Gazeteci İsmail Saymaz, Medyascope'tan Gökçe Çiçek Kösedağı'nın konuğu oldu. Saymaz, vatandaşların Habertürk'teki Süleyman Soylu yayınına ilişkin sorularını yanıtladı.
Yayını neden terk etmediğine ilişkin soruya yanıt veren Saymaz, "Terk etmeyi hiç düşünmedim bile çünkü soru sorabilecek özgürlüğe sahiptim" dedi. Saymaz şöyle devam etti:
Gazeteci aktivist, tribün amigosu, protestocu değildir. Ben politik biriyim ama politik eylemci değilim. Dolayısıyla "Ben cevabımı alamadım, gidiyorum burada" demem. Cevabımı olumlu ya da olumsuz alana kadar gitmem. Benim mesleğim bu. O yüzden terk etmeyi hiç düşünmedim. Çünkü soru sorabilecek özgürlüğe sahiptim.
"Yayında tedirgindim"
Kendisine yöneltilen "Yayında rahat mıydınız yoksa tedirgin mi?" sorusuna rahat olmadığı şeklinde yanıt veren Saymaz, nedenini ise şöyle açıkladı:
Ben bunu kabul ettiğimde kamuoyunun yönelteceği soruları aktaracak gazeteci rahatlığında hissettim kendimi. Bunun birdenbire toplumsal kampanyaya dönüşeceğini ve bizim de o dalganın üzerine oturacağımızı öngörmedim. Benim hayatımda hiç denk gelmediğim bir kutuplaşma ortaya çıktı. Sanki oraya bir gazeteci olarak değil de toplum adına Süleyman Soylu'yu mahkum edip kararı verince darağacına asacak bir kimse olarak gittiğimi hissetmeye başladım. Gazetecinin rolü bu değildir ki.
Ben hayatımda hiçbir zaman haber kaynaklarımı yargılamak, muhataplarımı mahkum etmek üzerine iş yapmadım. Gazeteciler siyasetçilerin rakibi, hasmı değildirler. Süleyman Soylu'nun rakibini CHP'de, İYİ Parti'de arayın. Bende değil. Ama toplumsal dalganın üzerine birdenbire oturduk. Adeta bunun üzerine bahisler oynanıyordu. "Bu bir televizyon tartışması olmaktan çıkmış" dedim ve orada tedirgin oldum. Çünkü bizden soru sormak değil, mahkum etmek bekleniyor. O yüzden yayından önce sosyal medyaya bakmayı bıraktım, telefonların büyük kısmına yanıt vermedim. Yayında da etki altında kalmamak adına telefonumu kapattım.