Havaların soğumasıyla hastalıklara yakalanma riskimiz artıyor. Yıllarca bizi hasta eden şeylerin ayakların üşütülmesi, ince giyinmek, ıslak saçla dışarı çıkmak olduğu düşünüldü. Peki bu uyarıların bir haklılık oranı var mı? Uzmanlar konuya son noktayı koydu.
Grip ve türevleri solunum kanalıyla bulaşan hastalıklar virüslerden oluşur. Mikroplar etrafımızda hasta olan kişilerin solunumu sırasında yaydığı damlacıkları ve partikülleri soluduğumuzda da bulaşabilir.
SADECE SOĞUKTA DIŞARI ÇIKARAK ÜŞÜTMEZSİNİZ
Amerikan Pediatri Akademisi Bulaşıcı Hastalıklar Komitesi Başkanı Sean O'Leary, Washington Post’a "Sadece soğukta dışarı çıkarak üşütmezsiniz. Ben ıslak saçla dışarı çıkma mevzusunda pek endişelenmiyorum. Sadece soğukta dışarı çıkmakla nezle olmazsınız. Yerinizde olsam ıslak saçla dışarı çıkmak mevzusunda çok fazla endişelenmezdim. Özellikle koronavirüs, influenza virüsü veya RSV'ye karşı aşılanarak ciddi sonuçlar doğurabilecek durumlardan korunduğuma emin olurdum” dedi.
Özetle ıslak saçla soğukta dışarı çıkarak hastalanmayız ama aşırı soğuğa uzun süre maruz kalma sebebiyle vücut ısısında önemli düşüş yaşanması, bağışıklık sistemimizde baskı yaratabilir. Soğuk hava bizi enfeksiyonlara karşı daha yatkın bir hâle getirir. Yani ıslak saçla dışarı çıkmak bizi direkt hasta etmez fakat hastalığa zemin hazırlayabilir.
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülay Kılıç, toplumda ıslak saçla dışarı çıkmanın üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açtığına dair yaygın bir inanış olduğunu, bu nedenle solunum yolu enfeksiyonlarına genel olarak “soğuk algınlığı” ve “üşütme” gibi adlar verildiğini ama aslına bakarsak kastedilenin ıslak saç değil, soğuğa ve rüzgâra maruz kalmak olduğunu söyledi. Kılıç, bunların gerçekten de solunum yolu mukozasını ve savunma mekanizmalarını bozarak, mevcut virüslerin ve bakterilerin daha fazla çoğalmasıyla hastalığa katkıda bulunduğu sözlerine ekledi.
Dr. Gülay Kılıç, "Özellikle ekim ayından sonra tüm dünyada solunum yolu enfeksiyon hastalıkları artar çünkü kapalı alanda geçirdiğimiz vakitler artar. Hasta insanların ağzında ve burnunda yaşayan yüzde 90'ı virüs, kısmen bakterilerin de olduğu mikropların korunmasız olduğumuz ve maske takmadığımız dönemlerde mukozalarımıza yapışması ile hastalıklar ortaya çıkar."
AYAKLARI ÜŞÜTMEK İDRAR YOLU ENFEKSİYONU NEDENİ DEĞİL
Kılıç, ayakları üşütmenin idrar yolu enfeksiyonuna yol açtığı inancının oldukça yaygın olduğunu, ayakları üşütmenin, özellikle bacaklar ve karın bölgesinin soğuğa maruz kalmasının, karın ve kasık ağrısı yapabildiğini, bunun da çoğu zaman ‘vazospazm’ denilen damarların büzüşmesinin neden olduğu bir semptom olduğunu ama idrar yolu enfeksiyonu yaptığına dair net bilimsel veri olmadığını altını çizdi.
Soğuğun bir bakterinin, enfeksiyon etkeninin çoğalması için yardımcı bir faktör olabildiğini, bunun sebebinin de soğuğun bağışıklık sistemini yavaşlatması, mikropların artmasına zemin hazırlaması olduğunu fakat bunun yüksek bir olasılık olmadığını söyleyen Kılıç, çoğu zaman kadınlarda, şeker hastalığı, böbrek hastalığı gibi kronik hastalığı olanlarda, idrar yollarında taş ya da kum gibi hastalıkları bulunanlarda enfeksiyonun daha yaygın olduğunun altını çizdi.
Kılıç idrar yolu enfeksiyonlarının soğukla ya da ayak üşütmeyle gerçekleşmesinin ama tesadüfi olabileceğini, her karın ağrısı ya da kasık ağrısının da idrar yolu enfeksiyonu olmadığını ifade ederek, enfeksiyonun kesinlikle laboratuvarda test edilerek idrar kültürüyle tespit edilmesi ve uygun antibiyotikle tedavi edilmesi gerektiğini söyledi.
Yapılan araştırmalara göre soğuk hava bağışıklık sistemimizi olumsuz etkileyerek mikroplara karşı bizi daha savunmasız hale getiriyor. 2018 senesinde yapılan bir araştırma, her burun deliğinin içinde uç tarafta solunan bakterileri tespit edebilen reseptörler olduğunu ortaya koydu. Bağışıklık sistemi bu reseptörlerin belirlediği bakterileri, enfeksiyona neden olmadan önce burundaki mukus içine hücre dışı keseciklerden oluşan bir sürü göndererek öldürüyor. 2022 senesinde yapılan bir çalışmada araştırmacılar benzer bir sürecin virüsler için de geçerli olduğunu, burun üşüdüğünde bu işlevi yerine getirme kabiliyetinin engellenebileceğini ortaya koydu.