İmamoğlu-Yıldırım ortak yayını hakkında tüm önemli detaylar...

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ve AKP adayı Binali Yıldırım, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gazeteci İsmail  Küçükkaya moderatörlüğünde düzenlenecek tartışma programında bir araya gelecek.GÜVENLİK...

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ve AKP adayı Binali Yıldırım, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gazeteci İsmail  Küçükkaya moderatörlüğünde düzenlenecek tartışma programında bir araya gelecek.

GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Kongre merkezi ve çevresi araç ve yaya girişine kapatıldı. Ortak yayının yapılacağı kongre merkezi içindeki stüdyoda ise saatler öncesinden bomba araması ve genel temizlik çalışmaları yapıldı. Kongre merkezinin bahçesine ise yayını takip edecek gazeteciler için dev ekran ve basın çadırı kuruldu.

Program öncesi Binali Yıldırım, hafta sonu Tuzla’da bulunan konutunda vakit geçirdi.

Yıldırım’ın ekibi ile programa hazırlık yaptığı öğrenildi. Yıldırım ayrıca babalar günü dolayısıyla pazar günün konutunda ailesi ile bir araya geldi.

İMAMOĞLU ÇALIŞMALARA DEVAM ETTİ

Buna karşılık Ekrem İmamoğlu ise cumartesi geç saatlere kadar seçim çalışmalarına devam etti.

İmamoğlu bugün ise Beylikdüzü’nde bulunan konutunda ailesi ile dinlenerek geçirdi.

İMAMOĞLU LÜTFİ KIRDAR'DA

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'nun ortak yayın yapılacağı Lütfü Kırdar Kongre Merkezi'ne geldi.

Eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte geldiği araçtan inen İmamoğlu, gazetecilere el sallayarak kongre merkezine geçti.

BİNALİ YILDIRIM GEÇ KALDI!

AKP adayı Yıldırım, 82 milyonun heyecanla beklediği 'ortak yayına' geç kaldı.

BİNALİ YILDIRIM AYNI 'YALANI' SÜRDÜRDÜ

Tarihi yayının ilk sorusu Yıldırım'a soruldu. Moderatör İsmail Küçükkaya'nın 'Neden tekrar seçime gidiyoruz?' sorusuna yanıt veren Yıldırım, seçimde oylar çalındı ifadelerini tekrar kullandı.

Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

'NE TESADÜFTÜR Kİ AA YAYINI KESTİ'

Ekrem İmamoğlu: Oyların sayılmasını istedik ama CHP istemedi yorumu yanlıştır. 31 Mart gecesini hızlıca hatırlayalım. Öncelikle TV kanallarının bir kısmı yasakları çiğneyerek bir süreç başlattı. Veri alınamama kısmı 12 saate yakın sürdü. Sayın Yıldırım ne olduysa kazandık diye açıklama yaptı. Ne tesadüftür ki o esnada AA yayını kesti. O günün sabahında YSK başkanı süreci sona erdiren açıklamasını yaptı. 29 binden fark indi diyor sayın Yıldırım. 24 bin 057 ilk sayı. 24 bin 057 oyla başlayan süreç 13 bine indi.

- 4 pusuladan 1'i neden geçersiz?

Ekrem İmamoğlu:  AA bu veriyi neden kesti? Sayın Yıldırım'ın tek bir açıklaması yok. Niçin 12 saat veri verilemedi? Maddi hatalardan sonra sayı 20 bine indi. Daha sonra geçersiz oylar sayıldı. Sayı 13 bine indi. Daha sonra sondaj yapıldı. 13 bin 729'a indi. Sondaj yapılan sandıklarda bizim lehimize oy çıktı. Bir zarfta 4 oy var. Muhtarlık seçimi, ilçe belediyesi meclis üyesi seçimi, ilçe belediye başkanlığı seçimi... Şaibe yok. Şaibe bir tek İBB başkanlığında var. Buna hiçkimse inanmaz. İBB seçimleri anamızın ak sütü gibi helaldir.

SORU: BU SEÇİM NEYİN SEÇİMİ? ERDOĞAN KAMPANYANIZDA GERİ PLANDA KALMIŞ GÖZÜKÜYOR. KEZA BEKA MESELESİ DE GERİDE KALDI... SEBEBİ NE?

