Meksika'nın başkenti Mexico City'de gerçekleştirilen ‘Bloomberg CityLab 2024 Zirvesi’nde, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 500'den fazla belediye başkanına hitap etti. İmamoğlu, otoriter rejimlerin demokratik kurumları zayıflattığını ve muhalefeti susturduğunu belirterek, "Bu oyun, yalnızca ulusal sınırlar içinde değil, dış düşmanlar yaratarak ve uluslararası çatışmaları körükleyerek güç kontrolünü pekiştirmeyi amaçlıyor," dedi.
Zirvede, İmamoğlu, İBB'nin ‘Askıda Fatura’ uygulaması gibi projeleri ve İstanbul Modeli'ni de anlattı. "Dünya barışı" için mesaj veren İmamoğlu, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Millet yaşamı tehlikeye girmedikçe, çıkarılan savaş savaş değil, cinayettir" ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözlerine atıfta bulundu.
İmamoğlu, İstanbul'un son yıllarda sığınmacı göçüyle karşı karşıya kaldığını ifade etti. "İstanbul’un bugün karşılaştığı zorlukların kaynağı, yalnızca içte artan otoriter sistem değil, bölgedeki otoriter liderlerin etkisi. Suriye'deki iç savaş 12 milyon insanı yerinden etti; bunların çoğu Türkiye'ye sığındı. Ukrayna ve Gazze'deki savaşlar da insani krizleri derinleştirerek milyonlarca insanı etkiledi. Sığınmacılar İstanbul'da yeni bir insani krizin ön cephesinde bulunuyor, fakat bu kriz İstanbul ve Türkiye’nin tek başına üstlenemeyeceği kadar büyük."
İmamoğlu, "Askıda Fatura" platformunu da şöyle tanımladı: "Bu uygulama, vatandaşların birbirlerine yardım etmesini sağlayan dayanışma belediyeciliğinin bir örneğidir. Pandemi sürecinin başında, İstanbul'daki hanelerin yüzde 25’i elektrik faturalarını ödeyemediği için sosyal yardım talep etti. Bu sebeple, sosyal yardım bütçemizi üç katına çıkardık, ancak talebi karşılamakta zorlandık. Bu nedenle, insanların birbirlerine yardım etmelerine olanak tanıyan eski bir geleneği yeniden canlandırdık."
İstanbul Modeli’ni üç temel ilke üzerine kurduklarını vurgulayan İmamoğlu, "Dayanışma, kalkınma ve refah" bu ilkelerin rehberliğini sağladığını belirtti. "Dayanışma ilkesine göre, şehir yönetimi ve 32 belediye şirketi, kent sakinlerinin ihtiyaçlarına öncelik vermektedir. Bu yaklaşım, göç, yoksulluk ve eşitsizlik gibi karmaşık sorunlarla mücadele ederken yaratıcı, adil ve yeşil bir şehir inşa etmeyi amaçlamaktadır. İkinci ilke olan kalkınma, eşitlikçi ve akıllı kentleşmeye odaklanır."
İmamoğlu, kendisine yöneltilen "Demokrasinin ve küresel barışın tehdit altında olduğu bir dünyada, şehir liderliği nasıl kritik bir fark yaratabilir" sorusuna şöyle yanıt verdi: "Otoriter politikacılar, toplumsal bölünmeleri istismar ediyor ve demokratik kurumları zayıflatıyorlar. Bu sorunlar, yalnızca ulusal düzeyde değil, bölgesel ölçekte de etkili. Şehirler, göç ve mülteci krizinden doğrudan etkileniyor; ancak küresel politikaların şekillendirilmesindeki rolleri sınırlı. Bu nedenle, belediye başkanları karar alma süreçlerinde daha fazla iş birliği yapmalıdır."