CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile TBMM Eski Başkanı İsmail Kahraman ve oğlu Mehmet Fatih Kahraman arasında yaşanmış olan “arka oda” davasının kazananı belli oldu.
Kahraman tarafınca Özel’e yönelik meydana getirilen suç duyurusunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Aynı vakayla alakalı olarak ‘‘kişilik haklarının ihlal edildiği’’ sebebi öne sürülerek 100 bin TL manevi tazminat talebiyle oluşturulan dava da daha önce reddedilmişti.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın kamuoyunda “arka oda” olarak tabir edilen TBMM Genel Kurul Salonu’nun arkasında Başkanlık Divanı üyelerince ve grup başkanvekillerince kullanılan odayı habersizce tadilat işleminden geçirip şahsına makam odası haline getirdiğini belirtmişti. Özel, Kahraman’ı “işgalci” olarak nitelendirmişti. Duruma tepki gösteren Özel, odanın tadilattan sonraki görüntü ve fotoğraflarını da kamuoyuyla paylaşmıştı.
TBMM Eski Başkanı İsmail Kahraman, CHP’li Özgür Özel’in “mahrem görüntüleri gizlice çekerek paylaşması” sebebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyette bulunarak Özel’in “kamu görevlisine hakaret, iftira, işyeri dokunulmazlığını ihlal, özel yaşamın gizliliğini ihlal ve Devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçlarından yargılanmasını talep etmişti.
Özel’in avukatı Hüseyin Can Güner ise mahkemede, açıklamaların, yasama sorumsuzluğu kapsamında kalmış olduğu ve denetim faaliyetinden ibaret bulunduğunu; yazılı ve sözlü soru önergelerine de konu edildiğini belirtti.
Kahraman’ın yanı sıra oğlu Mehmet Fatih Kahraman’ın da şikayetçi olduğu soruşturmada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ortalama 1,5 yıl sonra isnat edilen tüm suçlar yönünden kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Kararda, AİHM kararlarına atıfla Özel’in açıklamalarının ağır eleştiri olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı kaydedilirken, manevi tazminat talebinin de reddedildiği anımsatıldı.
Ek olarak söz konusu odanın Başkanlık Divanı üyeleri ve grup başkanvekillerince kullanılıyor olması sebebiyle özel yaşamın gizliliğinin ve işyeri dokunulmazlığının ihlal edilmediği, açıklamaların ve görüntülerin Kahraman’a yönelik olması sebebiyle de “devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçunun da oluşmadığı gerekçesine yer verildi.