İspanyol futbolunda ırkçı saldırılar, Real Madrid ile Barcelona arasındaki El Clasico maçında genç oyuncu Lamine Yamal’a yapılan hakaretlerle yeniden gündeme geldi. 17 yaşındaki Yamal, Faslı bir baba ve Ekvator Gineli bir anneden doğmuş olup, 26 Ekim’deki maçta üçüncü golünü attığında bazı taraftarların ırkçı söylemlerine maruz kaldı. La Liga, bu olayla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Real Madrid de Yamal’a yönelik saldırıları kınayarak sorumluları tespit etmek için iç soruşturma başlattı.
Bu tür ırkçı eylemler, siyahi futbolcuları hedef alıyor. Örneğin, Real Madrid’in Brezilyalı oyuncusu Vinicius Junior defalarca ırkçılığa maruz kaldı. İspanyol yargısı, bu tür saldırılarla bağlantılı olarak haziran ve eylül aylarında toplam dört kişiye hapis, para ve stadyumlardan men cezaları verdi. Palma de Mallorca Mahkemesi, Vinicius ve Villarreal’in eski oyuncusu Samuel Chukwueze’ye ırkçı hakaretlerde bulunan bir taraftara hapis cezası ve üç yıl boyunca stadyumlardan men yasağı verdi.
İspanyol futbolunda ırkçılıkla mücadele eden diğer oyunculardan biri de Athletic Bilbao’nun genç forveti Nico Williams. Williams, ülkesindeki siyahi oyunculara yönelik ırkçılıkla savaşmayı hayatının amacı olarak tanımladı. La Liga yönetimi de bu gibi olaylarda, tribün kapatma cezalarıyla müdahalelerde bulundu.
Öte yandan, ırkçılıkla karşılaşan bazı futbolculara da ceza verildi. Örneğin, Senegalli kaleci Cheikh Sarr, kendisine yapılan ırkçı saldırılara tepki gösterince iki maç men cezası aldı. Bu durum İspanya’da tartışmalara yol açarken, spor gazetesi Marca, ırkçılıkla mücadelede Sarr’a ceza verilmemesi gerektiğini savundu.
Getafe kulübüne, Sevilla ile oynanan maçta rakip oyuncu ve teknik direktöre yönelik ırkçı hakaretler nedeniyle 27 bin avro para cezası ve üç maçlık kısmi tribün kapatma cezası verildi. RFEF, Getafe’nin ayrıca ırkçılık ve hoşgörüsüzlüğü kınayan bir mesaj yayımlamasını istedi.
İspanyol futbolunun saygınlığı, son dönemde artan ırkçılık ve yolsuzluk olaylarıyla zarar görüyor. La Liga Başkanı Javier Tebas, bu durumun ülke futbolunun tarihindeki en büyük saygınlık krizlerinden biri olduğunu ifade etti ve spor alanında etik dışı davranışların kabul edilemez olduğunu belirtti.