İsmail Saymaz: Yandaş yargıçlar darbesi

Aslında Cumhur İttifakı, Can Atalay’a özel bir nefret duymuyor. Hatta Atalay’ı Selahattin Demirtaş ya da Osman Kavala ile bir de tutmuyor.

Gezi Parkı Davası’nda hükümeti devirme teşebbüsüne yardım suçundan ceza alan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ikinci kez verdiği hak ihlali kararına rağmen tahliye edilmedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, dosyayı yeniden Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. 

Anayasa’nın 153. maddesi, AYM kararlarının bağlayıcı olduğunu vurgularken...

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa’yı ilga cüretini nereden alıyor?

AYM’den daha güçlü ve üstün gördükleri iktidardan... 

Hatırlayın.

İktidar 17-27 Aralık Operasyonu’na müdahale edince FETÖ’cü Savcı Muammer Akkaş, Çağlayan Adliyesi’nin önünde, engellendiği gerekçesiyle bildiri dağıtmıştı. Hakimler Savcılar Kurulu Akkaş’a destek vermişti.

FETÖ’cüler hükümete, daha üstün bir erke bağlı oldukları için başkaldırmışlardı.

Bugün de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay, Anayasa’yı ilga etme gücünü Beştepe’den alıyor.

ERDOĞAN’IN ÖZEL DAVASI

Aslında Cumhur İttifakı, Can Atalay’a özel bir nefret duymuyor. Hatta Atalay’ı Selahattin Demirtaş ya da Osman Kavala ile bir de tutmuyor. 

Ancak Erdoğan, Gezi Parkı Davası ile özel olarak ilgileniyor. 

Davanın mahkumiyetle bitmesi için yandaş yargıçlar temin edildi.

MHP de HDP’yi kapatma davasını karara bağlamayan AYM’yi bu dava üzerinden cezalandırıyor. 

Cumhur İttifakı, talimatla hareket eden ağır ceza mahkemeleri ve Yargıtay eliyle Türkiye’nin evrensel hukukla son bağını koparıyor. 

AYM, siyasallaşan yargının hukuk dışılıklarına fetva vermediği için yukarıdan aşağıya bir operasyonla yaptırımdan yoksun hale getirilerek, etkisizleştiriliyor.

AYM’yi siyaseten kuşatan bu operasyon, Gezi’cilere yönelttiği anayasal düzeni ilga suçunu bizzat işliyor.

AYM: Bu, Anayasal düzene karşı koymadır

AYM’nin Atalay’la ilgili ikinci hak ihlali kararını okuduğunuzda, Türkiye’nin Orta Asya tipi seçimli otokrasiye sürüklendiğini görebiliyoruz.

Davanın geçmişi şu:

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Atalay’ı darbeye teşebbüse yardımdan 20 yıl hapse çarptırdı. Bu yargılama Atalay’ın milletvekili seçilmesinden önce başlamış ve sonra kesinleşmişti.  

Atalay’ın mahkum olduğu suçun terör suçu kapsamına girdiği, Anayasa’nın 14. maddesine göre dokunulmazlığın askıya alındığı kabul edilerek, ceza onandı.    

AYM, 14. maddede özel olarak herhangi bir kanun maddesinin kastedilmediğini savunarak ihlale karar verdi. Gezi Parkı Davası’nın bozulmasına, yeniden yargılamaya gidilmesine ve Atalay’ın tahliyesine karar verdi.

AYM’nin, gereğini yapması için dosyayı yolladığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi “Biz yetkili değiliz” diyerek, topu Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne atti. Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı tanımadı.

Atalay’ın avukatları ikinci kez AYM’ye başvurdu.

AYM, ikinci ihlal kararını verdi.

Kararda, AYM’nin hak ihlalini tespit etme, yeniden yargılamaya karar verme, yargılamayı yapacak merciyi belirme yetkisinin bulunduğu ifade ediliyor. 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kendisine verilmemiş yetkiyi kullanarak dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne yolladığı anlatılıyor. 

Dairenin “Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması” şeklinde Türk hukukunda bulunmayan bir karar verdiği belirtiliyor.  

Bu yolla bireysel başvuru hakkının açık ve ağır bir şekilde ihlal edildiği vurgulanıyor. 

AYM’ye göre kararın uygulanmaması halinde iki sonuç ortaya çıkar.

İlki, hukuk devletinin imkansızlaşması.

Karardan: 

“Bireylerin yargı kararıyla sağlanan hak ve özgürlükleri kullanabilmeleri mümkün olmaz.” 

İkincisi de, anayasal düzenin zarar görürmesi.

Karardan:

“Bireysel başvuru, bireylerin olağan hukuk yollarını kullanarak sonuç alamadıkları durumda son çare olarak başvurdukları yoldur. Kararların yerine getirilmemesi, hukuk devletine olan inancı zedeler ve temel anayasal düzene zarar verir.”

AYM, kararlara uymamanın hukuk düzenine karşı koyma anlamına geleceğini vurguluyor.

Karardan:

“Türlü bahaneler, hukuk tanımaz tutum ve davranışlarla, Anayasa’yı koruma ve anayasal kurallara sadakat gösterme yükümlülüğü bulunan mahkemelerin ve kamu gücünü kullanan organların, temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesine ve ihlallerin sürdürülmesine neden olacak şekilde, Anayasa’nın öngördüğü hukuk düzenine karşı koyma anlamına gelen keyfi kararlara hiçbir hukuk sisteminde müsaade edilemez. Hukuk devletinde anayasal hükümlere uymamanın cezai, idari, hukuki sorumluluk doğuracağı açıktır.”

AYM’nin ifadesiyle hukuk düzenine karşı koyan mahkemeleri ve kamu gücü kullanan organları cesaretlendiren kim veya kimlerdir?

Bu, anayasal düzene karşı işlenmiş ağır bir suç olduğu ve cezayı gerektirdiği halde neden gereği yapılmıyor?

Çünkü...

Yandaş yargıçları cezalandırması gerekenler gerçekte suç işlemeleri için talimat verenlerdir.

Cumhur İttifakı’nın AYM planı

İtiraf edeyim.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin CHP’li Enis Berberoğlu Davası’nda olduğu üzere yeniden yargılamaya ve tahliyeye karar vereceğini sanıyordum.

Yanılmışım.

Cumhur İttifakı’nın AYM planını söyleyeyim:

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM’nin kararını uygulamayacak.

Cumhur İttifakı, Atalay’ın milletvekilliğini düşürmek için hamle yapacak. Atalay’ın tahliye edilmesi engellenecek.

Cumhur, muhalefeti ikna edebilirse Anayasa’nın 14. Maddesi’ni değiştirmeyi planlıyor. Türk Ceza Kanunu’ndaki hangi suçların terör suçu kabul edileceği 14. Madde’ye yazılacak.

AYM’nin bireysel başvuruda yeniden yargılamaya ve tahliyeye karar verme yetkisinin elinden alınması amaçlanıyor. AYM, yalnızca tazminata hükmedebilecek.

Ancak bu değişiklikler için Cumhur İttifakı’nın TBMM’de 400 oyu bulması gerekiyor. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yargı Haberleri

Tribün kapatma cezası kaldırılıyor
Yargıtay'dan ÇHD davasında kısmi bozma ve onama
Çorlu tren faciası davasında karar çıktı
Yargı hiç bu kadar bozulmamıştı
Mahkemeden Dilan ve Engin Polat’a bir suçtan tahliye kararı