İran Genelkurmay Başkanı'nın ziyaretinin gizli mesajı

İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri'nin 38 yıllık İran İslam Devrimi döneminde Türkiye'ye gelen ilk İran Genelkurmay Başkanı olmasının yankıları sürüyor. Yeniçağ Ankara Temsilcisi ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün...

İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri'nin 38 yıllık İran İslam Devrimi döneminde Türkiye'ye gelen ilk İran Genelkurmay Başkanı olmasının yankıları sürüyor. Yeniçağ Ankara Temsilcisi ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görevi dönemindeki danışmanı Ahmet Takan da bu görüşmeyle ilgili bilgileri bugünkü köşesinden paylaştı.

Ahmet Takan, Muhammed Bakıri'nin ziyaretinin kilit noktasını "İran, Türkiye'ye, 'Biz TSK'nın sözüne güveniriz. Eğer bir işbirliği yaparsak TSK'dan teminat bekleriz. Gerçek muhatabımız o' mesajını verdi" şeklinde yorumladı. Takan bu görüşünü, "Yoksa görülmüş şey değildir, bir ülke Cumhurbaşkanını o ülkeye Genelkurmay Başkanı üzerinden davet edilmesi. İran ince dış politika geleneği gereği R. Erdoğan'ı Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar üzerinden Tahran'a davet etti. Ne demeye geliyor bu!.." diyerek gerekçelendirdi.

Takan'ın bugünkü köşe yazısındaki ilgili bölüm şöyle:

İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Humeyni önderliğinde devrim sonrasında, 1979'dan bu yana Türkiye'yi ziyaret eden ilk İran Genelkurmay Başkanıydı. Bu çok önemli ve tarihi ziyaret Türkiye'de yeterince değerlendirilip gündemdeki gerçek yerini bulabildi mi?.. Hayır!.. İktidar mensuplarının fotoğraflarına ve suyuna tirit açıklamalarına bakınca ziyaretten pek de memnun olmadıkları görünüyor. Havuz medyasında racon kesenler de ziyaretin olumlu geçmediğini kamuoyuna pompalayıp, İran'ın hâlâ "güvenilir olmadığını" vurguluyorlar. İki ülke askeri heyetleri arasında en üst düzeyde gerçekleşen temasları gözden düşürmeye gayret ediyorlar.

O tarihi ziyareti bir daha hatırlayalım. İran Genelkurmay Başkanlarının uluslararası arenada dış ülke ziyaretleri çok nadiren rastlanan bir durumdur. Bakıri'nin, -gündemi takip edebildiğim kadarıyla- dış ziyaretini hatırlamıyorum. 3 günlük bir ziyaretti. Askeri heyetlerin 3 günlük dış ziyareti uzun süre olarak değerlendirilir. İran Genelkurmay Başkanı, 9 kişilik üst düzey bir askeri heyetle Ankara'ya geldi. Heyette çok önemli isimler vardı. Temaslar ağırlıklı olarak Genelkurmay Başkanlığı'nda yapıldı. Görüşmelerin içeriğinden hiç bir şey bilmesek, tek satır bilgi kırıntısı bile elimizde olmasa sadece şu yukarıda özetlemeye çalıştığım fotoğraf çok şey anlatıyor. "Peki ne anlatıyor" diye bana sorarsanız; İran devletinin TSK'ya olan güvenini... "Hoppalaa mı!" O zaman biraz daha ileri gideyim; Cehenneme dönen bölgede İran, Türkiye'ye, "Biz TSK'nın sözüne güveniriz. Eğer bir işbirliği yaparsak TSK'dan teminat bekleriz. Gerçek muhatabımız o" mesajını verdi. Yoksa görülmüş şey değildir, bir ülke Cumhurbaşkanını o ülkeye Genelkurmay Başkanı üzerinden davet edilmesi. İran ince dış politika geleneği gereği R. Erdoğan'ı Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar üzerinden Tahran'a davet etti. Ne demeye geliyor bu!..

Ankara'daki görüşmelerde, Suriye, Irak ve Kuzey Irak'taki referandumun görüşülmesinden daha doğal ne olabilir ki?.. Fakat bu görüşmeler, Türkiye, İran, Rusya arasında adını bilmediğimiz bir çok noktada heyetler arasında zaten yapıla geliyor. Peki ne olmuş olabilir ki İran, Ankara'ya bu kadar üst düzey bir heyetle gelsin? Çözülmeyen neydi? Veya daha büyük bir sıkıntı mı vardı?.. İşte bu soruların cevaplarının ipuçlarını, Bakıri ülkesine döndükten sonra kendi basınına yaptığı açıklama veriyordu. Bakıri, Türkiye ile istihbarat paylaşımı konusunda iş birliği yapıldığını söylüyordu. Ve bana göre en kritik cümlesi şuydu;

"Çeşitli bölgesel ve askeri konularda daha iyi bir istişare ve iş birliği için gerekli bir ziyaretti. Türkiye ile yıllardır dostane ilişkilerimiz, güvenli sınırlarımız var. Ancak bu ziyaret bakışımızı değiştirmek için gerekliydi."

İyi bir istişare!..

Ankara'nın devlet koridorlarında, ziyaret öncesinde, o adını bilmediğimiz yerlerde yapılan gizli görüşmelerde İran'ın çok önemli bir rahatsızlığı konuşuluyordu. Ve bunun da diplomatik bir şekilde Ankara'ya iletildiği söyleniyordu. Şöyle;

"İran, heyetler arası yapılan görüşmelerde, MİT'in, İsrail gizli servisine çalışan ve bunlarla bağlantılı olduğunu ileri sürdüğü bazı isimleri karşılarına çıkardığını düşünüyor. Çok rahatsızlar."

Ulaştığım bilgilerden "on the record" bölümünden özet yaptım. Peki, 3 günlük ziyaret sonrasında İran heyeti Ankara'dan beklediklerini alabildi mi?.. Diplomatik kaynaklar, dudak büküyor!..

  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri

Sinan Ateş cinayeti davasında ilk duruşma tarihi belli oldu
Babacan uyardı: Fotoğraflarım kullanılarak insanlar dolandırılıyor!
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin EFES-2024 Tatbikatı İzmir'de gerçekleşti
Kuzey Makedonya vatandaşlığı almak isteyenler dikkat!
Bir anda borç batağına saplanabilirsiniz: Mobil bankacılık kullananlar dikkat!