Türkiye’de işsiz sayısı 2019 Mart döneminde yıllık 1,3 milyon kişi artarak 4,5 milyona çıktı. İşsizlikteki artış ilk kez 4 ay üst üste 1 milyonun üzerinde gerçekleşti. Böyle bir durumun daha önce Türkiye’nin en ağır ekonomik krizleri yaşadığı dönemlerde bile görülmediğini ifade eden CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Öztrak, “Vatandaşımızın artık iktidarın hataları yüzünden sırtına yüklenecek daha fazla yüke tahammülü kalmadı” diye konuştu.
CHP Ekonomi Politikaları Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün açıklanan Mart 2019 işsizlik rakamlarıyla ilgili yazılı açıklamasında şunları belirtti:
TÜİK’in açıkladığı 2019 Mart ayı işsizlik rakamlarına göre işsiz sayısı son bir yılda 1 milyon 334 bin kişi artarak 4 milyon 544 bin kişiye çıktı. Aynı dönemde işsizlik oranı 3,9 puanlık artışla yüzde 14,1’e ulaştı. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik ise yüzde 13,7 seviyesinde gerçekleşti. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı son 13 aydır artıyor.
BİR YILDA 704 BİN KİŞİ İŞİNİ KAYBETTİ
İşsiz sayısında ciddi bir artışın görüldüğü bu dönemde, istihdam edilenlerin sayısı ise 704 bin kişi azaldı. Yani, işsizlikteki artışın büyük kısmı daha önce iş sahibi olduğu halde işini kaybedenlerden geldi. Son bir yılda işsizler ordusuna katılan her 100 kişiden 53’ü daha önce iş sahibi olup da şimdi işsiz kalanlardan oluştu.
BÖYLE BİR ARTIŞ KRİZ DÖNEMLERİNDE BİLE GÖRÜLMEDİ
Rakamlar, Türkiye’de çalışan sayısının yıllık olarak son 5 aydır düştüğünü gösteriyor. İşsiz sayısı ise mevcut seride ilk kez 4 ay üst üste bir milyondan fazla artıyor. Böyle bir durum daha önceki kriz dönemlerinde bile görülmedi.
GERÇEK İŞSİZ SAYISI 8,2 MİLYON KİŞİ
Diğer taraftan, resmi işsiz rakamlarına iş bulmaktan ümidini kestiği için iş aramaktan vazgeçenler ve diğer sebeplerle işgücü piyasasına girmeyenler dahil değil. Bunların da hesaba katıldığı “geniş tanımlı” işsiz sayısı ise son bir yılda 1,4 milyon kişi artarak 6 milyon 813 bin kişi oldu. “Geniş tanımlı” işsizlik oranı ise aynı dönemde 3,7 puan artarak yüzde 19,7’ye çıktı. Dahası zamana bağlı eksik ve yetersiz istihdam edilenler ile mevsimlik çalışanların hesaba katıldığı en geniş tanımlı işsiz sayımız ise 8,2 milyon kişiye ulaşmış durumda.
HER DÖRT İŞSİZDEN BİRİ ÜNİVERSİTE MEZUNU
İşsizlikte dikkat çeken bir diğer husus, ülkemizin geleceği gençlerin işsizliğin pençesine her geçen gün daha fazla düşmesi… Genç işsizliği son bir yılda 7,5 puan birden artarak yüzde 25’i aştı. Genç işsizliğinde böylesine yüksek bir artış en son 2009 krizinin en derin yaşandığı dönemlerde görüldü. Son bir yılda üniversite mezunu işsiz sayısı 262 bin kişi artarak 1 milyon 87 bin kişi olarak gerçekleşti. Bu, Türkiye’deki her dört işsizden birinin üniversite mezunu olduğu anlamına geliyor.
SANAYİ VE İNŞAATTA İSTİHDAM ÇÖKTÜ
Mart 2019 döneminde sanayi sektöründe istihdam kaybı 136 bin kişi oldu. Son bir yılda her 100 kişilik istihdam kaybının 20’si sanayi sektöründe işini kaybedenlerden geldi. Zora düşen inşaat sektöründe de kan kaybı sürüyor. İnşaat sektöründe son 12 aydır istihdam kaybı devam ediyor. Son bir yılda inşaat sektöründe işini kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 531 bin kişi. İnşatta son bir yılda yaşanan bu iş kaybı ise ayrı bir rekor…
HER İŞSİZİN ARDINDA BİR ACI HİKAYE VAR
İşsizlik sadece kuru rakam değildir. Her bir işsizin ardında acı insanlık hikâyeleri yatar. Vatandaşlarımız işsizlik ve hayat pahalılığı arasında ezilmektedir. İktidardan beklenen ise ülkede yeni yatırımların ve istihdam imkânlarının önünü açmasıdır. Buna karşın mevcut iktidar, bugüne kadar izlediği hatalı ekonomi politikalarıyla ekonomimizi sıcak para bağımlısı haline getirmiş, savunmasız bırakmıştır. Bunun yanında, üst üste gelen seçimlerle ve hukuksuz seçim iptalleriyle güvensizliği daha da artırmış ve yeni istihdam yaratacak yatırımların önünü kesmiştir.
YENİ BİR STRATEJİ GEREKİYOR
Vatandaşımızın artık iktidarın hataları yüzünden sırtına yüklenecek daha fazla yüke tahammülü kalmamıştır. 23 Haziran’da İstanbullular gasbedilen mazbatasını, İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’na iade edecek, hak yerini bulacak ve her şey çok güzel olacaktır. Seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasının ardından ülkeyi yönetenlerin, tüm sosyal tarafların katkısıyla, üretim ve istihdam temelinde yeni bir stratejiyi uygulamaya koyması gerekmektedir. Bunun için kaybedilecek bir dakika dahi yoktur.