İsmail Saymaz yazdı: Fakıbaba’nın istifa edeceğini AK Parti biliyordu, engelleyemedi

''Özbekistan dönüşü Erdoğan’la görüştüğünü anlatan Gülpınar, “Her değimiz olacak diye bir şey yok. Ancak sıkıntıya sessiz kalmak uygun değil” diye konuşuyor''

Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba’nın AK Parti’den ve milletvekilliğinden istifa ederek, İyi Parti’ye geçmesi siyaset dünyasını sarstı.

Bu köşede cuma günü yayınlanan son yazımda…

İyi Partili bir ağır topun bana, sekiz-dokuz AK Partili milletvekiliyle daha görüştüklerini açıkladığını belirtmiştim. Bu iddia üzerine gözler AK Parti’deki saklı muhaliflere çevrildi.

Yazımın çıktığı gün Halk TV’deki ‘Perdenin Önü Arkası’ adlı programımızda şu üç isme dikkat çektim:

-Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar

-Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın oğlu ve Manisa Milletvekili Mücahit Arınç

-Ardahan Milletvekili Orhan Atalay

Programda Güldoğan, Arınç ve Atalay’ın izlenen politikalardan rahatsız olduklarını ve istifanın eşeğine geldiklerini anlattım.

Bu bilgileri dile getirmeden önce üç isme telefon açmış, ancak kendilerine ulaşamamıştım. Bir gün sonra Gülpınar ve Arınç bana ulaştı. Hem sorularımı yanıtlalar, hem de iddialara açıklık getirdi.

15-16 Eylül’de istifaya niyetlenmiş

Gülpınar, 15 - 16 Eylül’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şangay İşbirliği Teşkilatı’nın 22. Devlet Başkanları Zirvesi için Özbekistan’da olduğu sırada istifaya niyetlendiğini doğruluyor. Niyetini o gün parti üst yönetiminden bir kişi yetkiliye anlattığını kaydeden Gülpınar, şöyle diyor:

“Sıkıntılar var. Samimiyetime inanmıyorsanız istifaya hazırım. Milletvekilliğini bırakabilirim’ dedim. ‘Gerek yok’ dediler. Resmiyete dökmedim ama telefonda söyledim. Birileri telefon konuşmasına şahit olmuş.”

Özbekistan dönüşü Erdoğan’la görüştüğünü anlatan Gülpınar, “Her değimiz olacak diye bir şey yok. Ancak sıkıntıya sessiz kalmak uygun değil” diye konuşuyor.

Gülpınar’a “Rahatsızlık sebebiniz ne?” diye sordum.

“Zamanı gelince yüz yüze konuşuruz” diyor.

Şöyle devam ediyor:

“Aksayan bir şey olduğu zaman yansıtmamız lazım. Siyasetin getirdiği tecrübeye dayanarak, bir sıkıntı varsa tabi dile getireceğiz. Yanlış gideni söylemekle mükellefiz.”

Gülpınar, söz ettiği sıkıntının Şanlıurfa yereline dair olduğunu kaydediyor.

‘Bir daha vekil olmam’

Bir daha milletvekili olmak istemediğini vurgulayan Gülpınar, şunları söylüyor:

“Çok yoruldum. Bu dedikodular benim tarzım değil. Seçimde ‘Emaneti ehline’ verin dedim, olay ta nerelere gitti. Onu bile izah edemedik. ‘Cennetten tapu verdi’ diyen oldu. Benim çağrım herkese… Herkes emaneti ehline vermekle mükellef. Urfa için sıkıntılardan biri bu zaten. AK Parti’ye de söylüyorum.”

Gülpınar, bugün itibariyle istifayı düşünmediğini, İyi Parti’ye geçmek gibi bir düşüncesinin olmadığını vurguluyor. “Kimseyle görüşmedim, görüşmem de. Milletvekilliğini bırakırım, başka partiye geçmem” diyor.

Fakıbaba’yı bir kez vazgeçirdi ancak…

Fakıbaba, bir buçuk yıl önce istifa ettiğinde vazgeçiren kişinin kendisi olduğunu belirten Gülpınar, “İkna eden ben oldum. Geçmişten gelen hukukumuz var. Beni kırmadı ve geri geldi” diyor.

