ABD'li kimya profesörü Michelle Francl'ın kitabında yer alan ve çayın tadını iyileştirebileceğini öne süren tuz eklemesiyle ilgili tartışmalar İnternet dünyasında büyük yankı uyandırdı. İngiltere'deki ABD Büyükelçiliği sosyal medya hesabından bu konuya ilişkin bir açıklama yaparak, çaya tuz eklemenin resmi ABD politikası olmadığını ve olmayacağını belirtti.
Bu tartışma üzerine birçok esprili haber yayınlandı. Serious Eats yazarları ve editörleri çay üzerinde tat testleri yaparak, kimya uzmanı Francl'ın tuz eklemenin çayın acılığını azaltabileceği iddiasının doğru olduğunu ortaya koydu.
NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
Ancak İngiltere'de çay ve doğru demleme yöntemleri neden bu kadar önemli? İngiltere'de çay tarihine bakıldığında, çayın demleme yöntemlerinin çeşitlilik gösterdiği görülüyor. İlk olarak 17. yüzyılda İngiltere'ye getirilen çay sütsüz içiliyordu ve şekerle daha yaygın olarak tüketiliyordu. Ancak sütün çaya eklenmesi daha sonradan yaygınlaştı.
Çayın İngiliz kültüründeki yerinin sağlamlaşmasında hükümet politikalarının da etkisi büyük oldu. 18. yüzyılda çaya uygulanan vergilerin düşürülmesiyle çay lüks olmaktan çıkıp herkesin alabileceği bir içecek haline geldi. Bu durum, çayın İngilizler için günlük bir ihtiyaç haline gelmesini sağladı.
Çayın İngiliz kültüründeki önemi o kadar büyüktü ki, çay ticareti bile ülke ekonomisinde belirleyici bir rol oynadı. İngilizlerin Hindistan'a hükmetmesiyle birlikte, Çin çayı bitkileri İngiliz sömürgecileri tarafından çalındı ve çay ticareti İngilizlerin kontrolü altına girdi.
Bugün bile İngiltere'de çay, hala "İngiliz" bir içecek olarak görülüyor. Ancak çayın dünya çapında nasıl çeşitlilik gösterdiği ve farklı kültürlerde nasıl demlendiği unutulmamalıdır. İngilizler için çay, günlük rutinin önemli bir parçasıdır ve bu nedenle çayla özdeşleşmişlerdir.