RTÜK'ün CHP'li üyesi İlhan Taşçı, yaşam öyküsünü Sözcü'den Başak Kaya'ya anlattı. Taşçı, orta halli bir ailenin çocuğu olduğunu, üniversite için Ankara’ya geldiğinde kalacak yeri ve parası olmadığını belirtti. Üniversiteyi Koç bursu ile okuduğunu söylerken, "Ali Koç'a, Koç bursu ile üniversiteyi okuduğumu söylediğimdeki mutluluğu inanılmazdı" dedi. Otogarın evi olduğunu ve burada çay satarak harçlığını çıkardığını belirten Taşçı, gazetecilikteki rol modelinin ise Uğur Mumcu olduğunu söyledi. İşte Konya Cihanbeyli'de doğup büyüyen Taşçı'nın yaşam öyküsü:
"SORULARIN ÇALINMADIĞI ZAMANLARDI..."
"Orta gelirli bir ailenin çocuğuyum. Babam Almanya'ya giden ilk işçilerdendi. Türkiye'ye döndükten bir süre sonra hayatını kaybetti. Biz baba yolu gözleyerek büyüdük. Beş kardeşiz. Anneme, babam okuma yazma öğretti, okumaya düşkün annemin çabasıyla biz de eğitim alabildik. Devlet okullarında okuduk. Çalışan, çabalayan herkes okuyabiliyordu, şimdiki gibi değildi. Soruların da çalınmadığı zamanlardı…"
"GÜNDÜZ OKULA GİDİYOR, AKŞAM AŞTİ'YE GİDİYORDUM"
"Dükkandan bozma bir yerde arkadaşım Vehbi'yle birlikte kalıp üniversiteye hazırlandım. Üç öğün yemek mucizevi bir şeydi. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni kazanıp Ankara'ya geldim. Siyasi nedenle öğrenci yurdu macerası daha ilk gece bitmişti, kalacak yerim de yoktu. Otogara gittim. AŞTİ yeni yapılmıştı. Üst katında pek kullanılmayan alanlar vardı. Gündüz okula gidiyor, bir yandan da iş arıyor, akşam da AŞTİ'ye dönüyordum."
"FAKÜLTEDE ÜZERİNİ DEĞİŞTİRMEYEN BİR SEN BİR DE BEN VARIM..."
"Bir arkadaşıma 'Birlikte ev tutalım mı?' dedim. 'Ben teyzemde kalıyorum' cevabını verdi. Ben de 'Fakültede üzerini değiştirmeyen bir sen bir de ben varım' dedim. O akşam yine otogara gittim. Birisi çantasını yastık yapmış mizah dergisi okuyordu. Bir baktım ‘teyzesinde kalan' arkadaşım Ogün. 'Bu otogar senin teyzenin mi?' diye sordum gülerek. Sonra onunla güzel ev arkadaşlığımız da oldu, yoldaşlığımız da. Sonra AŞTİ'nin çay ocağında iş buldum. Termosla çay satıyordum. Keçiören'de gecekondudan bozma bir yer bulduk."
"KOÇ BURSU İLE OKUDUM"
"Dereceye girerek üniversiteye girdiğim için karşılıksız burs çıktığını çok gecikmeli biçimde öğrendim. Koç bursuydu bu. İlk burs parasıyla arkadaşlarıma yemek ısmarlamıştım."
"KİTAPLARIMDAN TEK ŞİKAYET YOK"
"Araştırma ve inceleme ağırlıklı yayınlanmış 9 kitabım var. Kitaplarımın çoğu iktidarın çevresindeki insanların dikkat çeken zenginleşmeleri ve yolsuzluklarla ilgili siyasi araştırmalardı. Kitaplarımdan dolayı hakkımda verilmiş bir şikayet dilekçesi bile olmadı. Bundan gurur duydum. İki nedeni var, kitaplarımı hep cerrah titizliğiyle yazdım ve yazdığım her şey belgeliydi."
"KILIÇDAROĞLU İLE ÇALIŞMAK HEM ZOR, HEM KOLAY"
"BBC Türkçe'de çalışırken, çağrısı üzerine CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile Meclis'te basın danışmanı olarak çalıştım. Anlık gelişmeleri ilettiğim bilgi notlarını sakince dinleyip, analitik düşünerek hızla bir sonuca gitmesi beni hep etkilemiştir. Kılıçdaroğlu ile çalışmak hem çok kolay, hem çok zor. Kolay çünkü, kolay sinirlenmez. Zor çünkü, zor beğenir. Ayrıntıları önemser ve belgeye dayanmayan bir konuyla asla ilgilenmez."
"TEK SESLİ TÜRKİYE İÇİN ÇABALIYORLAR"
"RTÜK üyeliği için beni aday gösterdiler ve seçildim. Burada bürokrasiyi, bürokrasi diplomasisini, siyasetin başka bir yönünü gördüm. RTÜK'ün siyasi iklimden etkilenmesinin sonuçları var. Şu anda istedikleri ve çabaladıkları, 1700 radyo ve televizyonun olduğu Türkiye'de tek seslilik… TELE 1, Halk TV karartma cezası aldı. Peki, Türkiye'deki ekonomik kriz, dış politikadaki hatalar, işsizlik ortadan mı kalktı? Sadece zaman kazanmaya çalışıyorlar."
"SÖZCÜ TV'Yİ ENGELLİYORLAR"
"RTÜK, SÖZCÜ TV başvurusunu gündeme almıyor. Bu korkunun göstergesi. Mevcut iktidarın istemediği yayını yapabileceği düşüncesiyle, niyet okuyarak lisans vermemenin hukuki sonuçları olur. Bir kanalın yayın hayatına başlamasından bu denli çekiniliyorsa nedeni hukuki değil siyasidir. Televizyonunu satan kişiye ait logo kullanıldığı için ceza verilecekse bunun devralan SÖZCÜ'ye değil, ilk sahibe verilmesi gerekirdi. Manidar bir ceza. Üstü kapalı biçimde ‘Böyle bir televizyon istemiyoruz' diyorlar."
"GAZETECİLİKTE ROL MODELİM MUMCU"
"Çocukluğumdan itibaren gazetecilik ve siyasete meraklıydım. Lisede Uğur Mumcu'nun kitaplarını okuduktan sonra rol modelim olmuştu. Gazeteciliğe de Cumhuriyet Gazetesi'nde gece muhabiri olarak başladım. Yüksek yargı muhabirliği ise gazetecilikte kendimi bulduğum bir alandı. Ayrıntılar arasındaki ilişkiyi birleştirerek fotoğrafı netleştirmekten inanılmaz keyif alıyordum."