Uluslararası Para Fonu (IMF), 27 Eylül'de Türkiye ile gerçekleştirdiği 4. madde konsültasyonunu tamamladığını duyurdu. Açıklamada, 2023 yılı boyunca ekonomi politikalarında yaşanan belirgin değişimlerin, Türkiye'nin genel politikalarının sıkılaştırılmasına yol açtığı belirtildi. Vergi ve harcama önlemlerinin mali ihtiyatı yeniden sağlama çabalarını desteklediği vurgulanırken, güçlü gelir politikalarının kredibiliteyi artırdığı ifade edildi.
Sıkı finansal koşulların iç talep üzerindeki baskısı nedeniyle manşet enflasyonun düştüğü kaydedilen açıklamada, piyasa duyarlılığının yerli ve yabancı yatırımcıların TL varlıklara yönelmesiyle iyileştiği belirtildi. Ayrıca, düşük emtia fiyatları, canlı ihracat ve azalan altın ithalatının cari açığı güçlendirdiği vurgulandı. Yetkililerin kademeli politika ayarlamaları çerçevesinde enflasyonun daha da düşmesi bekleniyor.
RISKLER VE ÖNERILER
Açıklamada, enflasyonist baskıların hala yüksek olduğu ve önemli aşağı yönlü risklerin bulunduğu dile getirildi. Bu riskler arasında güçlü ücret ve fiyat ataleti, sermaye akışlarının tersine dönmesi ile yükselen enerji fiyatları yer alıyor. IMF, makroekonomik dengesizliklerin azaltılması adına Türk yetkililere, daha sıkı mali konsolidasyon önerdi.
Sıkı para politikalarının devam etmesi gerektiğine dikkat çekilirken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın enflasyonu düşürme konusunda gerektiğinde daha fazla sıkılaştırma yapmaya hazır olması gerektiği kaydedildi. Yapısal reformların ilerletilmesi, Türkiye'nin Mali Eylem Görev Gücü'nün gri listesinden çıkması açısından da önemli görüldü.
EKONOMIK BEKLENTILER
IMF'nin ekonomik tahminlerine göre, Türkiye'nin 2024'te %3, 2025'te %2,7 büyümesi bekleniyor. İşsizlik oranının 2024'te bir miktar artış gösterdikten sonra kademeli olarak düşeceği öngörülüyor. Yıl sonu enflasyon tahmini %43 olarak açıklanırken, 2025'te %24'e, 2026'da ise %17,2'ye gerilemesi bekleniyor. Cari açığın gayrisafi yurt içi hasılaya oranının 2029'da %1,9'a düşeceği öngörülüyor.