İstiklal Caddesini kana bulayan, altı yurttaşın can verdiği ve 81 kişinin yaralandığı saldırının üzerinden dört gün geçti. Şüphelilerin ifadeleri alınmadığı için bütünüyle aydınlatılabildiğini söyleyemeyiz.
En azından şimdilik…
Dolayısıyla her iddiaya ihtiyatla yaklaşarak, bu yazıyı yazıyorum.
Baştan belirtmeliyim ki bu saldırı, Türkiye’deki terör eylemleri ve terörist profili bakımından atipik bir örnek oluşturuyor.
Yani, benzerine rastlanmamış.
Bilinen kalıpların dışında.
Sıradan olmayan.
Suriyeli Arap bombacı: Ahlam Albashir
Açık kaynaklara göre saldırıya ilişkin elimizdeki veriler şunlar: PKK/PYD, Suriyelilerden özel istihbarat birimi kurdu.
Suriyeli Arap olan 23 yaşındaki Ahlam Albashir adlı kadın geçen temmuzda kaçak şekilde Türkiye’ye girdi.
Esenler’de eve ve tekstil atölyesinde işe yerleştirildi.
Ammar ve Ahmad Jarkas adlı iki kardeş bu saldırıyı planladı.
Yasir adlı kişi Albashir’i Taksim’e bıraktı.
Bombayı Bilal Hassan verdi.
Albashir, İstiklal Caddesi’ndeki bankta 45 dakika oturdu.
Talimat üzerine çantayı bırakıp uzaklaştı.
Bir dakika sonra patlama oldu.
Albashir, Küçükçekmece’deki evde yakalandı.
Yakalanmasaydı Yunanistan’a kaçacaktı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eylemin PKK/PYD tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.
PKK yaptıysa bir ilk olacak
Şüphelilerin ifadeleri alınmadığı için Soylu’nun açıklamalarını veri kabul ediyorum.
Bu veri ışığında…
Uzmanlık alanı Suriye iç savaşı olan Altınbaş Üniversitesinden Prof. Dr. Serhat Erkmen’in de ifade ettiği üzere PYD’nin Suriye’de savaştırdığı çok sayıda etnik Arap var. Nadiren de olsa PKK saflarına aldığı görülüyor.
Ancak hem Erkmen…
Hem de Türkiye’deki Suriyeli STK’ların kurduğu Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Federasyonu’nun Genel Sekreteri Muhammed Akta, PKK’nın Suriye’de Araplardan oluşan özel bir istihbarat ve eylem birimi kurduğuna ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını söylüyor.
PKK’nın Arapları Türkiye’deki saldırılarda kullanmasıyla hiç karşılaşılmadı.
Bu bir PKK eylemiyse…
Türünde ilk olacak.
Akta’ya bakarsak Türkiye’deki Suriyeliler Albashir’in yüz şekli itibariyle Suriyeli olmadığını düşünüyor. Doğrusu Albashir, Kuzey Afrikalıları andırıyor. Suriye’de Afrika’dan köle olarak getirilmiş bir aşiret var ancak Albashir bu aşiretten mi, bilmiyoruz.
IŞİD’e de uymuyor
Albashir’in IŞİD’çi ya da radikal bir dini örgüt üyesi olduğunu iddia etmek de mümkün değil. Kadın cihatçılar kamuflaj pantolonla, vücut hatlarını gösteren tişörtle ve abartılı makyajla eylemlere gönderilmiyor. Her örgütün alt kültürü var ve IŞİD örtünmede esnemiyor.
Kurye mi?
PKK ya da IŞİD fark etmez.
Albashir, iki örgütün eylemci profiline uymuyor.
PKK’nın şehir eylemleri için kullandığı militanları çoğunlukla ya silahla çatışarak ya da üzerindeki bombayı patlatarak ölüyor.
Yatağında ve silahına davranma olanağı bulamadan yakalanan Reina katili Abdulkadir Masharipov’u hariç tutarsak, IŞİD’çiler de öyle.
Albashir pijaması, kamuflajı, silahı ve bir miktar parayla evde ele geçirildi.
Çok korktuğu ve hiç direnmediği anlaşılıyor.
Albashir, soğukkanlı profesyonel bir eylemciden çok, taşıdığı nesnenin bomba olduğunu, patlama olduğunda fark eden kuryeyi andırıyor.
Suriyeli ağı
Saldırıdan sonra yaklaşık 50 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin ortak özelliği Suriyeli Araplardan oluşması.
Dün Suriye’nin Azez şehrinde Hüsam adlı bir kişi de yakalandı.
Şu halde Albashir’in kendisi…
Esenler’de çalıştığı atölyenin sahibi…
Küçükçekmece’de yakalandığı evin sakinleri…
Eylemin planlayıcıları ve lojistiği sağlayan Suriyeli Araplar.
Reina’nın faili Masharipov, İstanbul Başakşehir’de Orta Asyalıların ağında, Atatürk Havalimanı saldırganları Fatih’te Kafkasyalı ağında saklanmıştı. Ancak bugüne kadar ne IŞİD ne de PKK, Suriyeli ağını kullandı.
Bu da bir ilk sayılır.
Afrin’den Esenler’e zeplinle mi uçtu?
Albashir, iddiaya göre, Türkiye’de dört aydır kaçak bir şekilde yaşıyordu ve yakalandığı ev insan kaçakçıların kullandığı, ‘şok evi’ denilen geçici bir üstü.
Bu somut durum sınır güvenliği ve sığınmacılara ilişkin bir kez daha düşünmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Demek ki duvarlar sınırlarımızı korunamıyor, insan kaçakçılığı sürüyor.
Soylu, Mersin saldırganlarının Münbiç’ten paramotorla 12-13 saat uçarak, Tarsus’a indiğini iddia etmişti.
Onlar 300 kilometre uçtu diyelim.
Albashir, Afrin’den Esenler’e zeplinle gelmedi ya!
Kaç Albashir var?
Albashir’in dört ay yakalanmadan İstanbul’da kaçak yaşaması ve atölyede çalışması nasıl mümkün olabiliyor?
Türkiye’deki Suriyeli ağında kaç Albashir var, biliyor muyuz?
Ne zaman…
Nerede patlayacaklar, haberdar mıyız?
Orta Asya ve Kafkasya ağlarında uyuyan kaç hücre var, farkında mıyız?
Değiliz.
AK Parti’nin Suriye’de iç savaşa sorumsuzca taraf olmasının kanlı ve acı sonuçlarını daha ne kadar yaşayacağız?
Kör terör
Bu saldırı, görünürde askeri bir hedefe yönelmiyor, belirgin bir siyasi amaç taşımıyor. Varsa da ifadeler alındıktan sonra öğreneceğiz. Belki de hiç öğrenemeyeceğiz.
Bakan Soylu dağda PKK’lı sayısının 120’nin altına düştüğüyle ve ayakkabı numaralarına kadar bilmekle övünedursun; şehirlerde bir ayda iki bombalı saldırı gerçekleştirildi ve en az yedi insanımızı kaybettik.
Kör terör sürecek mi, bilmiyoruz.
Sanırım…
Yaşayıp göreceğiz.