IMF tarafından yayımlanan bir raporda, sıkı para ve gelir politikalarının Türkiye'deki iç talebi baskılayarak 2024 yılı büyüme oranını yüzde 3,4 seviyesine düşüreceği öngörülüyor. 2025 yılına gelindiğinde, mali politikanın daha da daraltıcı hale gelmesi ve gerçek politika faiz oranlarının pozitif kalması nedeniyle büyümenin yüzde 2,7'ye daha da ılımlı hale geleceği ve enflasyonun yüzde 24 seviyesine çekileceği belirtiliyor.
IMF, orta vadede enflasyonun daha da düşmesini beklerken, bu durumun güveni artırarak büyümenin yüzde 3,5-4 potansiyel seviyesine geri dönmesine katkı sağlayacağını tahmin ediyor. Ancak, enflasyon hedeflerine ulaşılamaması durumunda ek sıkılaştırma politikalarının gerekebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
IMF yetkilisi James P. Walsh, Türkiye'deki ekonomik dönüşümün cari açığın azalmasına ve piyasa duyarlılığının iyileşmesine önemli katkılar sağladığını vurguluyor. Ayrıca, uluslararası rezervlerin artması ve Türkiye'nin egemen risk notunun yükselmesi gibi olumlu gelişmelerin altını çiziyor. Ancak, enflasyonun kalıcı olarak düşmesi için daha büyük bir mali konsolidasyon ve sıkı para politikalarının uygulanması gerektiğini belirtiyor. Enflasyon beklentilerinin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) tahmin aralığına yaklaşmasının önemine dikkat çekiliyor.
Raporda ayrıca, küresel enerji fiyatları ve jeopolitik riskler gibi dış faktörlerin enflasyonu etkileyebileceği ve bu risklerin azaltılması için enflasyon beklentilerinin yeniden sabitlenmesinin gerektiği belirtiliyor. Türkiye'nin finansal istikrarının sürdürülebilmesi için reformların ve dikkatli politikaların gerekli olduğu vurgulanıyor.