Son bir haftadır İstanbul Boğazı'nda yaşanan köpüklenme ve kirlilik sorunu, özellikle Üsküdar ve Beşiktaş açıklarından başlayarak Karadeniz çıkışına kadar yayıldı. Bu durum, bölgedeki çevre uzmanları tarafından ciddi bir endişe kaynağı olarak değerlendiriliyor.
İstanbul Boğazı'nda artan denizanası ve çöp kirliliği sorunları, uzun süredir devam eden uyarılara rağmen kontrol altına alınamıyor. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, köpüklenme probleminin organik kirlilik kaynaklı olduğunu vurgulayarak, bu durumun gemi ve teknelerin bıraktığı kabarcıklarla karıştırılmaması gerektiğini belirtti. Kesici, "İstanbul Boğazı can çekişiyor" uyarısında bulundu.
Marmara Denizi'nde zaman zaman küçük müsilaj birikintileri görüldüğünü söyleyen Dr. Kesici, kirliliğin artmadan önlemler alınması gerektiğini ve köpüklenmenin aynı zamanda denizanası popülasyonunun yoğunlaştığı bölgelerde meydana geldiğini ifade etti. Ayrıca, İstanbul Boğazı'ndaki mevcut manzaranın bir sonraki aşamasının müsilaj felaketi olabileceği uyarısında bulundu.
Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı ise, Boğaz'da gözlemlenen köpüklenmenin Karadeniz kaynaklı olduğunu belirtti. Sarı, atık sularla denize karışan azot ve fosforun fitoplankton artışına yol açtığını ve bu durumun ekolojik dengeyi bozduğunu açıkladı.
Prof. Dr. Sarı, küresel iklim değişikliğinin etkilerine dikkat çekerek, 2021'deki müsilaj felaketinden sonra hazırlanan eylem planının eksiksiz bir şekilde uygulanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, denizcilik faaliyetlerinin eko-sistemi koruma amaçlı düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
İstanbul Boğazı'nın çeşitli noktalarında oluşan plastik kirliliği ve çöp birikintileri ise bölge sakinlerini ve uzmanları endişelendiriyor. İTÜ Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan İnce, bu manzaraların insan kaynaklı sorumsuzluğun bir sonucu olduğunu dile getirerek, temizlik birimlerinin çalışmalarını artırmaları gerektiğini ifade etti.