Bartın’da 41 işçinin can verdiği maden faciasının üzerinden 11 koca gün geçti.
Geçtim, tutuklamayı…
Hiçbir şüpheli gözaltına alınmadı.
Oysa Soma’da, faciadan beş gün sonra 26 kişi evden gözaltına alındı. Soma A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan da dahil sekizi tutuklandı.
Ermenek’te farksız mıydı sanki?
Dokuz gün sonra baskın ve gözaltılar yaşandı.
Maden sahibi Saffet Uyar’ın aralarında olduğu beşi cezaevine gönderildi.
10 dakkacık görüşme
Bartın’daki madenin sahibi Türkiye Taşkömrü Kurumu (TTK) olduğu, Genel Müdür Kazım Eroğlu siyaseten ya da hemşerilikten ötürü korunduğu ve bu koltukta oturtulduğu için soruşturmada bir milim ilerleme olmuyor.
İşçi mezarlarında Kuran okuyarak, iktidarın sorumsuzluklarını dini istismarı ile kapatacağını sanan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, göz boyamak için altı savcı birden atadı.
Sanırsınız, TTK’nın altını üstüne getirecekler!
Sanırsınız, kimsenin gözüne yaşına bakmayacaklar!
Sanırsınız, şehit madencilerin ahını yerde komayacaklar!
Şu 10 günün sonunda ancak, TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir ile İş Sağlığı, Güvenliği ve Eğitim Daire Başkanı Faik Ahmet Sarıalioğlu’nu adliyeye ‘görüşmeye’ davet edebildiler. Bu daveti eminim, Eroğlu’nun müsadesiyle yapabilmişlerdir.
Zaten TTK’cıları öyle çok tutmadılar.
Görüşme dediğin, 10 dakkacık.
Altı ‘kudretli’ savcımızın işleri başlarından aşkın olmalı.
Bartın Cumhuriyet Başsavcılığının 18 Ekim’deki açıklamasına göre mağdur ve tanıkların ifadelerini alıyorlarmış.
Dijital delillere el koymuşlar.
Bir bilirkişi heyeti oluşturmuşlar.
Galiba, TTK’cılara asla sıra gelmeyecek.
Bartın’da altı savcı geçen 10 günde bir şüpheliyi bile gözaltına alamadıysa, kusur bulamadıklarından değil, kusurluyu soruşturacak gücü bulamadıklarından olsa gerekir.
Kozlu’da 2013’te sekiz işçinin öldüğü maden kazasında ölüme sebebiyet vermekten 24.400 TL para cezasına çarptırılan Kazım Eroğlu, bu sabıkasına rağmen terfi edip TTK Genel Müdürlüğü koltuğunda oturuyorken kim kime nasıl dokunabilecek?
TTK Genel Müdürü, Kozlu’da sabıkalı
Eroğlu, sekiz işçinin can verdiği gün TTK’nın Kozlu Müessese Müdürüydü.
İki bilirkişi raporuna göre…
TTK ani gaz, kömür ve kaya püskürmesi (degaj) ve metan gazı tehlikesine rağmen ocağı, uzmanlığı bulunmayan taşeron şirkete verdi.
Taşeron, sondaj kuralını ihlal etti.
Sondajda göçükler olduğu halde degaj tehlikesi fark edilmedi. TTK’nin denetim ekibi riski algılayacak birikimde değildi.
İş güvenlik uzmanı yoktu.
İş durdurma yetkisi kullanılmadı, para cezalarıyla yetinildi.
Yasaklı olmasına rağmen gecikmeli kapsül patlatıldı.
Üstelik bu mesai saatinde yapıldı.
Gazölçer eskiydi.
Barutla ateşleme sırasında işçiler 200 metre uzakta olmalıyken 95 metre içeride durdu.
İddianameden:
“Ateşleme mahalli 200 metrede olsa, ateşleme sırasında işçiler korunuyor olsalar ölen olmayacaktı.”
Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 10 sanıklı dava açıldı. Üç yetkiliye taksirle ölüme ve yaralanmaya sebebiyet vermekten sekizer yıl dörder ay, Eroğlu ile bir sanığa dörder yıl ceza verildi. Cezası 24.300 TL paraya çevrilen Eroğlu, görevden el çektirilmesi gerekirken, terfi ettirildi.
Dokuz yıl sonra dava
O gün TTK yönetim kurulu başkanları ve yöneticileri kusurlu bulundu.
Bilirkişi raporundan:
“TTK’nın uzmanlık alanında olan işi teknolojik olarak yenilik getirmeyen bir yüklenici firmaya vermiş olması, yüklenici firma ve TTK arasında iki başlılık meydana getiren hatalı bir sistem kurulması, kömür damarlarının gaz içerikleri ile degaja yatkınlıklarına ilişkin yüklenici firmaya yeterli bilgi verilmemesi…”
Başsavcılık, soruşturma açmak için Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’ndan izin istedi.
İzin verilmedi.
Avukat Murat Kemal Gündüz, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. AYM, 2018’de yaşam hakkının usulen ihlal edildiğine ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması gerektiğine karar verdi.
Alınan bu karardan dört yıl sonra emekli TTK genel müdürleri Burhan İnan ve Rıfat Dağdelen’e, emekli genel müdür yardımcıları Mustafa Şimşek ve Çetin Onur’a, emekli yönetim kurulu üyeleri Mahmut Yılmaz ve Mehmet Açıkel’e Zonguldak 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görevini kötüye kullanmak ve taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmaktan dava açıldı.
Sanıklar kazanın öngörülemeyen bir sebepten kaynaklandığını ve bilirkişi raporunda bu durumun kaçınılmazlık olarak değerlendirildiğini savunuyor.
Ancak iddianamede, Yargıtay’a göre kaçınılmazlık olgusunun iş mevzuatı ve teknolojisinin öngördüğü tüm önlemlerin alınmasına rağmen iş kazasının gerçekleşmesi halinde kabul edileceği belirtiliyor. Kozlu’da ise “iş mevzuatı ve teknolojisinin öngördüğü tüm önlemlerin alınmadığı” kaydediliyor.
Bu davanın ilk duruşması bugün görülüyor.
Kozlu, Bartın’a örnek olsun
TTK Genel Müdürü Eroğlu, Kozlu’daki eski amirleri ve yeni ‘dava arkadaşlarının’ yargılamasını takip ederse geleceği açısından yararlı olur.
Türkiye, yedi ay sonra sandığa gidiyor.
Eğer iktidar değişirse bütün siyasi zırhlar kalkar.
Nasıl Kozlu’nun TTK genel müdürleri, müdür yardımcıları ve yönetim kurulu üyeleri bugün emeliliklerini sürerken yargılanıyorsa Bartın’ın failleri de kendilerini hakim karşısında bulur. Üstelik emeklilikleri beklenmeden olur her şey.