İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Büyükçekmece Tepecik Göl Sahili Açılışı'nda halka hitap etti. Seçim çalışmaları kapsamında şehrin farklı bölgelerini ziyaret eden İmamoğlu, konuşmasında sıkça gündeme getirdiği Kanal İstanbul projesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Bunlar kendileri bizi İstanbul’a ihanet ettik dediler. Doğru mu? Belki de bunların niyeti kaldıkları yerden devam istiyorlar ihanete" diyen İmamoğlu sözlerini şu şekilde devam ettirdi:
"Açık söyleyeyim, onların bildiği iş zaten birazcık da bu. Biraz rant, biraz ihanet falan derken yeşil alanlar, kamu arazileri, bazı noktaları deprem, toplanma alanları, imara açıp birbirlerine de biraz haksız kazanç sağlamak, bunların hayata bakışı. İstanbul’da askeri alanlar var biliyorsunuz. Bu askeri alanları 2016’da darbe girişimi olunca dediler ki biz bu tarz şeyleri kent dışına alacağız. Ama askeri alanlar boş kalan yerleri de kamu lehine kullanacağız dediler. İşte spor alanları, kültürel alanlar, rekreasyon alanları, yeşil alanlar vesaire dediler. Ne yaptılar biliyor musunuz? On bin Futbol sahası büyüklüğündeki askeri alanları imara açtılar hem de öyle garibana sosyal konut falan değil. Lüks konut olarak satışa çıkardılar. Biraz ihanet dedik ya bu tarz şeyleri konuşmak lazım.
"KANAL İSTANBUL ÇALIŞMALARINA SİNSİ SİNSİ DEVAM EDİYORLAR"
Kanal İstanbul meselesini biliyorsunuz. Buradaki süreçte Kanal İstanbul meselesinde bütün mücadelemizi verdik. Bu süreç içerisinde adım attırmadık fakat sinsi sinsi sürdürmeye çalışıyorlar. Acemi adaya sorsanız gündeminde yokmuş. Hem de nasıl yokmuş, işte efendim vatandaşın gündeminde olmayan, onun gündeminde yokmuş. Yani onun gündeminde olsa ne olur olmazsa ne olur? Bir kişinin gündemi önemli öyle değil mi? Bir de kendisi daha bir yıl önce kameralara çıkıp nasıl tekrarlıyordu? Aynen şöyle millete inat olsun diye…yapacağız. Şimdi kapıda oy var ya seçim var bu milletin de yüzde 70 -75’i Kanal İstanbul diye bir ihanet projesi istemiyor. Bu sefer değişti. Tabii onu dinleyen yok. Bakanlık diyor ki ben plana devam edeceğim. Kusura bakma diye raporu açıkladı.
KURUM’A: "DERSİNE ÇALIŞMAMIŞ ADEMİ ADAY SENİ AŞAR"
"Yani bu mevzuda adayın yetkisi metkisi de yok. Sadece milletine şirin gözükme ardında. Yetkisi bugüne dair yok derken, dün de yoktu onu söyleyeyim. Bunlardaki yetki nasıl biliyor musunuz. Bir kişi yap derse yaparlar, bir kişi yapma derse yapmazlar. Aramızdaki fark ne biliyor musunuz? Bize ama siz talimat verirsiniz. Millet talimat verir bizlere, başka kimse bizlere emir veremez. Aramızdaki fark bu. Bunlar bakanken bile böyle davranırken belediye başındayken farklı mı davranacaklar? Hayır, asla. Onun için bu konu dersine çalışmamış sevgili acemi aday seni aşar. Zaten bu arkadaşların sözlerine saygınlık da etmek mümkün değil. Sizi bir o köşe bir bu köşe yaparlar."