Yıldırım: Doğrudur. Biz yeniden sayılmasına itiraz etmedik diyor. Tamamen yalan, elimizde belge var. Tamamı sayılsaydı, sonuç değişecekti. Biz bunu Maltepe'de gördük. Bunu ilçelerin tümüne yayın, göreceksiniz. Biz bu şaibeler kalksın, seçimler yenilenmesin istedik. Ama bu anlayışı CHP'de görmedik.

Söylemlerimizde hiçbir değişiklik yok. Baştan beri, 31 Mart öncesinde de aynı kampanyayı yürütüyorduk. Aynen de bunu yapıyor, yapmaya da devam ediyoruz.

' ON BİNLERCE İNSAN MÜCADELE ETMESEYDİ O GECE BU İŞ BİTERDİ'

İmamoğlu: "Biz tutanaklarımızı sağlam tutmasaydık, onbinlerce insan mücadele etmeseydi o gece bu iş biterdi. Ama biz mücadele ettik. Görev yapan onbinlerce insanın bu işte hakkı vardır"

Soru: YSK bir karar verdi, aynı soruyu size de sormak isterim. Ben bu seçime niye gidiyorum?

İmamoğlu: Oyların yeniden sayılmasını istedik ama CHP istemedi tamamen yanlış bir değerlendirmedir. Önce 31 Mart akşamını bir hatırlayalım. Anadolu Ajansı 12 saat veri geçmedi. Sayın Yıldırım seçimi kazandığını açıkladı.

Soru: 4 oy pusulasından biri neden iptal edildi?

Anadolu ajansı bu veriyi niçin kesti, Sayın Yıldırım’ın bu konuyla ilgili bir açıklaması yok.

(İmamoğlu 20 TL’lik banknotu göstererek konuştu) Şimdi bu 20 TL’den 5 TL’si sahte diyorlar. Buna kimse inanmaz. YSK’nın kararında çaldılar yok, Sayın Yıldırım’ın mektubunda çaldılar yok. Meydanlarda ‘Çaldılar’ diyorlar. Çaldılar kime.

Soru: O gün ne oldu?

Yıldırım: Olayları çarpıtmanın gereği yok. İsmail Bey, halka konuşuyorum. Aradaki nihai fark 13 bin 729. Başlangıçta 29 bin 504 küsür. Kaldı ki Ekrem Bey ilk açıklamasını akşam 9’da yaptı. ‘9 puan öndeyiz’ dediği açıklama. Benim ilk açıklamam 11.25’tir. Eldeki bilgilere göre ‘biz seçimi kazandık’ dedi.

Soru: Bu hata mıydı?

Yıldırım: Hayır orada bir hata yok. AA niye yayını kesti, kesmedi, benim işim değil. Mazbatalar işleniyor ona göre genel merkezimizden teyit de ediyoruz. 4 pusula meselesine gelelim. Bu tamamen aldatmacıdır. 4 ayrı pusula var. Ama itiraz edilen Büyükşehir Belediye Başkanlığı oyu. İlçeler için itiraz var. Maltepe için MHP, Büyükçekmece için AK Parti, Sancaktepe için CHP. Neden tamamını saydırdı? Demek ki orada şüphesi var. İtitaz olan pusula sayılır. Biri niye çalındı gibi işi çarpıtmanın gereği yok.

Soru: Aynı zarftan çıkanlar için yorum yapılıyor

Yıldırım: Oylar ayrı sayılıyor, tutanaklara ayrı geçiyor. Ayrı pusulularda. Biz buna itiraz ediyoruz.

Soru: Siz de uzun bir kampanya yürütmektesiniz. Sizin de yeni seçimi anlatmanızı isteyeceğim. Yeniden sayımı sayın Yıldırım ve AK Parti söylüyor. Özellikle sizden 23 Haziran’a ilişkin yorumlarınızı istiyorum.

İmamoğlu: Saat 9 gibi açıklama yaptığım doğrudur. AA gibi garabet rezillik yaşıyoruz, bizim oranımız şudur dedik. Yaklaşık 1,5 saatin üzerine televizyon kanalları hukuksuz yayın yapmıştır. Sayın Yıldırım AA beni ilgilendirmez diyor, bakanlarıyla görüşüyor. Saat 2.20’de benim açıkladığım 30 bin 86 sandığa göre kalan sayıya göre, artık seçimin sonucunun değişme imkanı kalmamıştır. 1 Nisan’daki veri burada, birleştirme tutanağı burada. 34 bin 57. İşinize geldiği gibi rakamlarla oynamayın. Yalan, uydurma ifade hoş değil. Gerekçeye göre karar veriyor YSK. Sayımı yapan kişilerin hukuka aykırı olduğunu söylüyor. YSK’nın kararında ‘çaldılar’ yok. Sadece ve sadece sandık kurulunun üyelerine bakıyor. Sayın Yıldırım ve ekibi, arkadaşları soyadına göre, yüzüne bakıp seçmeni tanıdıklarını söylediler. 2019’da yapılan yenilenen seçim bir demokrasi mücadelesidir. Ben seçilmiş belediye başkanıyım. Yenilenen seçim bir demokrasi mücadelesidir. 16 milyon insanın hakkını, kul hakkını yiyenlere karşı verilen demokrasi mücadelesidir. Beka sorunu var diyenler, kendileri de ifade ettiler. Bu süreçte hiç beka sorunu yok, konu İstanbul’a döndü.

