İmamoğlu'nun konuşmasından satır başları:
O kadar şeffaf bir yönetimi İstanbul'la buluşturacağız ki İstanbul'un 39 belediye başkanı da bizimle çok eşit bir biçimde İstanbulluya hizmet için çalışacak. Eğer İstanbul'a değil de başka bir şeylere hizmet söz konusuysa bu açıkça vatandaşın önünde cereyan edecek.
Benim elim kolum bağlı değil, ben sırtımı 16 milyon insana yaslayacağım. Türkiye'nin demokratikleşme anlamında yerelden başlayacak ciddi bir yenilenmiş demokrasi hikayesinin merkezi olacak İstanbul. Bunu başarabiliriz. Sokakta kimseyi ayrıştırmıyorsak, mecliste de ayrıştırmayacağız.
ERDOĞAN'A ANITKABİR YANITI: FIRSAT BULDUKÇA GİDECEĞİM
Usülleri daha sonra konuşuruz şu an gündemimiz değil. Anıtkabir'e ne zaman fırsat bulsam giderim. Defteri almışlarsa bir daha gider bir daha yazarız. Bizim için Anıtkabir'e gitmek çok önemli. Fırsat buldukça moral bulmak için gideceğim.
Usüle bu kadar hassas bakıyorlar, İstanbul'da uygulanan usule neden hiç göz atmıyorlar hayretle takip ediyorum. Yaratılan ortamın en büyük sebebi "Kazandık" açıklamasıdır.
Anıtkabir'e gitmek benim kararımdı. Seçimi kaybetsem de gideceğim dedim.
İSTANBUL'DA SON DURUM: SEÇİMİ KAYBETTİLER
Ben matematik üzerinden konuşuyorum. Sayımla ilgili bir derdimiz yok. Ama hala milletin gözü önündeki çifte standartı anlamıyoruz. Neden Balıkesir'de, Yusufeli'nde yapılmadı? Çifte standart olunca haktır, hukuktur diyemezsiniz. İster sağdan sola, ister soldan sağa saysınlar bir şey değişmeyecek. Matematik ortada, istatistik ortada.
Günün sonunda en fazla AKP'li seçmeni üzüyorlar. AKP'li hemşehrilerim beni gördüklerinde tebrik ediyorlar. Yanlış yapıyorlar.
Seçimi kaybettiler, kaybettiklerini biliyorlar biz de kazandığımızı biliyoruz. Bunu kavramak ve kabul etmek istemiyorlar. Bu seçimde başarısızlığın sebebini araştırsalar hem kendilerine hem de memleketlerine faydalı olurlar.