"BUNLAR ÇARŞIYA, PAZARA ÇIKAMAZLAR"
"İstanbul’da sık sık çarşı ve pazar ziyaretlerine çıktığını hatırlatan İmamoğlu, "Ben hep çarşıda, pazardayım. Buradaki pazarı ziyaret ettim. Bir iki tane hanımefendi çıktı beş senedir buraya ilk defa geldin. İstanbul’da var neredeyse artık binlerce diyeceğimiz kadar pazar. Ben her pazara gittim demiyorum fakat pazarlara gidiyorum. Oraya gitmemiş olabilirim. Oradan bir şey yakalayacak. Neyse sonuçta gene sarılıp barışıyoruz," ifadelerini kullandı
Konuşmasına, "Bunlar çarşıya, pazara çıkamazlar, çıkamıyorlar. Dertleri büyük" sözleriyle devam eden İmamoğlu şunları ekledi:
"Medyada ellerinde, onlara göre ne biliyor musunuz Her şey güllük gülistanlık. Bunlar daha yakın zamanda bir bakan vardı. Ne dedi? Gözlerimdeki ışıltıya bakın dedi. Ne bakan kaldı ne ışıltı. Öbürü bir başka bakan, onun maliyeyle de ilgisi yok. O uçacağız dedi. Allah’ım Yarabb’im yokuştan aşağı uçurumdan aşağı uçuyoruz. Bunların bir de şahlanıyoruz var biliyor musunuz? Sekiz yılda bir şahlanıyoruz. Yani at üzerinde Cumhurbaşkanı resmiyle bunların medyasını böyle şahlanıyoruz diyor. Altımızdan at da gitti kaldık yaya Sayın Cumhurbaşkanını da göremez olduk. Böyle bir durumdayız.
"ÜLKEYİ YÖNETENLER MİLLETİ KÜÇÜK GÖRMEYE DEVAM EDİYOR"
"Para pul yok zaten. 14 yıl önce 200 lira çıktı en büyük paramızdı, hatırlar mısınız? 130 otuz dolar alıyordu. Şimdi altı dolar alıyor. Bunlar Cumhuriyet’in 100’üncü senesinde güya 2023’te 25 bin dolar kişi başı gelir dediler. Şu anda altı sekiz bin dolar, dokuz bin dolar kişi başı gelirimiz var. Yani biz koydukları hedeflerin çok gerisine düşmüş bizi mağdur etmiş durumdadırlar. Bu düzmece mutluluk tablosudur. Gerçekler başka, emeklisinden işçisine atanamayan memurlarından mülakat belasına kadar milyonlarca insanımız çok zor günler geçiriyor. Ülkeyi yönetenler ise milleti küçük görmeye muhatap almamaya devam ediyor. Milletin cebine girecek parayı da yük görmeye başladılar."
İmamoğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın emeklilere yönelik seyyanen zam talebine verdiği "bütçeye yük" yanıtını hatırlattı ve şunları ifade etti:
"Emekli meselesinde emekliye verilecek maaşı ilave bu verilmeli deniyor. O ne diyor? Bütçeye yük diyor. Bütçeye başka şeyler yük değil emekliye vereceğin yük olmaz bu. Milletini unuttu tek derdi koltuk bu kötü bir şey. Liyakati unuttu işi bilmeyen insanlar, ekonominin başına getirdi. Yedi sekiz senede paramızı pul etti.
En düşük emekli maaşı en düşük asgari ücretin neredeyse bir buçuk katıydı iki binlerin başlangıcında. Yani şu anda 10 bin lira olan emekli maaşının ona göre 24 bin lira olması lazım. O bakımdan söyleyeyim bunları niye anlatıyorum? Diyeceksiniz ki Ekrem İmamoğlu sen bizlere İstanbul’u anlat. Tabii ki İstanbul’u anlatacağım ama bunları şunun için anlatıyorum. 17 bakan toplanıp İstanbul’a geliyorsa yani eli kulağında Sayın Cumhurbaşkanı da gelir şimdi darlanıyordur muhtemelen. Birkaç günü olur burada o da. İlçe ilçe gezecekler. Peki bu sorunları kim çözecek? Emekli maaşıyla kim uğraşacak? Dertleri bu İstanbul’u nasıl kaybettik? Sanki babalarının analarından mülk kalmış. İstanbul dediğin tarihten bizlere emanet. 86 milyon sahibi var.16 milyon sahibi var. Benim hissem ne kadarsa onun hissesi o kadar Cumhurbaşkanının. Şimdi buraya Hakkari’den belediye başkanı adayımız geldi. İstanbul’da hissesi ne kadarsa ablacığım senin de o kadar. Ya seksen altı milyonun malı bu. Senin değil ki."