İsmail Saymaz: 15 vekil verip 13 ilçe başkanı almak

CHP bizi kendisiyle meşgul edecek gündemler yaratabiliyor.

Aslında CHP gündeminden uzak duracağıma dair kendime söz vermiştim.

Gazze'ye bombalar yağarken…

Dilan ve Engin Polat'ın iş yerleri basılırken…

Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında deve dişi gibi emniyet müdürleri açığa alınırken…

CHP bizi kendisiyle meşgul edecek gündemler yaratabiliyor.

En son gelişme şu: Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi'ne 15 milletvekili verip eski ortağından 13 ilçe başkanını transfer etti.

Bir hesap uzmanı için berbat bir pazarlık olduğuna hiç kuşku yok.

Ve bu ilk değil.

Kılıçdaroğlu, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ'a, ikinci turda oy desteğini alma karşılığında üç bakanlık ve MİT'i vermeyi taahhüt etti.

Özdağ'la gizli protokolü imzalarken partisine ve Altılı Masa'ya haber vermedi.

İkincisi…

Kılıçdaroğlu, eylül ayında Akşener'in danışmanı ve İYİ Parti'nin Bursa Milletvekili adayı İbrahim Alagöz'e rozet taktı. Hatta Alagöz, CHP'ye geçmeden önce Akşener'e giderek, “Kılıçdaroğlu, bana Nilüfer Belediye Başkan adaylığını teklif etti, ben de kabul ettim” dedi.

İKİ AYDIR GÖRÜŞÜYORLAR

CHP, şimdi de DEVA'nın İstanbul örgütünden sekizi mevcut, beşi eski olmak üzere 13 ilçe başkanını transfer etme girişimiyle çalkalanıyor.

DEVA'lılarla CHP arasındaki temas iki ay kadar önce kuruldu.

Temasın CHP ayağında Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, DEVA ayağında ise Esenyurt İlçe Başkanı Halis Kahriman var.

Bu görüşmelerde DEVA'nın ilçe başkanları partilerinden istifaya ve CHP'ye katılmaya karar verdi.

İddiaya göre…

Eski CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in organize ettiği ilk buluşma 20 Ekim'de Kahriman'ın Esenyurt'ta yaptığı ‘Empire İstanbul' adlı rezidansta gerçekleşti.

Kılıçdaroğlu, yanında Tekin ve CHP İl Başkanı Özgür Çelik'le kahvaltıya geldi.

Kahriman'la beraber DEVA'nın İstanbul'daki 12 ilçe başkanı hazır bulundu. Kahvaltıda DEVA'lılar dışında isimler de katıldı.

Kılıçdaroğlu'nun programında bu etkinlik ‘Kanaat önderleriyle buluşma' diye geçiyor.

CHP'Lİ BELEDİYE MÜHÜRLENMİŞ 

CHP İl Başkanı Çelik, kahvaltıya giderken “Katılımcılar içinde görevdeki ilçe başkanları var. Bizden aday olmak istiyorlar” diye uyardı. Kılıçdaroğlu, “Dinleriz” diye karşılık verdi.

Çelik, ‘Empire İstanbul'un kaçak olduğunu ve CHP'li Esenyurt Belediyesi'nce mühürlendiğini de ekledi. Ancak yaptığı itiraz sonuçsuz kaldı.

DEVA'lılar kahvaltıda kendilerini tanıtarak, partilerinden ayrılıp CHP'ye geçmeyi düşündüklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, dinlemekle yetindi.

CHP'liler kahvaltıdan sonra bir grupla daha görüştü. Bu grupta Gelecek Partili bir siyasetçi de vardı.

Beş gün sonra, 25 Ekim'de istifa etti.

KILIÇDAROĞLU, ŞAHİN’İ ARADI 

Hem bu istifa hem de Kılıçdaroğlu'nun kahvaltı çıkışında çekilen fotoğrafı DEVA Genel Merkezi'ne bomba gibi düştü.

DEVA Sözcüsü İdris Şahin, Twitter'da “Yazık… Yakışmadı Kemal Bey!” diye yazdı.

Babacan, görüşmeden haberdar olmadığını ifade ederek, Kılıçdaroğlu'ndan açıklama beklediklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, Şahin'i aradı.

İddiaya göre “Kanaat önderleri buluşması diye davet etmişlerdi, o nedenle gittim” dedi. Şahin, “İlçe başkanlarımız sizlere kendilerini takdim etmiş” diye vurguladı. CHP lideri “Transfer olacak olsaydı Ali Babacan ile istişare eder, ona göre hareket ederim. İstişare etmeden partiye kabulümüz olmaz” dedi.

