İGDAŞ ekipleri 3 Temmuz günü “Doğalgaz kokusu var” ihbarı üzerine Sarıyer Ayazağa Mahallesi Şahit İlhan Yurt Sokak'ta bulunan iki numaralı apartmana geldi.
Doğalgaz kokusunun kaynağı dört numaralı dairedeydi.
Kapı açıldı.
Hemen gaz kesildi.
Odaya girildiğinde bir kadın yatağında baygın şekilde bulundu. Bu bir intihar girişimiydi. Kadın bir kutu ilaç içip bileklerini kesmiş, ardından doğalgazı açarak yatağına uzanmıştı.
KİRASI 10 BİN TL'YE ÇIKTI
Nevzat Hanım 12 yaşından beri kuaförlük yapıyordu. Fakat bir parmağı felç olunca mesleğini bıraktı.
Evin geçimini sağlayan eşi 10 yıl önce hayatını kaybetti. Yurtdışında yaşayan kardeşi dışında bir yakını bulunmadığı ve ondan da haber alamadığı için yapayalnız kaldı.
Nevzat Hanım eşinden kalan 5 bin TL emekli maaşıyla hayatta kalmaya çabalıyordu ki…
Üç ay önce ev sahibi 3 bin TL olan kirayı 10 bin TL'ye çıkardı.
Nevzat Hanım, “Bu maaşla o kirayı ödeyemem” dedi.
Ev sahibi evi boşaltması için tebligat gönderdi.
Nevzat Hanım, uygun fiyata ev araştırırken, ahlaksız tekliflerle karşılaştı.
Ve sokakta yaşama ihtimaliyle yüz yüze kaldı.
Çaresizdi.
Canına kıymaya karar verdi.
3 Temmuz'da veda notu kaleme aldı.
Şunları yazdı:
“Ölümümden ev sahibi sorumludur.
Beni eşimin yanına gömün.
Lütfen.”
Bıraktığı nota, son parası olan 130 TL'yi iliştirdi.
Doğalgazı açtı.
Bir kutu ilaç içip bileklerini kesti.
Sonra yatağına uzandı.
EV BULURSA TABURCU OLACAK
İGDAŞ ekipleri Nevzat Hanım'ı yatağında bulduğunda henüz hayattaydı ve ölmemişti. Ambulansla Seyrantepe Hamidiye Etfal Hastanesi'ne kaldırıldı. İki gün yoğun bakımdan kaldıktan sonra psikiyatri servisine alındı. Herhangi bir akıl hastalığı ve psikiyatrik rahatsızlığı yoktu.
Doktorları Nevzat Hanım'ın “Yaşadığı ekonomik ve sosyal yetersizlik, çözüm bulamama, yoğun çaresizlik hissiyle” canına kıymaya karar verdiğini düşünüyor.
Halen hastanede tedavi görüyor.
Taburcu olmayı bekliyor.
Ne zaman mı?
“Barınma ihtiyacı karşılanırsa istenildiği zaman…”
Nevzat Hanım eski evine dönmeyi asla istemiyor.
“Bir göz oda bana yeter” diye konuşuyor.
KİRA EMEKLİ MAAŞINA DENK
Nevzat Hanım, kirasını ödeyemediği için canına kıymaya karar veren, kayıtlara geçmiş ilk yurttaş olabilir. Bu girişim, Türkiye'de barınma sorununun artık ölümcül bir hal aldığını kanıtlamaya yetiyor da artıyor.
Yükselen dövize bağlı olarak inşaat maliyetleri artarken, konut ve kira fiyatları astronomik bir düzeye çıktı.
Memur ve işçi maaşıyla ev almak imkansızlaştı.
Bir ücretlinin dedesinden miras kalmadıysa şehrin merkezinde ev sahibi olması kuru bir hayal. Başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere büyükşehirlerde kira ortalamaları bir emekli aylığına denk…
EV SAHİBİNİN CEBİNDEN KIYAK
İktidarın kira artışındaki yükselişi önlemek için bulduğu yüzde 25'lik zam sınırlaması barınma sorununu asla çözmüyor. Ve zaten bu yasak, gerçekçi olmadığı için uygulanmıyor da.
Tüketici Fiyat Endeksi'nin yıllık ortalaması yüzde 60'ı bulurken, döviz karşısında TL değer kaybederken, alım gücü yerde sürünürken, kiraları yüzde 25'e sabitlemek, ev sahiplerinin cebinden kiracıya kıyak çekmektir.
Dün nasıl ki patates ve soğandaki pahalılığın sorumlusu olarak kabzımalları gösterip terörist diye suçladılar, örgüt sığınağı basar gibi hal'leri bastılarsa…
Gıdada enflasyonun faturasını üç harfli marketlere kestilerse…
Şimdi de kiradaki artıştan ötürü ev sahiplerini kiracıların önüne atıyorlar. Dişinden tırnağından artırarak satın aldıkları dairelerin kirasıyla geçimlerini sağlayan ev sahipleri vatandaşın gözünde canavarlaştırılıyor.
Nevzat Hanım'ın kirasını 3 bin TL'den 10 bin TL'ye yükselten ev sahibi muhtemelen aynı apartmandaki ve mahalledeki fiyatlara bakıp öyle karar veriyordur. Her boşalan ev üç-beş katına giderken, “Ben neden komşuların aldığından daha azıyla yetineyim” diye düşünüyordur.
Haklı ya da haksız diyemem.
Fakat manzara böyle.
MİLYONLARCA NEVZAT HANIM VAR
Nevzat Hanım'ın canına kıymaya karar vermesinin sorumlusu ev sahibi midir?
Ben hiç sanmıyorum.
Öyle olsaydı…
Nevzat Hanım, 10 bin TL'lik kirasını ödeyemediği için intihara karar verdikten 11 gün sonra emekli maaşına yapılan zam yüzde 25'te kalmazdı. Nevzat Hanım'ın eşinden kalan emekli maaşı, zamlı haliyle bile kirasını karşılamıyor. Aynı evde oturabilmesi için çalışıp o farkı ödemesi gerekiyor.
Doğalgaza gelen yüzde 25 zammı…
Yüzde 20'ye çekilen KDV'nin getirdiklerini…
Elektrik, su ve telefon giderlerindeki olası artışları saymıyorum bile.
Bu ekonomik yıkımın sorumlusunun Nevzat Hanım'ın ev sahibi olmadığına şüphe yok. Zaten Nevzat Hanım, bir emekliden ibaret değil, milyonlarca kiracının toplamı.
Belli ki…
Biz artık kiralarını ödeyemeyen nice Nevzat Hanım ve Nevzat Beyi, evlerinden atıldıkları için (en iyi ihtimalle) sokaklarda kartonlar üzerinde uyurken göreceğiz.