***

SORU: ORDU'DA YAŞANANLAR ÇOK GÜNDEME GELDİ. BUNU AÇIKLAMANIZI İSTERİM. VIP OLAYINA NELER OLDU, NEDEN SİNİRLENDİNİZ

İmamoğlu: Trabzon memleket ziyareti ve ilçelerini gezmem, miting değil, bayramlaşma çağrısıydı. Ama muazzam bir karşılamaya döndü. Tabii bu muazzam süreç, bence bir tuzakla sona erdirilmek istenmiştir. Benim oradaki tavrım net, belli. Benim annemin orada düştüğü durum. Benim VIP gibi bir derdim yok. Benim öyle bir sıkıntım yok. VIP süreçlerinin çok daha netleşmesi gerekiyor. Geçenlerin haddi hesabı yok. Beni şuradan geçirin kavgam yok. Beni karşılayanlar yol gösteriyor, ben bakmıyorum. Ben söylediğimi söyledim, ben ne söylediğimi de biliyorum. Ama bu konu İstanbul'un konusu değil. Valiye hakaret etmedim. Basitleştirmek hakaretse hakarettir. Bize gelen uyarılar da var Vali ile ilgili. Ben anlamıyorum, başka kelimeler, pontus, rum, kimseyi hiç rahatsız etmedi, anlamıyorum.

Binali Yıldırım’dan Ekrem İmamoğlu’na soru: Ekrem Bey siz gelir gelmez İBB’nin veri kopyalama talimatını neden verdiniz.

İmamoğlu: Burada kendi cümleleriyle hatırlatıyorum, bir belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü işlemi denetler. Bu cümleyi verdi kendileri. Bu bir veri yedekleme işlemidir. Bu kadar basit ve kolay bir işlemi bir yerlere taşımanın bir anlamı yok. Sanki ajanlar basmış, ayıp yazık günah. Sayın Yıldırım’a süreci daha iyi analiz etmesini dilerim.

***

SORU: 31 Mart, YSK kararı ve 23 Haziran tamamını konuşmak istiyorum. Sİzin vaatleriniz var doğalgaz indirimi, ailelere yardım, kreş yardımı. Tabi rakibinizin de 18 günlük bir çalışması var su inidirimi gibi. Hep şu soruluyor "Sizin partiniz 25 yıldır İstanbul'un belediyesini yönetiyor partiniz de 17 yıldır merkez iktidarda bu neden yapılmıyor diye soruluyor.

Binali Yıldırım: Biz 25 yılda İstanbul'a çok hizmet yaptık. 1994'te 14 litre su veriliyordu, şimdi 101 litre su veriliyor. Istıranca'dan su getirildi, Melen'den su getirildi. Arıtma yüzde 9'du şimdi yüzde 99,5. Kanalizasyon hiç yoktu şimdi yüzde 70

1500 otobüs vardı şimdi 6500 otobüs var. Bu bizim de vaadimiz. AK Parti önergesi ile çıktı. Ekrem beyin önerdiği indirim tarzı değil, bizim önerdiğimiz indirim tarzı öne çıktı.

Soru: Mesela İstanbul’da yaşayan Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyete aşık bir kardeşinizim. Kime oy vereyim? Beni ikna edin. İstanbul’da yaşayan bir Kürt kardeşiniz olarak hangisine oy vereyim?

