Işın Toymaz - Mannheim
Başkanlık sistemini dayatan referandumun üzerinden tam 10 gün geçti. Referandum sonrası ise Almanya’da sular bir türlü durulmadı.
Mühürsüz referandum, nazi benzetmeleri sonrası Almanya’dan ekonomik yardım is-tediğimizin ortaya çıkması ve yüzde 75 “evet'' çıkan Avusturya’da Türklerin, TC kimliklerini iade etmek için birbiriyle yarışması yetmezmiş gibi şimdi de AKPM’nin Türkiye hakkındaki siyasi denetim kararı Türkler ve Almanlar arasındaki itişmenin bir süre daha devam edeceğini gözler önüne seriyor.
Konuyla ilgili ABC Gazetesi’ne konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Almanya Sözcüsü Kazım Kaya, AKP iktidarının izlediği Almanya politikalarının, ülkede 56 yıldan bu yana huzur ve barış içinde yaşayan Türkleri her geçen gün daha da zor duruma düşürdüğüne işaret etti.
Kaya, başta Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) aldığı siyasi denetim kararı olmak üzere son gelişmeleri şöyle değerlendirdi:
“Türkiye’nin AB rotasından çıkarılmasına yönelik iktidarın politika ve uygulamalarının sonuçlarına Almanya’daki Türkler de katlanmak zorunda kalıyor. CHP olarak AKPM’nin Türkiye’yi ikinci lige düşüren bu kararını elbette doğru bulmuyoruz. Ancak unutulmasın ki Türkiye AKP demek değil. Hatta Almanya’nın Başbakan adayı Martin Schulz’un da dediği gibi ''Erdoğan, Türkiye demek değil’. Tartışmalı referandum ile getirilmek istenen tek adam sistemine ilişkin her türlü girişime karşı mücadelemiz ise devam edecektir.
''AVRUPALI TÜRK’ÜN YÜZÜ KIZARDI’
İktidarın öngörüsüz politikalarının sonuçlarını görüyoruz. Bakan Şimşek’in Almanya’dan ekonomik yardım talebi ise onur kırıcı. Göçmenlerin konumunu düşünmeden, huzurunu düşünmeden üç beş oy için hayatlarını güçleştiriyorlar. Gülünç duruma düşüyoruz. Ve ne yazık ki günlük yaşamında sade vatandaş sohbetlerde alay konusu oluyor. Önce Nazi suçlaması yapacaksın, sonra da yardım isteyeceksin. Avrupa’da yaşayan Türkleri artık rahat bıraksınlar. Ellerini vicdanlarına koysunlar. Avusturya’daki konsolosluk önündeki utanç kuyruğu ve bu yardım talebinin ortaya çıkması buradaki Türklerin yüzünü kızarttı. Avrupalılar, burada özgürce yaşayıp ülkesi için diktatörlük isteyenleri anlamakta zorluk çekiyorlar. Elbette bu tarz dışlayıcı ve ayrımcı uygulamaları topyekûn reddediyoruz. Ancak iktidar önünü arkasını düşünmediği politikaları ile ırkçıların, sağcıların ekmeğine yağ sürüyor. İktidardaki siyasetçilerin daha dikkatli bir dil kullanmalarını ve Almanya ile ilişkilerini düzeltmelerini bekliyoruz.''
''YURT DIŞINDAN ÇIKAN ''EVET’ HEPİMİZİN UTANCIDIR’
Öte yandan Mannheim kentinde Ana Tren Garı önünde gerçekleşen eylemde bir basın açıklaması yapan CHP Almanya Sözcüsü ve CHP Baden Württemberg Birliği Başkanı Kazım Kaya özetle şunları söyledi:
“Tam 2,5 aydır sokak sokak, şehir şehir dolaşıp hayırın ülke için ne kadar gerekli olduğunu anlatmak için dolaşıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarının bize
emanet ettiği ülkeyi karanlığa sürükleyenlere teslim etmeyeceğiz. Bütün baskılara rağmen hayır kazandı. ''Hayır’ önce vicdanlarda kazandı. Bunun devam etmesi gerekir. Taş yerinden oynadı. Şimdi sırada bu onurlu insanların bu taşı itmesi var. Dünyanın nere-sinde olursak olalım ülkemizle onur duyuyoruz. Biz yurt dışında özgürlükler içinde yaşa-yan Almanyalı Türk seçmenler olarak, buradan yüzde 63 evet çıkardığımız için utanıyoruz.
'SOKAKTA DOLAŞAMIYORUZ’
Avrupa’nın düşünce özgürlüğünü, hoşgörüsünü, kardeşliğini burada yaşayacaksınız ama kendi vatanınızda baskı rejimi için oy vereceksiniz. Bu hepimizin utancıdır. Sokaklarda dolaşamıyoruz. Basını bir takip edin. ''O zaman evet dediğiniz ülkenize gidin'' diye haykırıyorlar. Biz bunu haketmiyoruz. Artık Lazı, Kürdü, Türkü değil onurluluların, namusluların cephesidir hayır cephesi. Rotayı yeniden Mustafa Kemal Atatürk’ün ülke-sine çevirmek zorundayız. Ve biz bunu başaracağız.''
Diğer taraftan eylemciler ellerinde Türk bayrakları ile çıktıkları meydanda, hileli referandumun iptal edilmesini talep ettiler.