İsmail Saymaz: Adalette Dilan Polat ölçüsü

Sözcü yazarı İsmail Saymaz, Facebook’ta 14 kişiden 650 TL topladıktan sonra kendisini ihbar eden ve 46 yıl hapis cezası alan İbrahim Kara’nın tahliye olduğunu duyurdu.

Saymaz bugünkü köşe yazısında süreci şöyle anlattı:

Karar bozuldu, salıverildi

Kara’nın avukatı Muharrem Peçe, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi’ne yaptığı başvuruda, kararın MERNİS’te kayıtlı ev adresine gönderilmediğini ve bu yüzden müvekkilinin itiraz hakkını kullanamadan cezanın kesinleştiğini belirterek, eski hale iadesini istemişti. BAM, Kara’nın sözlü şekilde ağabeyine ait adresi gösterdiğini kaydedip talebi reddetmişti. Peçe, yazım üzerine 15. Ceza Dairesi’ne itiraz etti. Aynı gün 14. Ceza Dairesi’nin kararı kaldırıldı. Ceza Dairesi de hatasından döndü. İddianamede 14 şikayetçiden 12’sinin adı yazıldığı halde tümü için ceza verildiğini tespit ederek, davanın usule uygun olmadığına karar verdi. Kara’ya ödeme yeri ve makul süre verilerek, sonuca göre etkin pişmanlık uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken, bu yola gidilmediğini kaydetti. Kararın bozulmasına, infazın durdurulmasına, Kara’nın salıverilmesine hükmedildi. Kara tahliye edildi. Dün aradı, sohbet ettik. Şaşkındı. Nasıl olmasın? Dilan-Engin Polat çifti, 1,5-2 milyar TL’lik kaynağı belirsiz bir servetle suçlandığı halde gözaltına alınmazken; Kara, kendini ihbar etmesine rağmen 650 TL için 46 yıl sekiz aya çarptırılmış; katiller, uyuşturucu kaçakçıları ve gaspçılarla aynı koğuşta kalmış; doluluktan ötürü yerde yatırılmıştı. Davası bitmediği için tedirgindi de. “Nasıl oldu?” diye sordum. Anlattı.

Bir anlık sinirle: Paraya sıkışmıştım ve kredi çekmek istemiştim, vermemişti banka. Facebook’ta ilan gördüm. Yazdım, 100 lira istedi. Gönderdim. Engelledi beni. Kendimi kötü hissettim. O anda yaptım her şeyi. Çok basitti; Facebook’ta sayfa oluşturuyorsunuz. Direkt yazıyorlar. Bir anlık sinirle… Normal şartlarda yapacağım şey değil.

Kendimi ihbar ettim: Bir hafta sonra karakola gittim. Dedim, “Suçum bu.” Belgeleri sundum. “Sen git, sana ulaşırız” dediler. İşime gücüme devam ettim. Rakam ufak olduğu için umursamadım. “650 liraya bir şey olmaz, zararı karşılarım” dedim. Büyüyeceğini düşünemedim. Dava açmışlar. Mahkemede “Zararı karşılamak isterim” dedim. Nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum. İlk defa mahkemeye çıkmışım. Korktum. Kimseden yardım istemedim. Ufak bir rakamdı, millet güler diye söyleyemedim.

Cezası en ağır mahkum: Ben ailemin yanına gelirken havaalanından aldılar beni. Güzel bir koğuşa denk geldim. Kiminin ailesi ve dışarıda kimsesi yok. İçeride parası olmayanlar, çocuklarının reddettiği insanlar var. Ufak rakamlar için yatanlar da var. Ama benden az ceza almışlar. Hangi suçlularla mı yattım? Cinayet, uyuşturucu, gasp, hırsızlık… Bunlar arasında en ağır ceza bendeydi. Onlar benim durumuma şaşırıyor, gülüyorlardı. Adam iki üç kişi öldürmüş, benden az cezası var, gülüyor. İçeride popüler olmuştum. Komik geliyordu. Diyorlardı ki, “Adalet nezdinde bir lira da aynı, bir milyon da.” Saçmalık! Her dosyaya ayrı ceza vermişler, totali 46 yıl sekiz ay. Bir ömür…“Dilan Polat senden az ceza alır” diyorlardı. İçeride herkes hakim savcı kesilmişti. “Seni kimse çıkaramaz. Onanmış cezan. Avukatlara para yedirme” diyorlardı.

Yerde yatıyorduk: Moral olarak iyi değildim. Boşluğa düştüğüm zamanlar ne yapacağımı düşünüyordum. Koğuş kalabalık. 27 kişilik koğuşta 40 kişi kalıyorduk. Yerde yatıyorduk. 12-13 kişinin yattığını gördüm yerde. Sürekli düşünüyordum. Her an, her dakika… Kaç yıl yaşıyoruz ki bu kadar ceza aldık, 650 TL’lik rakama. Ama elin kolun bağlı, yapacak bir şey yok.

Acı fakat isabetli teşhis

Koğuşu paylaştığı mahkumların İbrahim Kara’ya “Dilan Polat senden az ceza alır” demesi, Türkiye’de adaletin nasıl işlediğine ilişkin acı fakat isabetli bir teşhis… Dilan ve Engin Polat, kaynağı belirsiz şekilde ve bir anda elde ettikleri serveti görgüsüzce teşhir ettikleri halde Emniyet ve yargı, toplum ayağa kalkana kadar kılını kıpırdatmadı. Çağlayan ve Anadolu adliyeleri, Polatların serveti kaçırmaları için adeta bekledi. Soruşturmaya gizlilik kararı kondu. Çağlayan’da varlığı tespit edilen örgüt Kartal’a giderken buhar oldu. Kara, sonradan pişman olduğu 650 TL’lik dolandırıcılık için 46 yıl sekiz ay hapis cezası alıp 31 gün cezaevinde kalırken, Polatlar bir saat olsun, gözaltına alınmadı. Kara’nın günahı, az çalması mı? Vicdana gelip kendini ihbar etmesi mi? Türkiye’de adalet, böyle… Az çalan çok yatar!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.