Fatih Belediyesi tarafından Cemalettin Server Revnakoğlu’nu tüm yönleriyle ele alan bir sempozyum gerçekleştirildi. Sempozyumun açılış oturumunu gerçekleştiren tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, eski İstanbul kültürünü devam ettiren ya da anlayan insanların yetişmesi gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'yi bunların kurtaracağını dile getirdi.
Fatih Belediyesi tarafından düzenlenen 'Kültür Tarihimizin Emsalsiz Arşivi, Cemalettin Server Revnakoğlu ve İstanbul' başlıklı sempozyum, Fatih Kültür ve Sanat Merkezi'nde başladı. Açılış oturumunu gerçekleştiren tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Fatih semtinin eski sınırlarını aktardığı konuşmasında, "Bugünkü Fatih'in hem nüfus hem kültür hem de fizik bakımından temizlenmesi, eski şekline kavuşması maalesef bizim neslimizin becerebileceği bir şey gibi görünmüyor. En itimat edeceğimiz, saygı duyacağımız insanların bile ya burada sözü geçmeyecektir ya da başka şeyler tarafından bastırılacaktır. Burada rant ekonomisinden evvel İstanbul'a hakim olan hemşeri gruplarının kafa yapıları çok önemlidir" dedi.
"Kaybettiğimiz canlı kültürel varlıklarımızı telafi edemiyoruz"
İstanbul'un 1950'li yıllardaki imarının Türk tarihinin bir skandalı olduğunu vurgulayan Ortaylı, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Hiçbir şekilde bu imar hareketinin başında olan devlet adamını toptan karalama fikrinde değiliz. Onun akıbetini herkes bilir ve üzülmüşüzdür. Ankara civarında validemin ısrarıyla gittiğimiz bir köy düğününde Menderes'in oradaki insanların fakirliğini görüp ağladığına şahit olmuştuk. Babam, 'Bak bu Başvekil Adnan Menderes, adam çok milliyetperver.' dedi. İlk kez milliyetperver kelimesini orada öğrenmiş oldum. Ama hakikaten böyle bir adamın anlamadığı bir işe, İstanbul'un imarına tek başına girmeye kalkışması bu memleketin bir felaketi oldu. Çok kötü bir İstanbul ortaya çıktı. 5 adet Mimar Sinan eseri yok oldu. Mesleğinin matematik tarafını iyi bilen lakin maalesef ne şehircilik bilen ne de şehirden anlayan, iki dünyaya mensup olmaktan çok uzak nesillerin yaptığı işlerdir bunlar."
İlber Ortaylı, Revnakoğlu'nun döneminde Doğu ve Batı'ya hakim şahsiyetlerin yaşadığına işaret ederek, "İki kültürü de muhafaza eden, iki dünyaya da ait, ikisinin de üstadı dediğimiz nesiller artık kayboldu, yeniden diriltmek için çalışıyoruz. Yeni Türkiye, eski Türkiye'nin her şeyini telafi etti. Etmediği bir şey kalmadı diyebilirim, tıbbiyemiz çok daha iyi mühendislerimiz öyle, ordularımız başkalarını talim ettirecek kadar iyi, iş hayatımız, sanayileşmemiz çok önde gidiyor. Ama geri kalan bir şey var, o da kültür. Kaybettiğimiz canlı kültürel varlıklarımızı telafi edemiyoruz" diye konuştu.
"Şüphesiz ki imam hatip okullarına karşı değilim"
Fatih'te eski kültürü yaşatan mimari eserlerin zaman içerisinde ortadan kaldırıldığına da değinen Ortaylı, şu bilgileri verdi:
"Şüphesiz ki imam hatip okullarına karşı değilim. Ama adı sonradan değiştirilerek sayın Cumhurbaşkanımızın adı verilen (İstanbul Recep Tayyip Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi) İstanbul İmam Hatip Okulu'nun binasına bakınız. Herhalde o binanın o çirkin haliyle bir amaç güdülüyordu, aşağıdaki Fener Lisesi'yle yarışması. Sur içine bir şey yaptığınız zaman Fener Erkek Rum Lisesi'yle yarışmak yerine ecdadın yaptığı ve Dersaadet'in profilini teşkil eden binalarınıza saygı duymanızı, tevazu ile uyum sağlamanızı tavsiye ederim. Yani 'ben Fener Erkek Lisesi'yle boy ölçüşecek kocaman bir imam hatip okulu yapacağım' diye Sultan Selim Camii'nin yanında ya da biraz ötesindeki Fatih Camii'nin profilini gölgeleyecek bir Türk ve İslam tasavvuru kabul edilemez. Tıpkı Şehzade Camii'nin karşısına yapılan Büyük Şehir Belediye Binası gibi yapılar saygısızlık ve küstahlıktır."
"Türkiye'yi eski İstanbul kültürünü anlayan nesiller kurtaracak"
Prof. Dr. Ortaylı, bugün, eski İstanbul kültürünü devam ettiren ya da anlayan insanların yetişmesi gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'yi bunların kurtaracağını dile getirdi.
Eski İstanbul'un bugün yok olmasının bir başka şekilde dirilmeyeceği anlamına gelmediğini aktaran Ortaylı, "Eminim ki ileride Türk gençliği, Z kuşağı değil belki lakin daha ileride bu İstanbul'un binalarını yıkacak. Yerine yenisini restore edecek, yeşil alanları arttıracak, onun içerisindeki kültürü ortaya çıkaracak. Bunun başka şansı yok" ifadelerini kullandı.
“Bilim elinizdeki aletten öğrenilmiyor”
Gençlere tavsiye veren Ortaylı, “Bu Revnakoğlu kitabını sürekli okumanız lazım. Sabahtan akşama kadar oturup da okuyun demiyorum. Başucunuza koyun. Eliniz değdikçe açın okuyun. Göreceksiniz. Bir münevver nasıl ıstırap çekti o yıllarda. Bu büyük semtin, insanların ikamet ettiği İstanbul’u temsil eden semtin her köşesindeki binalar nasıl gitti. İnsanların kaybolması, değişmesi kaçınılmazdır. O kültürü anlayan insanların yetişmesi lazım. Türkiye’yi o kurtarır. Bilim elinizdeki aletten öğrenilmiyor. Eserleri okumanın yolu şudur. Biyografisini okursunuz. Sonra mahalle mahalle, sokak sokak okursunuz. Böylelikle İstanbul’u yutmuş olursunuz” dedi.