Saraçhane süreci, muhalefette iki çatlak meydana getirdi.
Biri, CHP’de Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu…
Öteki de Altılı Masa’da CHP ile İyi Parti arasında.
CHP MYK’de sert eleştiriler
Geçen pazartesi gerçekleştirilen CHP Merkez Yürütme Kurulu toplantısında, Berlin-Saraçhane’nin hasar tespiti yapıldı.
Kimi MYK üyeleri, CHP liderinin ABD, İngiltere ve Almanya gezilerini…
İmamoğlu Davası’nın görüldüğü gün yurt dışında olmasını…
Pasaport sırasında beklerken çekilen fotoğrafı eleştirdi.
Kimileri İmamoğlu’nun yalnız bırakıldığını…
Kimileri ise siyasi ağırlığın Akşener’in eline geçtiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu eleştirileri not etti. Toplantıdan sonra İmamoğlu’nu arayarak, gruba davet etti.
İmamoğlu, hemen kabul etti.
Kürsüde söz verilmesi ihtimaline karşılık beş-altı cümlelik bir konuşma hazırladı. Bu konuşmasında, kendisini yalnız bırakmadığı için Kılıçdaroğlu ve CHP’ye teşekkür ediyor, “CHP’nin öz evladıyım” diyordu.
Kılıçdaroğlu, birlikte girdikleri salonda, İmamoğlu’nu yanında oturtarak, birlik mesajı verdi. CHP’liler günlerdir bu görüntüleri görmek istiyordu.
Salon alkışa boğuldu.
Kılıçdaroğlu vazgeçmedi
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ile ilişkilerini ‘baba oğul’ metaforuyla tarif etti. Kabul etmek gerekir ki bu, abla-kardeşten daha kuvvetli vurguyu içeriyor. “İmamoğlu CHP’nin evladı olduğu kadar benim de evladımdır” diyerek, sorunun ‘aile içi’ olduğunu ifade ederken, evin reisi sıfatıyla yetkisini kullanıyor.
“Herkes Bay Kemal’i beklesin” diyerek, cumhurbaşkanı adayı olacağını ima ediyor.
Altılı Masa’dan itiraz gelse de Kılıçdaroğlu’nun bu kararından geri döneceğine ihtimal vermiyorum. Aynı şekilde hiç sanmıyorum ki İmamoğlu, CHP’nin kurumsal kararına rağmen adaylığa kalkışsın. Ancak Altılı Masa’nın adayını ilan edeceği güne kadar iddiasını sürdürecektir.
Kılıçdaroğlu da dahil, hiç kimse adaylığını açıklamazken, İmamoğlu neden geri dursun ki? CHP’li Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş da aday olmak istediğini kaydediyor. İmamoğlu söyleyince suç mu oluyor?
Potansiyel lider
Ancak İmamoğlu, CHP’ye rağmen ve Kılıçdaroğlu karşısında gelişecek bir cumhurbaşkanı adaylığının, sonu hezimetle bitecek bir macera olacağını; tarihin tekerleğini hızlandırmak isterken, pekala ezilmekle sonuçlanabileceğini öngörecek kadar zeki bir siyasetçi.
Akşener’in Saraçhane’yi doldurmasının CHP’yi hayli rahatsız ettiğini görüyor.
“Ben CHP’liyim” diyerek…
“Her CHP’linin, ailesinin lideri olan Kılıçdaroğlu, adaydır” diye vurgulayarak…
Çatlağı kapadı.
İmamoğlu, Saraçhane’den sonra yalnızca büyükşehir başkanı olarak kalmaz, kalmayacaktır. CHP örgütü ve seçmeninin nezdinde Türkiye’nin kaderinde artık o var.
Belki bugün cumhurbaşkanı adayı…
Belki yarın Kılıçdaroğlu sonrasının potansiyel genel başkanı olarak.
Hem de uzak olmayan bir gelecekte.