Güldoğan, vazgeçirmesine rağmen Fakıbaba’nın sıkıntılarının sürdüğünü vurgulayarak, “İstifayı geri aldık. Ama istifaya götüren sebepler vardı. Baktım ki Fakıbaba mutmain olmamış. Sanki istediği şeyler olmamış gibi” diye konuşuyor.

Fakıbaba’nın istifa edeceğini önceden öğrendiklerini kaydeden Gülpınar, şöyle devam ediyor:

“Bize haber geldi. Fakıbaba’nın istifa etmek üzere olduğu. Ben yine uğraştım. Baktım ki Fakıbaba kararlı. Bir kere devreye girdim, ikinci sefer ikna edemem ki. İlkinde zor bela ikna etttim zaten. Kimse bilmiyor ne şartla ettiğimi.”

Bu hali partiye anlattığını kaydeden Gülpınar şöyle konuşuyor:

“Bana güvenip de ‘Bir daha olursa Gülpınar geri çevirir’ beklentisi var. Böyle birşey yapamam artık. Bir kere yaptım. İkinci hakkım olmaz. Fakıbaba’nın istifasının taraftarı değilim. Ancak herkesin bir hayat felsefesi var, yargılamam kimseyi. O kendi takdiridir.”

Geçen pazartesi günü AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu toplantısında Erdoğan’ın “Urfa vekilini ne yaptınız? İyice koptu mu?” diye sorduğu, Gülpınar’ın da “Koptu” dediği iddia ediliyordu.

Bu iddiayı yönelttim.

Gülpınar, diyalogu reddetmiyor.

Erdoğan’a verdiği yanıtı şu şekilde anlatıyor:

“Dedim ki, ‘Efendim, yapabileceğim fazla bir şey yok kanaatindeyim. Artık beni aşmış.’ Ben gözlemimi söyledim. Nihayet doğru çıktı. İki sün sonra istifa etti. Bana göre bu istifa parti lehine değil. Süreci elimden geldiğince idare etmeye çalıştım.”

Sordum.

“Fakıbaba’nın istifa gerekçelerini haklı buluyor musunuz?”

Şu yanıtı veriyor:

“Mutlaka doğru tarafları vardır. Bir kısmı teyide muhtaç. Sadece şunu söylerim: Bir milletvekilini kaybetmemek, benim için aslolandır. Bunu sağlıklı bulmuyorum.”

Peki, AK Parti, Fakıbaba’nın gitmemesi için çabaladı mı?”

Gülpınar, “Onu Fakıbaba’ya sormak lazım. Mutmain olmadığına göre böyle oldu” diyor.

Mücahit Arınç da huzursuz

Altını çizmek gerekir ki AK Parti Manisa Milletvekili Mücahit Arınç’ın İyi Parti’ye geçeceği kulisini yaklaşık bir yıldır işitiyorum. Fakıbaba’nın istifasından sonra bu iddia tazelenerek, yeniden kulağıma geldi.

Arınç’a doğrudan sordum:

“İyi Parti ile görüştüğünüz doğru mu?

“İyi Parti’ye geçecek misiniz?”

Arınç, İyi Parti ile transfer içerikli bir görüşmesinin olmadığını ve istifayı düşünmediğini ifade ediyor. Gel gör ki rahatsızlıklarının olduğunu saklamıyor. Sedat Peker’in dile getirdiği iddialardan, hukuksuzluklardan ve liyakatsizliklerden şikayet ediyor.

Münferit mi, işaret fişeği mi?

Seçim tarihi yaklaştıkça AK Parti’de çözülmeler olabileceğini düşünüyorum. Bugün parlamentoda, yarın belediye meclislerinde kopuşlar yaşanabilir. Kimi eski milletvekillerinden İyi Parti ve CHP’ye katılımlar görülebilir. Ancak kitlesel bir ayrışmaya ve bölünmeye ihtimal vermiyorum.

Fakıbaba’nın istifası münferit mi kalacak yoksa işaret fişeğine dönüşecek mi, yaşayıp göreceğiz.

NOT: Ahmet Eşref Fakıbaba, cuma günü bu köşede yayınlanan söyleşimizde, “Bir buçuk sene önce yine bir hırsızı ilçe başkanı yaptılar, istifa ettim. Yalvar yakar dediler düzelteceğiz. Hala adam orada ya!” demişti. Fakıbaba, cümledeki ‘hırsız’ sözcüğünü sehven kullandığını belirterek, “Kastım ‘İstemediğim birini ilçe başkanı yaptılar’ şeklindedir” diyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.