Toplam 10 kardeşlik bir ailede büyüyen ve aralarında sonuncu yani onuncu olan, aile arasında 10 numara diye lakap takılan birisidir.
Doğum tarihi 04.02.1976 Mardin Midyat doğumludur. Annesi Naime Sezer, babası Enver Sezer kökeni beğ (bey) ailesinden gelen, Mardinin önde gelen, önemli aile fertlerinden birisidir. Küçük yaşta futbol sevdalısı, abisi tarafından gizlice İngiltere'den gelip gizli bir şekilde maçlarını izleyip ve hemen İngiltere'ye götürülmesi ile yurtdışı hikayesi başlamıştır.
Özcan Sezer yaşıtlarına göre, hakikaten çok iyi bir futbolcuydu. Bazı mahalle takımları onunla maç yapmak istemezlermiş bile. Oynasa bile Özcan'ı iki oyuncu yerine sayarlardı. Bazen ona rağmen Özcan’a karşı maç istemeyenler de olurdu. Futbolu herkes çok severdi ve sevdiği oyunda da kimse madara olmak istemez. Özcan’a da ağabeylerle maç yapmak düşerdi. Sürekli futbol konuşurdu. Koltuğunun altına aldığı futbol topuyla Midyat’ı gezer ve okula dahi yine o meşin yuvarlak ile giderdi. 14 yaşına geldiğinde abisinin yanına İngiltere’ye gitti. Önceliği yine futboldu ve futbolun ana vatanına gelmişti. Alt yapısında yer bulduğu Birmingham City Futbol Takımı’ndan sonra Galatasaray denemesi, Alanyaspor ve Giresunspor’dan sonra Türk Lokumu lakabını aldığı Hollanda ve Almanya maceraları sonrası yaşadığı önemli sakatlıklar oldu. Matthew boulton college mezunu çok iyi derecede İngilizce, Arapça bilmektedir..
Yaşadığı futbolculuk hayatından sonra gene diğer abisinin teşvik ile bu defa Çin’e iş hayatı için teklif götürür.. Yaşadığı bu kadar deneyim ve tecrübeyi iş hayatına yansıtma zamanı geldi diye Çin teklifini kabul eder ve iş hayatı 2009‘da Çin’in Yiwu şehrinde başlar. Vardığı adreste (yeni restaurant‘ın 6 katlı binanın 4.katında 8 yıl yaşar) gece gündüz demeden çalışıp başarı merdivenlerini tırmandı.
"ÇİNLİLERE MAL SATMAK DA BİR O KADAR ZOR"
Diyerek söze başlayan Sezer, karşılaştığı onca zorluğa rağmen futboldan edindiği pratik ve hızlı çözüm üretme kabiliyeti sayesinde Asya’da mevcut en başarılı firmalar arasında yer aldıklarını ifade etti. Sezer; "Kendimize ait Sultan Restoranlar Grubu ve Çin’de bayiliğini yaptığımız MADO Şubelerimiz sayesinde, geniş bir tüketici ağına sahip olduk. Bu gücümüzden faydalanmak isteyen önemli Türk markaları ile distribütörlük anlaşmaları yapıyoruz. Pınar Süt ve Süt Ürünleri ve Luxy Bio ile yaptığımız anlaşmalar sonrası, Tahsildaroğlu, ve Bee and You gibi birçok marka ile de görüşmelerimiz devam etmektedir. 2030 yılına kadar temsilciliğini yaptığımız markaların şube sayısını 1.000 adet'e ulaşmasını hedefliyoruz."
“BAŞARININ SIRRI İYİ BİR EŞ VE İSTİKRARLI BİR İŞTİR”
Özcan Sezer; "Evinizde sizi destekleyen bir eşiniz ve düzgün bir aile hayatınız varsa bu sizi bir sıfır öne geçirir. Bu konuda dünyanın en şanslı insanıyım ve hangi işi yaparsanız yapın işiniz ile eviniz arasında dengeyi iyi sağlamalısınız. İşiniz ne olursa olsun, işinizi ve işyerinizi sevin ve işinize sahip çıkın. Bizler Çin’i Asya’ya açılan kapı olarak görüyoruz. 2002 yılında biraderler ile yaptığımız bir çok girişim Çin’de geçen 5 yılda çok başarılı işlere imza attık.
Hikâyemiz Çinlilerin çok ilgisini çekiyor. Yatırımlarımız kendilerine samimi ve sempatik geldiği için Çin’in ulusal televizyon kanallarında sürekli bizler ile röportajlar yapıyorlar ve programlarında geniş yer veriyorlar. Bu programların birisinin 450 milyon izleyiciye ulaştığı bilgisi bana verilmişti. Rakamlar muazzam. 2006 yılında dünya girişimcilik yarışmasında birincilik ödülünü alarak; aldığı para ödülünü o aylarda çok sevdiği annesini kaybetmenin üzüntüsünü aldığı ödülü annesinin adına kimsesizler yurduna bağışladı. Ve bir çok dalda ödülü olan Özcan Sezer’in ofisi ödüllerle dolu bir mekan.
Nüfusları oranladığımızda Türkiye, Çin için önemli bir pazar, Avrupa ve Ortadoğu'ya açılan kapı diyebiliriz; Ayrıca buranın pazarı Türk markaları için ürün yetiştiremeyecekleri kadar, büyük bir pazar. Bir tarafta 83 milyon karşısında ise 1,5 milyar insan. Türkiye’nin 20 katı büyüklüğünde bir nüfus yapısından bahsediyoruz. Bana soranlara ben bu örneği veriyorum. Pazar büyük ama burada iş yapmak ve başarılı olmak hiç de kolay değil. Türlü zorlukları var. Bu pazarda Tayvan ve Kore firmaları daha başarılı. Uzak doğuda ve Çin’de başarılı olan Türk firmaları yok denilecek kadar az. Biz bu algıyı kırıyoruz. İşe Çin’i almak ve Çinlileri anlamakla başladık. Burada benim profesyonel futbol kariyerimde elde ettiğim olumlu ve olumsuz tecrübeler ilham oldu."