İmamoğlu: Ben Kürt kökenli vatandaşımın çocuğu mu, Türk kökenli mi diyorum. 16 milyon İstanbul’dan bahsediyorum. Sayın genel başkanıma ‘Efendim ben İstanbul ittifakının adayı olmak istiyorum’ dedim. Partizanlığı bu belediyeden söküp, atacağız. Bunun içinde AK Partili, Saadet Partili, MHP’li elbette HDP’li hemşehrilerim var. Partizanlık bu ülkenin en büyük düşmanlarından biridir. Terör en büyük sorundur peşinden partizanlık geliyor. Biz bu milleti barıştırmaya geliyoruz, eşitlemeye geliyoruz. Bağcılar’daki çocukla Kadıköy’deki çocuğu eşitlemeye geliyoruz. Ben bu çocuklardan bahsederken kökenini mi söylüyorum. Hepsi benim çocuğum. Biz mahallede demokrasiyi, semtte, ilçede, büyük şehirde sağladığımızda hiçbir sorun kalmaz. Gönül belediyeciliği ile afişler niye asıldı dedim. Bana 25 tane belediyenin kazanıldığını söylüyor. Partizanlıkla sadece ben değil sayın Yıldırım da mücadele etmeli. Ben özgürüm, 16 milyon insandan oy alıp belediye başkanı olacağım.

Soru: Aynı soruyu size de sorayım.

Yıldırım: Biz hizmet yaparken İstanbul’da ve Türkiye’de. İnsanların etnik kökenlerine, inançlarına bakmayız. İnsanlarımıza hizmet götürürken herkese aynı hizmet götürürüz. Particilik seçimlerde kampanyada parti vardır. Kampanyada partimizin söylemlerini dillendirirsiniz, seçim bittiğinde rozetinizi çıkarıp hizmet yaparsınız. Biz partizanlık yapıyorsak, adres bizeyse bunu şiddetle reddederim. İzmir’in toplu taşıması İZBAN’ı CHP belediyesiyle beraber yaptık. Çevre yolunu, Konak tünelini yaptık. İzmir-İstanbul yolunu yapıyoruz. Süre 2,5 saate düşecek. Partizanlığı şiddetle reddederim. 81 vilayetten İstanbul’a gelen bütün hemşehrilerimize 780 bin kilometrekare vatan toprağının her köşesinden İstanbul’a gelmiş, burayı evi, işyeri yapmış, çocuklarının geleceğini düşünen 15 milyon İstanbulluya hizmet için varız. İstanbulluya yapılan hizmet asla israf değildir. İstanbul’a 1994’den beri hizmet ediyorum. İDO Genel Müdürü yaptım. 4,5 yılda İDO’yu dünyada kendi sınıfında 1 numara yaptım.

Soru: Bu akşam olağanüstü bir iyilik yaptınız. Medeni cesaretinizi gösterdiniz. Sosyal medyada çok konuşulmuş. Her ikisinden mal varlığınızı açıklamanızı istiyorlar. Siyasete girmeden önce ne kadar paranız vardı, şimdi ne kadar. Belediye başkanı seçilirseniz mal varlığı beyanında bulunur musunuz?

Yıldırım: Mal varlığı beyanında bulundurmak bizim keyfi, ihtiyarımızda değil. Mecbursunuz. Kamu adına hizmet görüyorsanız, memur dahi olsanız, mal varlığı beyanınız olacak. 16 yıldır malvarlığı beyanı veriyorum. Her sene değişiklik olursa yeniliyoruz. Kamuoyuna açıklama diye bir adet yok. Benim açımdan hiç farketmez. Ama herhangi bir dava konusu oldu mu malvarlığı mahkeme tarafından talep edilir, dosyaya konur. Benim açımdan bir sakıncası yok. Çocuklarımın mal varlığının zaten bir koruması falan yok. Onlar ticaretle uğraşıyorlar, onlarınki kamuya da açık. Herkes bakar. Bu konuda davalar da oldu. Birçok davalar kazanıldı. Biz hiçbir şekilde malvarlığımızı, geçmişimizle, yaptıklarımızla her zaman hesap verdik, bundan sonra da vermeye hazırız. Hem burada hem öbür tarafta.

Soru: Siz efendim. Siz kamuoyuna açıklar mısınız?

İmamoğlu: Sayın Yıldırım’ın açıkladığı gibi kamu görevlisi olmamızdan dolayı mal beyanımızı veriyor. Ben de 5,5 yıldır her yıl yenileyerek veriyoruz. Hatta büyükşehir belediye başkanı seçildikten sonra beyan etmiştim. Yeni bir süreç, yeni bir ahlak anlayışı. Belediye başkanı, milletvekili olmak, bakan olmak bir meslek değil. Hepimiz bir görev yerine getiriyoruz. Başka görevler de nasip olabilir. Erdemli, ahlaklı süreci iyi yönetebilmek, hesap vermek adına dürüstlüğümüzü ortaya koymak adına, bu önerinizi aynen sayın Yıldırım gibi zevkle kabul ediyorum. Tabii ki ailece olmalı. Ben var, eşim var, babam, çocuklarım var.

