BEYIN BÜYÜKLÜĞÜNÜN EVRIMI VE İNSAN ZEKASI
"Büyük beynimiz", türümüzü diğer hayvanlardan ayıran en önemli özellik olarak görülüyor. Düşünme ve yenilik getirme becerimiz sayesinde ilk sanat eserlerini ortaya koyduk, tekerleği yarattık ve hatta Ay’a gittik. BBC Türkçe'de yer alan habere göre, bizimle aynı boylardaki diğer hayvanlarla karşılaştırıldığında beynimizin onlarınkinden daha büyük olduğu açık. İnsan beyninin büyüklüğü, şempanzelerle aynı ataları paylaştığımız türlerimizden bu yana, 6 milyon yıl içinde neredeyse dört kat daha büyüdü.
Ancak araştırmalar, beynin büyüme eğiliminin Homo sapiens ile birlikte tam tersi yönde hareket etmeye başladığını gösteriyor. Geçtiğimiz 100 bin yılda insanın ortalama beyin büyüklüğü azaldı. New York’taki Amerika Doğa Tarihi Müzesi’nden paleoantropoloji uzmanı Ian Tattersall, 2023 yılında yaptığı araştırma için eski hominin türlerine ait kafatası hacimlerinin zaman içinde nasıl büyüdüğünü inceledi. Tattersall, farklı dönemlerde Asya, Avrupa ve Afrika’da yaşamış hominin türlerinin beyinlerinin birbirlerinden bağımsız bir şekilde hızlı büyüdüğünü gördü. Ancak beynin genişlemesinde görülen bu eğilim, modern insanların gelişiyle tamamen değişti. Bugünkü erkek ve kadınların kafatasları, Buz Devri sırasında yaşamış Homo sapiens'e göre ortalama yüzde 12 daha küçük.
BEYIN KÜÇÜLMESININ OLASI NEDENLERI
Sebep Dil Edinimi mi, Yoksa İklim Değişikliği mi?
Tattersall’a göre, beyinlerimiz 100 bin yıl önce, daha önce sezgilere dayalı olan düşünme biçimimizin "sembolik bilgi işleme" adını verdiği düşünme biçimine dönüştüğü zaman aralığında küçülmeye başladı. Bu dönemde insanların arkeolojik eserleri daha sembolik hale geldi ve gravürlerde anlamlı geometrik çizimler üretiyorlardı. Daha küçük ve daha düzenli yapıdaki beyinler, karmaşık ölçümler yapmada daha iyiydi; daha geniş beyinlere artık pek de gerek yoktu. Tattersall, modern insanın düşünme biçimi hakkında şunları söylüyor:
"Anlaşılan atalarımız eskiden bir çeşit kaba kuvvet yöntemiyle bilgiyi beyinlerinde işliyordu ve bu koşullar içindeki zeka, beynin boyutunu belirliyordu. Beyin ne kadar büyükse, o kadar işe yarıyordu. Bizim düşünce biçimimiz bundan farklı. Bizler etrafımızdaki dünyayı soyut sembollerden oluşan bir kelime dağarcığı üstünden anlamlandırıyoruz. Bu gibi düşünme biçimleri beyinde, eskisine oranla çok daha karmaşık bağlantılar kurmayı gerektiriyor. Bana kalırsa, bu gibi bağlantılar kuran beyin, enerjiyi daha etkin kullanarak çalışabilir hale geldi."
Diğer bazı araştırmacılar ise beynin küçülmesinin dil ediniminden daha erken başladığını öne sürüyor. California’daki Doğa Tarihi Müzesi’nde biliş bilimi üzerine çalışan araştırmacı Jeff Morgan Stibel, dilin değil, değişen iklimin beynin küçülmesinde etkili olduğu teorisini ortaya attı. Stibel, son 50 bin yıla ait 298 Homo sapiens'in kafataslarını karşılaştırdığında, insan beyinlerinin son buzul çağının sona ermesinden sonra, son 17 bin yıldan beri küçüldüğünü öne sürdü. Araştırmasında iklim değişikliği sonucu dünya ısındıkça insan beyninin küçüldüğü, soğudukça da büyüdüğü ortaya konuyordu.
BESIN ZAFIYETI VE EVCILLEŞME
Cambridge Üniversitesi’nden Marta Lahr, besin zafiyetinin kafatasının daralmasında etkili olduğunu öne sürdü. Lahr, 2013’teki araştırması için Avrupa, Afrika ve Asya’dan alınmış kafataslarını incelediğinde, en büyük beyinli Homo sapiens'lerin 20 bin ila 30 bin yıl önce yaşadığını, insan beyninin 10 bin yıl önce küçülmeye başladığını ortaya koydu. Bu zaman aralığında atalarımızın avcılığı bırakıp tarıma yöneldiği düşünülüyor. Lahr, tarımın temel geçim kaynağı olması sonucu insanlarda vitamin ve mineral eksikliği oluştuğunu, bunun da büyümeyi durdurduğunu belirtiyor. Bazı araştırmacılar ise, evcilleşmenin de beyin küçülmesine yol açtığını görüşünde. Nitekim kedi ve köpeklerin beyinleri vahşi atalarına göre yüzde 10-15 daha küçük.
BEYNIMIZ KÜÇÜLÜRKEN ZEKAMIZA NE OLUYOR?
Beynin küçülmesi, zekanın azalması anlamına gelmez. Beynin büyüklüğü zeka için tek etken değildir. Mesela erkeklerin beyni, beden boyutlarının daha büyük olması nedeniyle kadınların beyninden yüzde 11 daha büyüktür. Ancak araştırmalar, kadın ve erkeklerin aynı bilişsel yetkinliklere sahip olduğunu gösteriyor. Stibel’e göre son 10 bin yıl içinde yarattığımız araçlar ve teknolojiler yardımıyla bilişsel yükümüzü üretimlerimize aktarabiliyoruz. "Bilgiyi artık bilgisayarlarda depolayabiliyor, hesap makinesi ile hesap yapabiliyoruz. Belki de beyinlerimiz artık zeka ve beyin gücü için daha az kapasite sunuyor fakat bu, türümüzün toplu olarak daha az akıllı hale geldiğini göstermiyor."
Beynin küçülmesi, insan zekasının evrimsel olarak nasıl adapte olduğunu anlamak için önemli bir konudur. Farklı teoriler bu değişimi farklı şekilde açıklasa da, beynin küçülmesinin insan zekasını olumsuz etkilemediği görülmektedir.