Gazeteci İsmet Berkan, Boğaziçi'nde rektör seçimi isteyen akademisyenlerin eylemini örnek göstererek, "akademideki baskıya" dikkat çekti.
"Türkiye’de üniversite susmuş, susturulmuş durumda. Bunu 12 Eylül darbecileri de, 28 Şubatçılar da başaramamıştı. Düşünün, 'hoşa gitmeyen' bir üniversite kapatıldı bu ülkede. Kapatıldı" diyen Berkan, yazısında şunları kaydetti:
"Daha fenası şu: Herkesin üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi. İfade özgürlüğüne, akademik özgürlüğe, serbestçe tartışma özgürlüğüne yapılan saldırılara artık doğru dürüst tepki bile verilmiyor. Hepimizde başımıza geleni bir kabullenmişlik, bir mecburen razı olmuşluk hali… Bana bu razı olmuşluk, kabullenmişlik veya çok bilmişçe bir laf olan 'öğrenilmiş çaresizlik' hali esas ağır geliyor. Yoksa, benim özgürlüğümü kısmak isteyen birileri her zaman oldu ve olacak; ben ona izin verdiğimde özgürlüğümü kaybederim ancak, o istediğinde değil. Şimdi izin veriyoruz sanki ve o da fazla zahmete bile katlanmadan alıyor artık elimizdekini.
Boğaziçi Direnişi 500. gününde: "Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz"
Pek çok kişi, 2023 Haziran seçiminde iktidarın değişmesiyle bir 'cennet'e ulaşacağımızı sanıyor lakin yanılıyor. İktidar değişse de değişmese de, bizim cehennemimiz devam edecek. Üniversitesinin sustuğu, kendi haklarını bile savunamadığı bir ülkede hayat bundan sonra çok zor."