Soru: İstanbul’da 500 binden fazla Suriyeli var. Türkiye bu konuda büyük fedakârlık yapıyor. İnsaniyetini gösteriyor. Bu Suriyeli meselesinde ne yapacağınızı merak ediyorum.

İmamoğlu: Mülteci konusunu biz iyi yönetemedik. Sadece vicdanla, toplumsal tavırla, davranışla açıklamak doğru değil. Aynı zamanda evrensel hükümler taşır. Güneyimizde yaşanan bu insanlık dışı olaylarda Türkiyemiz yalnız bırakılmıştır. Ben bunu Fransa’da yaptığım konuşmada da söyledim. Siz bizi bu süreçte yalnız bırakarak dünyayı başka yere sürüklüyorsunuz demiştim. 547 bin kayıtlı Suriyeli göçmen var İstanbul’da. Kayıt dışı rakamlarla 1 milyona ulaştığı yönde yoğun gözlemler var. Üç aşamaya bölüyoruz bunu. Mutlaka bir masa kuracağız. İBB’nin bir politikası yok. Sessiz. Siz politika üretmelisiniz. Biz mevcut mülteci insanları, özellikle çocuklarını, kadınlarını envanter çıkaracağız. Sokak sokak geziyorum, çocuk evlilikleri görüyoruz. Çocuğu ve kadını koruyacağız. Bu konuyla özel ilgileneceğiz. Ben insanlık dışı uygulamalara netim. Bizim geçmişten bugüne kapsayıcı duygularımızla hareket edeceğiz. Ülkemiz adına, ulusal politika gelişterme konusunda aktif davranacağız. Bir anda 3,5 milyon mülteci dağılmamalıydı. Üçüncü husus uluslararası alanda da 16 milyonluk kenti yönetiyoruz. Güneyimizde yaşanan olaylarda toprağın altındaki petrolü düşünerek bizi mülteci sorunuyla başbaşa bırakamazsın. İstanbul’un sokakları tehdit altında. Doğudan, Kuzeyden, Batıdan gelen vatandaşlarımız ekmeğinin elinden alındığını düşünüyor.

Soru: Siz ne yapacaksınız efendim?

Yıldırım: Ekrem Bey ne yapacaklarını anlatmayı unuttu. Ben anlatayım. Bu insanlar ölümden kaçtı, canlarını kurtarmak için bize sığındılar. Biz geleneklerimize, inançlarımıza uygun olarak misafir ettik. Biz ev sahibiyiz, onlar muhacir. Bunlar geçici koruma statüsündeler. Böyle bir kimlikleri var. Bunların hepsinin kaydı, kuydu var. Eğitim, sağlık hizmetleri de veriliyor. Bunlar en temel insanlık hizmetleri. Uluslararası camia bunlara gerekli desteği vermedi. Sadece Türkiye’ye ne kadar güzel yaptığını söylediler ama ellerini taşın altına koymadılar. Onları yoksulluğa terk ettiler, hatta denizde boğuldular. Afrin Harekatı’nı yaptık. Şimdi bir kısmını oraya gönderdik. 500 bine yakın Suriyeli gitti. Şimdi Fırat’ın doğusundaki o bölgeyi temizleyip diğerlerini de oraya göndereceğiz. Bu süre içerisinde İstanbul’da yaşayan, özellikle belli ilçelerde Fatih, Beyoğlu gibi burada bir asayiş sorunları, İstanbulluların huzurunu, rahatını kaçıran olaylara karışırlarsa, kanunsuz işler yaparsa bunların normal seyirde gitmesini beklemeden hiç kusura bakmasınlar tutar göndeririz. Belediyenin bu işi tek başına yapması mümkün değil. Bu iş merkezi hükümetle yapılacak. İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresi’yle yapılacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde mültecilerle ilgilenen bir birim var. Belki bu birim daha da güçlendirilebilir.

Soru: Kadının toplumsal hayatta güçlendirilmesi meselesi çok önemli. Her ikiniz de eşinizle geldiniz. Kreş mesela.

