Ilıcak ve Altan kardeşler davasında savcılık mütaalası açıklandı!

‘Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan gazeteciler Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak ve akademisyen Mehmet Altan’ın da aralarında bulunduğu altı sanık Yargıtay’ın...

‘Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan gazeteciler Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak ve akademisyen Mehmet Altan’ın da aralarında bulunduğu altı sanık Yargıtay’ın bozma kararının ardından 2. duruşma bugün görüldü. FETÖ'nün medya yapılanmasının "darbe çağrışımı" davasında mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, sanıklar Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın, "terör örgütüne yardım etmek" suçundan 5 yıldan 10'ar yıla kadar hapsini, tutuksuz sanık Mehmet Altan'ın da beraatini istedi.

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Ahmet Altan, Yazıcı, Şimşek ve Özşengül, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi’yla (SEGBİS) katıldı.

Tutuklu sanık Nazlı Ilıcak ve tutuksuz sanık Mehmet Altan duruşma salonunda hazır bulundu.

Önceki duruşmada, mahkeme heyeti Yargıtay'ın bozma kararına uymaya hükmetti. 6. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu sanıklar hakkındaki tahliye taleplerini reddederken, tutuksuz sanık Mehmet Altan hakkındaki yurt dışı çıkış yasağı kaldırdı.

Duruşmada savcı celse arasında verdiği mütalaasını tekrar ederek, tutuklu sanıklar Nazlı IIıcak ve Ahmet Altan hakkında "Örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte FETÖ/ PDY silahlı terör örgütüne bilerek isteyerek yardım etmek" suçundan alt sınırdan uzaklaşılarak 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etti. Tutuksuz sanık Mehmet Altan hakkında ise beraat verilmesi talep edildi. Mütalaada diğer sanıklar Tuğrul Özşengül, Fevzi Yazıcı ve Yakup Şimşek'in ise "örgüt üyeliği" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi istendi.

Nazlı Ilıcak: “Özgür Bugün” diye bir gazetede çalıştığım iddia edilmiş, öyle bir gazete yok

“Özgür Bugün” diye bir gazetede çalıştığım iddia edilmiş, öyle bir gazete yok. Bugün gazetesinde çalıştım. Türkiye’de çok sayıda darbe oldu, ilk defa “darbenin medya kolu” diye bir icat çıkarıldı. Birbirini tanımayan insanlar “darbenin medya kolu”nda yer aldı. Bir başka icat da “üye olmamakla birlikte bilerek yardım” maddesinin gazetecilere uygulanmasıdır. Sırrı Süreyya Önder ve akademisyenler “propaganda”dan yargılandılar ve AYM ihlal kararı verdi. Mehmet Altan’la bana yöneltilen bazı iddialar örtüşmektedir. Onun için beraat talep edilirken, çıktığımız program benim için suçlama talebi yapılırsa eşitlik ilkesi zedelenmiş olur.

"Eren Erdem’in tahliyesiyle 220/7’den tutuklu yargılanan kalmadı"

Zekeriya Öz görevdeyken OdaTV davasıyla ilgili hakkında suç duyurusunda bulundum. Bu nedenle Öz hakkında yaptığım röportaj terör örgütünü desteklediğime delil oluşturamaz. "Kaç Saat Oldu” ve “Fuat Avni” tweetleri paylaşarak “propaganda” yaptığım söyleniyor. Ama bu tweetlerin içeriği bana verilmedi. “Fuat Avni” dışında diğer hesaplar FETÖ ile ilişkilendirilmedi. AYM kararında darbenin “FETÖ tarafından yapıldığı bilindiği bir tarihte” bazı tweetler attığım söyleniyor. Yanlış bir varsayım, 15-16-17 Temmuz’da tam olarak bilinmiyordu. Üstelik darbe aleyhtarı tweetlerim görmezden gelindi. Attığım tweetler bir bütünlük içerisinde değerlendirilmeli. Darbenin kurmaca olduğu tezine karşı geliyorum, kenetlenme çağrısında bulunuyorum. Oysa Yargıtay darbeye “tiyatro” denmesini bile eleştiri kabul etti. Eren Erdem’in tahliyesiyle 220/7’den tutuklu yargılanan kalmadı. Ben “bilerek, isteyerek” bir yardım suçu işlemedim, dolayısıyla beraatimi talep ediyorum. Beraat kararı vermezseniz dahi tahliyemi talep ediyorum."

