İsrail'in 2023'te işgal altındaki Batı Şeria'da Filistin topraklarına el koyması, yeni raporlarla ortaya çıktı. Rapora göre, Tel Aviv yönetimi doğa koruma alanları ve devlet arazisi bahaneleriyle toplamda 49,474 dönüm daha aldı. Bu durum, bölgedeki gerginliği artırırken, Yahudi yerleşim birimlerinin ve askeri üslerin sayısındaki artış da endişe yaratıyor.
İsrail'in 2023'te işgal altındaki Batı Şeria'da Filistin topraklarına el koyması, Filistin Merkezi İstatistik Kurumu'nun raporuna göre, bir önceki yıla göre iki kat artarak dikkat çekici bir boyuta ulaştı. 2022'de 26 bin dönüm olan işgal altındaki topraklar, 2023'te 50 bin 526 dönüme yükseldi. Bu artışın büyük bir kısmı Tel Aviv yönetiminin "doğa koruma alanlarını genişletme" adı altında çıkardığı kararlarla gerçekleşti. Raporda, 48 bin 959 dönümün bu gerekçeyle, 515 dönümün ise "İsrail devletine ait topraklar" şeklindeki kararla alındığı belirtilmiştir.İsrail'in Filistin topraklarına el koyma politikası, raporda vurgulandığı gibi sistematik bir şekilde sürdürülmekte ve 2023'te de bu politikanın devam ettiği net bir şekilde ortaya konmaktadır. Özellikle Batı Şeria'da, 30'dan fazla kararla 619 ve 433 dönümlük iki araziye daha el konulduğu raporda yer almıştır.İşgal altındaki Batı Şeria'da inşa edilen yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri ve İsrail askeri üslerinin sayısının arttığına dikkat çekilmiştir. 2022 sonu itibarıyla bu yerlerin sayısı 483'e ulaşmış ve buna paralel olarak Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimci nüfusu da 745 bini aşmıştır. Bu durum, Filistinliler ile Yahudi yerleşimciler arasındaki nüfus dengesizliğinin daha da arttığını göstermektedir. Raporda ayrıca, Batı Şeria'da her 100 Filistinliye karşılık 23 Yahudi yerleşimcinin bulunduğu ifade edilmiştir.Son olarak, İsrail hükümetinin Ürdün Vadisi'nde 8 bin dönüm alana "devlet arazisi" olduğu iddiasıyla el koyduğu haberine de raporda yer verilmiştir. Bu alanın yasa dışı Yahudi yerleşim birimi inşası için kullanılabileceği ve İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in nezaretinde gerçekleştirildiği belirtilmiştir. Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşim birimlerinin yasa dışı olduğu kabul edilmektedir. Bu yerlerdeki Yahudi yerleşim birimleri, Filistinliler için yaşam koşullarını daha da zorlaştırmakta ve bölgedeki gerginliği artırmaktadır.