Yıldırım: Kadının iş hayatına katılması, toplumda daha etkin yer alması son 16 yıla bakarsanız ciddi artış var. Yüzde 21’di yüzde 34’e çıktı. Siyasette de artış var ama istediğimiz düzeyde değil. Üniversitelerdeki kız öğrencilerin sayısı erkeklerden fazla. Öğretmenlerin sayısı erkeklerden fazla. Asıl bizim yoğunlaşmamız gereken kısım ev kadınlarımız. Ev kadınlarımızın iki türlü sorumluluğu var hem çocuklara hem ev işlerine bakıyorlar. Onların da sosyalleşmeye ihtiyaçları var. Onların el emeği göz nuru emeklerini değerlendireceğiz. Her aileye bin lira katkı sağlayacağız. İstanbul’un 300 mahallesinde kreş yok. Ev kadınları çocuklarını rahat bir şekilde gözü arkada kalmadan bırakacak, dışarı çıkacak tekrar gelip oradan alacaklar. Bu vaadler Ekrem Bey’de olabilir. Bunlar belediyenin sosyal vaadleri diyorum. Mesela Ekrem Bey, Beylikdüzü’nde kreş vaadi vermiş. Zannediyorum 11 tane vermiş. Sadece bir tane yapabilmiş. Keşke 11’ini de yapmış olsaydı ne güzel olurdu. Önemli olan vaadi vermek değil yerine getirmektir. Siyasetçinin kalitesi oradan ortaya çıkar. Ben hiçbir vaadimi karşılıksız bırakmadım.

Soru: Ekrem Bey söz sizde

İmamoğlu: Siyaseti kalitemiz konusunda yine bir yorumda bulundu. Kalite yorumu yapınca incitici oluyor. Bu hoş bir yorum değil. Beylikdüzü halkı bizim neler başardığımız hususta net bir refleks ortaya koymuştur. Bugün vaad verme konusu bize aittir, sayın Yıldırım’a ait değildir.

Siz yönetimdesiniz zaten. O anlamda vaat bize yakışır. Siz bir şey yapmamışsanız, kadınla ilgili eylemleriniz yeterli değilse bunları vaad haline getirirseniz sevindirici. Sayın Yıldırım’ın bizim vaadlerimizi takip etmesi sevindirici. Şu anda bizim söylemlerimiz üzerine oturmuştur. Biz insana, kadına, çocuğa gençlerine oturduk zemini. Hızlıca 150 kreş açacağız. Kadınların söz hakkı olma meselesi. Kadın istihdamı. Kadın emek ofisleri. Satın alma garantisiyle kadınların çalışabilmesine fırsat tanımak. Annelere 0-4 yaş arası bebekleriyle ücretsiz dolaşma hakkı sağlayacağız. Bütün sosyal tesislerimizden yüzde 40 indirimli yararlanma hakkı sağlayacağız. Şiddeti önleme kriz merkezi açacağız. Çocuğu ile beraber kadını özellikle ihmal ve istismar meselesi üzerinden destekleyeceğiz. Mahalle evlerimizde bu aynı zamanda mahalle meclisi kavramı içeriyor, iki sosyolog istihdamı sağlayacağız. Tüm bu söylediklerim özellikle ev kadınlarına olağanüstü bir hizmet yapacağız.

Soru: Bir meslektaşım sordu. Siz hayatınızda FETÖ yurtlarında kaldınız mı, örgüt elebaşını gördünüz mü?

Yıldırım: Yok, ben ne örgüt elemanını ne de FETÖ’yü görmüşlüğüm ne de yurtlarında kalmışlığım yoktur.

Soru: Çarpık kentleşme, yapılaşma ikinizden de bunun yanıtını merakla bekleyeceğim.

İmamoğlu: İçeriklere yön çizebilmek adına kaç sorumuz kaldı

Küçükkaya: Son bir soru. Benim bir tane özel sorum var bitiyor.

Yıldırım: Biz ulaşımı konuşmadık. Trafiği konuşmadık. Çevreyi, otoparkı daha birçok konuyu konuşmadık.

Soru: Devam edebiliriz efendim. İstanbul’un başbaşa kaldığı çarpık kentleşme, betonlaşma, deprem alanları kalmamış, AVM olmuş, rezidans olmuş. Nasıl çözeceksiniz Ekrem Bey?