"Hakkımızda yeterli delil olsaydı zorlama delillere ihtiyaç duyulmazdı"

Nazlı Ilıcak'ın savunmasının ardından sanıklardan Şükrü Tuğrul Özşengül tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden SEGBİS'le bağlanarak savunmasını yaptı. Özşengül şunları söyledi:

Hakkımızda yeterli delil olsaydı zorlama delillere ihtiyaç duyulmazdı. Hiçbir yazımda örgütü övücü, destekleyici, savunucu hiçbir söylemim olmamıştır. Bırakın bunları sempatim bile olmamıştır. Kurumlarla bağım nedeniyle öğrencilerin suçlanmasını eleştirdim. Yanlışa yanlış demek FETÖ ile aynı safta olmak anlamına gelmez. Ben de bunu yaptım, vicdanımın sesini dinledim. Anayasa’nın bana tanıdığı fikir ve ifade özgürlüğümü kullandım. 28 gün hiçbir işlem yapılmadan nezarethanede kaldım. 28 gün sonunda çıkarıldığım hakimlikte 5 dakikada tutuklandım. Sanki savunmam hiç alınmamış gibi iddianameye bağlı kalınarak hakkımda hüküm kurulmuştur. Bir suçtan cezalandırılmanın temel koşulu, suçun kuşkuya yer bırakmayan kesin ve açık bir ispata dayanmasıdır. Dosyada makul şüphe bile oluşturmayacak konular, iftiraya dönüşmüştür. Mütalaada “gazeteci kisvesi altında gizlendiğimiz” iddia ediliyor. 34 senem Polis Akademisi’nde geçti. Ben hiçbir zaman gazeteci olduğumu söylemedim, akademisyenim. 34 sene boyunca emniyet teşkilatının içinde çalıştım, oradan bir şey çıkaramadınız mı? Hayatımın bir kısmını alıp, bir kısmını bırakıp hüküm veremezsiniz. Bizim yapmış olduğumuz savunmalar, karşı çıkmalar sonuca hiçbir şekilde yansımıyor. Biz o zaman niye konuşuyoruz? Niye avukat tuttuk? İddia makamı hakkımdaki iddiaları delillendirmiyor sadece yorumlandırıyor. Keşke sayın savcı savunmamı okumuş, yazdığım yazıları okumuş, yaptığım programları izlemiş olsaydı."

"Benim fiilim değil, ben cezalandırılıyorum"

Mahkeme Başkanı, sağlık kurulunun, Özşengül'ün rahatsızlığının tutukluluğuna engel oluşturmayacağına dair raporunu okudu. Özşengül ise tahliye olmak gibi bir ısrarının olmadığını belirterek şunları söyledi:

"Bir takım sözlerimin cımbızlanarak suçlama yapılmasının adı mütalaa değil, iftira olur. Bu iftirayı yapanların da benim verdiğim vergilerimle maaş alan memurlar olmasına üzülüyorum. Benim yazdığım yazılar, bugün gazetelerde yazılanların yanında leblebi çekirdek. İnsanlar neler yazıyor. Demek ki benim fiilim değil, ben cezalandırılıyorum. Kendimi medeni bir şekilde savunuyorum. Yolsuzluk, hırsızlık yapmadım. Tam tersine on binlerce insan yetiştirdim. Kimse beni “vatan haini”, “terörist” olmakla suçlayamaz. Samanyolu TV’de program yaptım. Kimsenin cemaatinden değilim. Gocunacak bir tarafım yok. Sitemlerimin arkasında “teröristlik” değil vatanperverlik var"

Hakkındaki iddiaların “iftira” olduğunu tekrarlayan Özşengül beraatini talep ederek savunmasını tamamladı. mahkeme başkanı duruşmaya saat 13.15’e kadar ara verdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.