasıyla kendi çiftçi ve besicisine darbeyi vuruyor.
Son derece verimli toprakların olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin, yine içerideki yurttaşını düşünmediğini ifade edelim. Diğeri de Katar ile niyet mektubunun onaylanması teklifi. Katar’daki organizasyona Türkiye’den destek kolluk görevlendirilecek. Türkiye’nin karnesi oldukça kötü. Buradan gidecek kolluk kuvvetine ‘iyi seyirler’ diliyoruz. Diğer gündem; ihracat teşvik kanunu gelecek. Hormonlu büyüme rakamlarıyla övünüyor Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, şimdi de hormonlu ihracat. ‘Türkiye büyüyor’ diyecekler, aslında büyüyen yandaş rant olacak. Hayali ihracat canlandırılmaya başlanıyor.
Birileri zengin edilecek. Hayal ihraç ediliyor bir yandaş. Yatırım, sanayileşme, gelir dağılımı gibi sorunların orta yerde durduğunu biliyoruz. Kayıt dışı tavan düzeyde. Bağımsız olması gereken kurumlara yapılan müdahaleleri görüyoruz. TL, bir yıl içinde yüzde 35 oranında devalüe oldu.
Erdoğan’ın açıkladığı hedefin çok uzağında olduğumuzu da hatırlatmakta yarar ver. İhracatçılara destek sunulacak; aynı kolaylığı çiftçiye, emekçiye, serbest girişimciye vermediklerini biliyoruz. Şu çağrıyı yapmak isterim. Erdoğan, kendi maaşından ihracatçılara fon desteği verebilir; vatandaşın parası yerine sarayından verebilir. Kimin parasını kime peşkeş çekiyorsunuz? ‘Artık yeter’ diyoruz. Müşteri garantili otoyollar, hasta garantili şehir hastaneleri kurdular, şimdi de kredi garantili yandaşları ihya edecekler.
"Müteahhit bütçesiyle karşı karşıyayız"
Şehir hastanelerine ilişkin çok önemli veriler var. AKP’nin hegemonyasını kurduğu önemli örneklerden şehir hastaneleri. SES ve ATO’nun çalışmasına göre, bütçenin yüzde 19’u şehir hastanesine ayrıldı. Bu hastanelerin 2024’e kadar ödenecek kira bedelleri ile 59 hastane yapmak mümkün. Müteahhit bütçesiyle karşı karşıyayız. SMA’lı çocukların aileleri her gün eylem yapıyorlar, bu ailelere ayrılan paralar çok küçük kalıyor. Burada çok farklı tablo var. Bir sürü ilaç geri ödemeden çıkarıldı. Şehir hastaneleri hizmeti azaltarak ortada duruyor. 7 ayda 3 milyar 43 bin TL kira bedeli ödendiği ortaya çıktı. Bu kira bedeliyle 3 adet hastane yapılabileceğini görüyoruz. Bu sistemin topluma faydası yoktur. Hastaneler insanı yaşatmak için inşa edilir, sermayeyi yaşatmak için değil.