İmamoğlu: istanbul’un yönü yok. Gittiği yer ile ilgili bir tanım yok. Kaç milyon olacak İstanbul? İstanbul şehrinin yönünü çizeceğiz. İlk 1 yıl içerisinde mevcut durumu belirleyeceğiz. 2030 ve 2050 hedefleri. İstanbul’un kırsal kent planlaması önemli. Yeşil alan konusunda İstanbul Türkiye ve dünyanın en sıkıntılı metropollerinde birisidir. Biz 15 vadide yaşam vadisi açıkladık. Bizim 30 milyon metre karelik bu şehre katma konusunda bütün toplumla anlaştık. Bu şehri yönetenler, 25 yıldır bu kenti yönetenler ‘bu kente ihanet ettik’ cümlesini ben söylemedim. Bu şehrin birçok ilçesinde yeşil alanların yok edilerek, imara açılması. Özellikle deprem toplanma yerlerin yok edilmesi. Bu şehrin değişmez kurallarını var edeceğiz.

Soru: Sizinle devam edelim efendim…

Yıldırım: Şehrin nefes alması, insanlar binalardan bunalıp, yeşil alana kendini atacak yer bulması lazım. Bizim 20 tane yeşil koridor projemiz var. Silivri’den Pendik’e kadar devam ediyor. İstanbul’un dereleri bunlar. Yapılaşmadan dolayı bir kısmı adı kaldı kendisi yok. Biz bütün bu dereleri ihya edeceğiz. 37 milyon 500 bin metrekare ilave yeşil alan kazanmış olacağız. Bu alan hem derenin etrafında yürüyüş alanları, bisiklet alanları, piknik alanları olacak. Buradan da yatayda millet bahçelerine geçiş olacak. Her mahallede 200 metre mesafede bir çocuk parkı olacak. Sonra semt parkları, millet bahçeleri bu koridorlarla entegre olacak. Kuzey ormanlarına erişimi bu koridorlarla sağlayacağız veya kuzeyden Marmara’ya inişi sağlayacağız. Buralar depremde geçici barınma alanları olarak yapılacak. Bu heyecan verici proje ve çok kolay yapılabilir bir projedir. İstanbul’un kişi başı yeşil alan 10 metre karenin üstüne çıkmış olacak. Dikey yapılaşma hem sosyalleşmeyi hem kentin kimliğini ortadan kaldırıyor. İstanbul’un bu dikey yapılaşmasında ilçeler bazında 22 ilçede yoğunlaşmış ve bu 22 ilçenin 18’i CHP’li belediyeler. 4 tanesinde AK Partili belediyeler var.

Soru: Önce gençler. Gençeler konusunda ne yapacaksınız? Bunun içerisine engelli kardeşlerimizi katarsanız çok memnun olurum.

İmamoğlu: Bu şehir çocuk kenti ve genç kenti. Bizim 0-4 yaş arası çocuk sayısı 1 milyon 200 binin üzerinde. Kreşle başladığımız o seferberlik süreci gençlerin üniversite eğitimleri bittikten sonra meslek edinme ve hayata katılma konusuna varıncaya kadar takip edilmesi gereken bir süreç. Gençlere yüzde 40 indirim. Üniversite bursu. 75 bin öğrenciye 8 ay boyunca 400 lira. 12 kadın 8 öğrenci yurdu. 10 adet dünya dilleri merkezi, 10 adet gençlik merkezi. Dünya dillerini öğrenen insanlar daha hızlı iş sahibi oluyor. Spor arenaları. Gençler İstanbul’dan başka şehirlere kaçmayacak. 230 milyon dolarlık bir beyin göçü tarifi yapılıyor. Bizim gençlerimiz hayallerini İstanbul’da kuracak. 350 bin gencin Ekrem abisi olmaya geliyorum. Erişelebilir bir kent olacak. Bu kent engelliler için engeller taşıyorsa o zaman bu kentin vicdanı yoktur. Engelliye biz bakacağız. 10 adet alzheimer bakım evi. Yaşam boyu öğrenme evleri. Yaşlılara acil durum bilekliği. Aktif yaşlanma programını devreye sokacağız.

Soru: Buyrun efendim

Yıldırım: Gençler benim kankam. Onları kankam olmaya davet ettim çok güzel tepkiler aldım. 10 GB ücretsiz internet erişimi alacaklar. Müzeler ve tiyatrolar bütün gençlere ücretsiz olacak.

Soru: Belediyelerin?

