Sinan Ateş’i öldüren tetikçi Eray Özyağcı, cinayet mahallinden Vedat Balkaya’nın kullandığı motosikletle kaçtı.
Eski Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın aracıyla beklediği Konya - Haymana yolundaki benzinliğe gittiler.
Yarım saat sonra Demirbaş’a ait 06 BSG 441 plakalı aracın yanında durdular. Motosikletten koşarak inen Özyağcı, kaskını yol kenarına atıp araca bindi.
Demirbaş, tetikçiyi Gölbaşı Gökçehüyük’teki çiftliğe bıraktı.
Hızla Ankara’ya döndü.
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel ile buluştu.
Onun 34 CYR 469 plakalı aracını alarak, çiftliğe döndü.
Yüksel de ‘Audi marka siyah bir araçla’ Demirbaş’ın peşinden gitti. Çiftliğe yakın bir mevkide Demirbaş’ı ve tetikçiyi alıp İstanbul’a doğru yola çıktı.
SİYAH AUDİ, PTS’LERE TAKILDI
‘Audi marka siyah araç’ Ankara-İstanbul yolculuğundaki her bir adımında Plaka Tanıma Sistemi’ne (PTS) takıldı.
İddianamede gün gün saat saat yazılı.
Misal...
30 Aralık’ta saat 18.34’te Gölbaşı’na seyrediyor.
Saat 19.27’de Eskişehir yönünde ilerliyor. Önde iki kişi var.
Saat 21.08’de Sakarya’ya giriyor.
Saat 22.36’da Bolu’da çorbacıda duruyorlar. Aracı Yüksel kullanıyor.
Saat 23.16’da Yüksel ve Demirbaş yola çıkıyor.
Saat 23.27’de Bolu Highway Outlet adlı dinlenme tesisine giriyorlar. Demirbaş şoför koltuğuna geçiyor. Yüksel, marketten alışveriş yapıyor. Yakıt alıyorlar.
31 Aralık’ta saat 00.29’da Kocaeli’ni geçiyorlar.
Saat 01.07’de Çamlıca gişelerine giriyorlar.
Saat 02.01’de Avrupa Yakası’na geçerek, Barbaros Bulvarı ve Levent’te dolaşıyorlar.
Saat 02.50’de Anadolu Yakası’na dönüyorlar.
Gece Kurtköy’deki Tevetoğlu Oteli’nde konaklıyorlar.
DÖNÜŞTE ÇAKAR TAKTILAR
Saat 09:56’da Ankara’ya geri dönüyorlar.
İddianameden:
"31.12.2022 günü saat 13:25’de siyah renkli Audi marka aracın Çamlıca Gişeler Ankara İstikameti kameralarındaki görüntüsünde, ön kısmında iki kişinin olduğu, önünde mavi kırmızı çakar renklerinin olduğu..."
PLAKA SAKLANDI
‘Çakarlı siyah Audi PTS’lere girdiği, çorbacının ve benzinliğin kameralarına yansıdığı halde iddianamede plakası yazılmıyor. Aracın kime ait olduğu açıklanmıyor.
Demirbaş, ifadesinde sadece "Emre Yüksel beni arayarak, ‘Gel İstanbul’a gidelim’ dedi. Beni bir araçla aldı" diyor.
Yüksel de "Bana resimlerde göstermiş olduğunuz araçla Demirbaş’ı çiftlik yolunda bir yerden aldım, İstanbul’a doğru yola çıktık" demekle yetiniyor.
İkisi de araç hakkında bilgi vermiyor.
Ya ‘çakarlı siyah Audi’nin kime ait olduğu sorulmamış...
Ya da sorulmuş ama verdikleri yanıt iddianameye konmamış!
ÜÇ İHTİMAL
Araç iki ülkücüye ait olmadığına göre kimindir?
Aklıma şu ihtimaller geliyor:
1- Milletvekili dokunulmazlığına haiz bir araç olabilir. Çünkü Demirbaş’ın eski MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un da kaldığı evde gözaltına alındığı iddia ediliyor. Kılavuz’un adı iddianamede geçmiyor.
2- Bir kamu kurumuna ait olabilir. Tetikçi Özyağcı, suikast için İstanbul’dan Ankara’ya iki özel harekat polisinin eskortluğunda götürülmüştü.
3- MHP’ye ya da Ülkü Ocakları’na tahsisli araç olabilir.