Şahin, bana yaptığı açıklamada, “Ali bey görüntüleri izleyene kadar inanamadı. Bu kadar itimat etmiş” diyor.

Şahin, şunları söylüyor:

“Bu arkadaşlar kendi teşkilatlarına ‘Bizleri belediye başkanı ve meclis üyesi olarak değerlendirecekler' diyor.”

‘SADECE DEVA YOKTU'

Ardından Gürsel Tekin'i aradım.

“DEVA'lılarla buluştuğundan Kılıçdaroğlu'nun haberi var mıydı?” diye sordum.

Dedi ki:

“Tabi. Ama kanaat önderleri de vardı, sadece DEVA'lılar değil.”

Tekin, temasın iki aydır sürdüğünü, kendisinin sadece kahvaltıya katıldığını belirterek, şunları söyledi:

“Duygusal olarak partilerinden kopmuşlar ve gelmek istiyorlar. Alırsınız, almazsınız, bu sizin tercihiniz.”

Tekin, CHP liderinin “Babacan ve DEVA'ya ayıp olur” dediğini ileri sürüyor.

DEVA'lı Kahriman, kahvaltıda “İstifa edeceğiz” dediklerini, Kılıçdaroğlu'nun ise “Hayırlı olsun” diye karşılık verdiğini kaydediyor.

“CHP'ye mi geçeceksiniz?” diye sordum.

Şunları söylüyor:

“18 Kasım'da safımızı belli edeceğiz. CHP'ye katılma durumumuz net değil. Görüşmelerimiz sürüyor.”

DÜRÜST ADAM İMAJINI SARSIYOR

CHP'nin başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehirleri elinde tutabilmesi ittifaklarını koruyabilmesinden geçiyor. Cumhur İttifakı ortak aday göstereceğini ilan etmişken, CHP'nin Altılı Masa'daki eski ortaklarını karşısına alacak hamlelerden uzak durması gerekmez mi?

Üstelik değer mi?

Babacan ve DEVA'dan habersiz ilçe başkanlarıyla toplanmak ve transfer trafiği yürütmek siyasi etiğe uygun değil.

Kılıçdaroğlu, 14-28 Mayıs'tan bu yana yaptığı hamlelerle dürüst adam imajını sarstıkça sarsıyor.

Hem zaten DEVA'ya 15 milletvekili vermek, karşılığında 13 ilçe başkanı almak mantıklı da değil.

Bu işte bir hesap hatası yok mu, sayın Kılıçdaroğlu?

İmamoğlu, kurultayın divan başkanlığını yapacak

Kılıçdaroğlu, geçen hafta Elazığ Milletvekili Gürsel Erol aracılığıyla İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na haber göndererek, 4-5 Kasım'daki CHP kurultayında divan başkanı olmasını teklif etti.

İmamoğlu, sıcak baktığını söyledi.

Bu gelişme üzerine CHP lideri ve İmamoğlu, dün Ankara'da görüştü.

Kılıçdaroğlu, teklifini yineledi.

İmamoğlu, “Ben tarafsız olurum, hassasiyetlerin farkındayım, endişeniz olmasın” dedi. Ancak güvenlik ve imza konularında Kılıçdaroğlu ve Özel'in delegasyonu ile bir araya gelmesi gerektiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, kurultayı organize etme görevini Erol'a verdiğini vurgulayarak, “Siz müzakere edersiniz” dedi.

Görüşme sonunda İmamoğlu'nun 4-5 Kasım'da CHP kurultayının divan başkanı olmasında uzlaştılar.

İmamoğlu çevresi, “Başkanın duruşu ve tavrı net. O konuda geri adım yok” diyor.

Kılıçdaroğlu, kurultaya kazanacağına kesin gözüyle baksaydı İmamoğlu'na divan başkanlığı teklif eder miydi?

Bence etmezdi!

CHP Genel Merkezi, cumhurbaşkanı adaylığına adının geçtiği ve 14-28 Mayıs'tan sonra değişim çağrısı yaptığı günden bu yana İmamoğlu'na demediğini bırakmadı.

İstanbul'u çeyrek asır sonra kazanmış İmamoğlu'na müteahhit, ANAP'lı, sağcı, İYİ Partili, tek adam ve İkinci Erdoğan bile denildi. En son İstanbul İl Kongresi'nde İmamoğlu, belediyenin olanaklarını parti rekabeti için kullanmakla, delegeleri işe koymakla suçlandı.

Üç haftada ne mi değişti?

Değişen şu:

İstanbul İl Kongresi'ni değişimciler kazandı ve Özel'in kurultayı alma ihtimali belirdi.