En son organize suç örgütü lideri Kürşad Yılmaz sahneye çıktı ve öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’i “FETÖ ajanı” ilan etti.
Bu iddiayı ilk olarak Ülkü Ocakları ile bağlantılı olduğu iddia edilen Orhun Haber sitesi ortaya atmıştı. Ateş, öldürülmesinden birkaç saat önce bile Twitter’da paylaştığı ileti ve fotoğrafların altında Ülkücüler tarafından FETÖ’cülükle suçlanıyordu.
Ateş, babadan ülkücü.
Lise ve üniversite yılları Ülkü Ocağı’nda geçti.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’la baba-oğul gibiydi. Ateş, 2007-2019 yıllarında Büyükataman’ın TBMM’de danışmanıydı.
Ateş, 15 Temmuz sonrası MHP’deki ‘FETÖ Komisyonu’nun başındaydı.
15 Temmuz sonrası kamudan çok sayıda FETÖ’cü çıkarılırken, kimi MHP’liler ve Ülkücüler de ihraç edildi. Bu kişiler yaşadıkları il ve ilçelerde MHP örgütlerine başvurarak, Ülkücü olduklarına ilişkin referans buldu. MHP’liler de isimleri listeleyerek, genel merkeze gönderdi.
MHP Genel Merkezi, ‘mağdurların’ taleplerini karşılamak için Büyükataman başkanlığında komisyon kurdu. Ancak Büyükataman ilgilenemediği için komisyonun başkanlığını Ateş üstlendi.
Ateş, iki yıl boyunca başvuruları kabul etti.
Generalleri, emniyet müdürlerini, yüksek bürokratları dinledi. Bakanlıklara ve OHAL komisyonlarına listeler yolladı.
Ateş’in yazı ve listeleri doğrultusunda çok sayıda kişi işe geri döndü.
Ateş, eğer FETÖ’cüyse neden böyle kritik bir göreve getirildi?
Nasıl Hacettepe Üniversitesi’nde akademisyen olabildi?
FETÖ’cülük suçlaması, Ülkücülerin teşkilat içi kavgasına alet ediliyor. Kimileri FETÖ’cülük suçlamasını, cinayetin hafifletici nedeni olarak ileri sürebiliyor.
MHP’ye uzanan bağ
Bu arada, Ateş’in öldürülmesine ilişkin soruşturmada İstanbul MHP Yönetim Kurulu üyesi Ufuk Köktürk de tutuklandı.
Köktürk’ün Ateş’i öldürenlere üç işlemde 90 bin TL ödediği iddiası doğru mu?
Ödediyse…
Gönderinin cinayetle ilişkisi var mı?
Köktürk’ün tetikçilerle tanışıklığı nereden geliyor?
MHP, Köktürk’ün adını apar topar yönetim kurulu listesinden silerek, ithamdan kurtulamaz.
Kılavuz’u aradım
MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un, tetikçilere yardım ettiği ileri sürülen Tolgahan Demirbaş’ı evinde sakladığı, polislere vermemek için milletvekili kimliğini kullandığı iddia ediliyor.
Ben dün Kılavuz’u aradım.
Bir telefonu kapalıydı.
Diğerini meşgule düşürdü.
Mesaj bıraktım, dönmedi.
Kılavuz, telefonlara çıkmayarak, sorularımıza yanıt vermekten kurtulacağını düşünüyor; MHP’nin Adalet ve İçişleri Bakanlığı’ndaki ilişkilerine güveniyor olabilir.
Yarın TBMM’ye gitmeyecek mi?
Diyelim, gazetecilerden kaçtı…
Milletvekillerinden kaçabilecek mi?
Kılavuz, suçlu değilse, siyasi suikastte bir dahili yoksa, yardım edeni milletvekili kimliğini kullanarak polisin elinden kurtarmaya teşebbüs etmemişse neden susuyor?
Bu ithamı TBMM taşıyamaz.
MHP, siyasi suikasta ilişkin aydınlatma çabalarını, kamuoyuna tehdit savurarak bastıramaz.