Yıldırım: Evet belediyelerin. Öğrencilere kırtasiye desteği var. Öğrencilere kırtasiye desteği. Amatör spor kulüplerine 100 bin liralık tutarında destek vereceğiz her yıl. Şu anda bunun onda biri veriliyor. Spor tesislerinden gençler ücretsiz yararlanacak. Motosikletle geçişler her iki köprüden bedava olacak. Üniversiteye hazırlanan, yani liseden mezun öğrencilik vasfını kaybetmişlere de bu ulaşım indiriminden onlar da yararlanacaklar. İşsizlik maaşı alanlara toplu ulaşım desteği vereceğiz. Öğretmenler bütün toplum ulaşımından bedava yayınlanacak. Gençlere bursu yazmadım. Çünkü belediyeler burs veremiyor. Veriyordu esasında. CHP konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürdü ve belediyelerin burs vermesini artık imkansız hale getirdi. Ekrem Bey nasıl burs verecek merak ediyorum, veremez. Ama Ankara ile beraber iki parti anlaşırsa bunu çözebiliriz. Önce bu engelin aşılması lazım. Ekrem Bey’in daha önce beyanatı var İstanbul, Ankara’dan yönetilmeyecek diye, o da ayrı bir husus.

Soru: Ulaşım meselesi. Ne vaadediyorsunuz?

Yıldırım: Ulaşım benim işim tevazuya lüzum yok. Türkiye’nin her tarafını bölünmüş yolla donattık, havayolunu halkın yolu yaptık. İstanbul’un birinci derdi ulaşımı. Marmaray, Üçünkü Köprü, Avrasya Tüneli, Kuzey Marmara Yolu, Osmangazi Köprüsü’nü, dünyanın en büyük havalimanını yaptık. Biz 2024’e kadar insanların trafikte yarım saat kazanmalarını sağlayacağız. Baba evine yarım saat önce gidecek. Yapacağımız raylı sistemleri. 518 kilometreye çıkaracağız. Her yıl minimum 50 kilometre raylı sistem yapacağız. Metroların payı süre sonunda yüzde 48’e çıkacak. Bugün yüzde 18. Yüzde 30 artmış olacak. Burada ciddi yarıtım var. Ankara metrolarını, İzmir İZBAN’ını yaptık. Edindiğimiz tecrübelerle bunu kolayca yapabiliriz. Bilmiyorum Ekrem Bey Marmaray’ı kullandı mı? Yakın zamanda Marmaray’ın banliyo hattını yaptık. Bu şekilde ciddi anlamda metrobüste biraz rahatlama oldu. Ama asıl metrobüsü rahatlacağımız şey Beylikdüzü’nden Söğütlüçeşme’ye giden hattı otonom ve akıllı araçlarla değiştireceğiz, kapasiteyi yüzde 50 arttıracağız. Bu güzergahta bir otoyol daha yapacağız. Kuzey Marmara ile TEM arasında olacak. Levent’tle Mahmutbey arasındaki metroyu bu sene sonu açmış olacağız.

Soru: Sayın İmamoğlu buyrun ulaşım konusunda ne yapacaksınız.

İmamoğlu: Servis işinde tahdidi biz vaadettik. Şu anda vekaleten benim başkanlığım döneminden sonra vali bey var. Büyükşehir belediyesi süreci bizim sürecimizde. Biz bütün aktörleriyle beraber çalışacağız. Az önce ulaşım indirimlerini söyledik. İBB sorumluluğunda. Hiçbirisi bizim halk otobüslerine, şirketlere mal edilmeyecek. Biz şehir içinde kalan gişelerin şehir dışına aktarılması konusunda fizibilite çalışmalarını değerlendiriyoruz. Sayın Yıldırım ‘benim işim’ dedi saygıyla karşılıyorum. Sanki sayın Cumhurbaşkanı ve yetkililere haksızlık yaptığını düşünüyorum. Ama İstanbul’u halledemediler. Durakta bekleme süresi 20 dakikayı aşan bir kent. 1 saati aşan yerler var. Günde 91 dakika trafikte geçiyor. İstanbul’u bütünleşik olarak biz çözeceğiz. Evet ben Marmaray’dan geçtim, çok teşekkür ediyorum. 70’lerde fizibiletisi başlayan bir proje çok teşekkür ederim. 2004’de 45 kilometre aldıkları metro hattı 170 kilometreye oluştu. Sadece senede 8,5 kilometre yaptılar. Beylikdüzü metrosu hala biliyor. Deniz ulaşımı yüzde 10’lardan yüzde 3’lere düştü. Bu şehirde 500 kilometre bisiklet hattını, yaşam vadilerinden, fünüküler hatlarıyla destekleyeceğiz. TEM’de kuracağımız megabüsle metrobüs hattını rahatlatacağız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.