‘PLAKA BELLİ, SAVCI BİLİYOR’
Sanıklar arasında, Sinan Ateş suikastini sekiz ay soruşturduktan sonra tutuklanan Ankara Emniyeti Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal da var.
Aykal, ifadesinde, tüm delilleri kendisini topladığını belirterek, "Demirbaş’ın yakalanması ve telefonuna el konulmasında görevimin gereğini yerine getirdim" diyor.
Aykal’ın avukatı Aziz Bingöl’ü aradım.
"Çakarlı siyah Audi araştırıldı mı?" diye sordum.
Şöyle yanıt verdi:
"Plakayı öğrendiler. Aracın kime ait olduğunu tespit ettiler ve savcıya bildirdiler."
Buna rağmen savcılık iddianamede aracı tarif etmekle yetinip plakasını saklıyor.
Niçin?
Aracın sahibi kim?
Plakası kimin üzerine kayıtlı?
Bu sorunun yanıtı bizi, iddianamede karartılan siyasi bağlantılara ve kayrılan faillere bir adım daha yaklaştırabilir.
MHP’LI AVUKAT AYNI DAKIKALARDA AYNI TESISTE DURMUŞ
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı ve Avukat Serdar Öktem de tutuklular arasında.
Öktem, azmettirici Doğukan Çep’in 2014’te uyuşturucu çetelerine karşı mücadele eden Hasan Ferit Gedik’i öldürmesine ilişkin davada avukatlığını üstlenmişti.
İddianameye göre Öktem, suikast günü Bursa’dan Ankara’ya gidiyor.
Tesadüf (!) bu ya...
Tetikçinin taşındığı araçla aynı saatlerde İstanbul’a doğru yola çıkıyor. Onlarla aynı dakikalarda Bolu’daki dinlenme tesislerinde duruyor.
İddianameden:
"31/12/2023 tarihinde saat 00:41’de Öktem’in Highway Alışveriş Merkezi’nde görüntülendiği..."
Bir tesadüf (!) daha!
Öktem, 1 Ocak 2023’te Ankara’da saat 15:17’de Eskişehir Yolu yönünde tetikçinin taşındığı ‘siyah renkli Audi’nin bir saniye arkasındayken PTS’ye
takılıyor.
3 ve 4 Ocak’ta da siyah Audi’nin birer saniye arkasında gittiği tespit ediliyor.
Öktem, geçirdiği Covid nedeniyle hiçbir şey hatırlamadığını söylüyor. "Geçirdiğim ağır Covid sonrası unutkanlık yaşadığım için hatırlamakta güçlük çekiyorum" diyor.
ÖZEL, AYŞE ATEŞ’IN MESAJINI BAHÇELI’YE ILETTI
CHP lideri Özgür Özel, dün TBMM’de MHP lideri Bahçeli ile görüştü.
Özel, görüşmeden sonra partisinin grup toplantısına katıldı ve Bahçeli ile konuştuklarını başlıklar halinde sıraladı.
Ancak bir konuya konuşmasında değinmedi.
O da Sinan Ateş suikastiydi.
CHP ve MHP kaynaklarına göre Özel, baş başa görüşmede Bahçeli’ye, bir gün önce Ateş’in eşi Ayşe Hanım’ın kendisini CHP Genel Merkezi’nde ziyaret ettiğini anlattı. Ateş’in "Bize yapılanların Bahçeli’nin onayı ve bilgisiyle yapıldığını düşünmüyorum.
O nedenle bize sert davranıyor. Bundan üzüntü duyuyoruz" dediğini vurgulayarak, "Ben bu sözü size iletmiş olayım. Size karşı hisleri böyle" dedi.
Bahçeli, yorum yapmadan dinledi.
Özel, ayrıca Gezi Parkı ve 28 Şubat davalarına girmeden genel olarak yargıdan kaynaklı sorunları anlattı.
Özel, daha sonra katıldığı grup toplantısında, Ateş’in eşi Ayşe Ateş ve arkadaşı Ömer Çağrı Özdemir’le yaptıkları görüşmeden söz ederek, şunları söyledi:
"İddianameden duydukları hayal kırıklığını ve yaşadıkları travmayı anlattılar. İddianamede yeni hiçbir şey görmedik ama olması gereken birçok şeyi de görmedik. İddianamenin iade edilmesi, asla kabul edilmemesi, böyle bir iddianameyle yargılanmaya başlanmaması gerekmektedir. Bu meseleyi takip edeceğiz. Ayşe Ateş’in adalet yürüyüşü, hepimizin adalet yürüyüşüdür."