Çin’in Vuhan kentinde başlayarak kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınıyla mücadele sürüyor. Şu ana dek tüm dünyada 106 milyonun üzerinde vaka, 2,3 milyonun üzerinde ise can kaybı kaydedildi. Resmi verilere göre koronavirüse yakalanan 78 milyon insan iyileşirken, 25 milyonun üzerinde insan hâlâ bu hastalıkla mücadele ediyor.
Türkiye’de ilk vaka 10 Mart 2020’de açıklandı. O günden bu yana bazen sıkılaştırılan, bazen gevşetilen koronavirüs tedbirleriyle alışık olmadığımız bir hayat yaşıyoruz. Temmuz ayında ani alınan bir kararla Sağlık Bakanlığı artık sadece ‘semptom’ gösteren vakaları açıklamaya başlamış, aralık ayında ise bu uygulamadan vazgeçerek tüm vakaları açıklamıştı. Aralıkta vaka sayıları 30 binin üzerinde seyretti. Yılbaşı öncesi başlatılan tedbirlerle birlikte bu vaka sayısı bir ay içerisinde 6 binin altına kadar düştü. Ne var ki; İngiltere varyantlı mutasyonlu koronavirüsün yayılmasıyla, okulların sömestr tatiline girmesiyle birlikte vakalar yeniden yükselişe geçti.
Mart-nisan aylarında 'yükseliş' endişesi
Cumhuriyet’ten Sibel Bahçetepe’nin haberine göre; İstanbul’da koronavirüs salgını için ayrılan sağlık kuruluşlarından mart-nisan ayları için yeni plan yapılması istendiği iddia edildi. Bu iddia endişe yarattı. Zira doktorlar, önlem alınmadığı takdirde vaka sayılarının ciddi biçimde artacağı öngörüsünde bulunuyor.
Yaptıkları açıklamada şu uyarıda bulundular:
Sıkı bir kapanma yapılmalı, iller arası toplumsal hareketlilik azaltılmalı, aşının dağıtımı eşit olmalı ve aşı uygulamaları hızlandırılmalı. Bunları yapmadığımız zaman öngöreceğimiz bir artış var. Şu anda bir adım atarsak o artışın önüne geçebiliriz.
Doğu ve Güneydoğu'da aşılama sorunu var
Göğüs Hastalıkları Uzmanı ve Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, mart-nisan aylarında vakaların yükselmesi ve yoğun bakımların dolmasından endişelendiğini vurgulayarak “Mutant virüsün Türkiye’de olması ve sayıca giderek artıyor olması endişemiz var. İkincisi de karantina kurallarına uyumsuzluk var. Okulların açılması ile hareketliliğin artmasıyla bu risklerin tekrar yükselmesi söz konusu olacaktır. Aşılamada istediğimiz hızda gidemiyoruz. İller bazında baktığımız zaman Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da aşağı yukarı neredeyse hiç aşı yapılmıyor gibi görünüyor” diye konuştu.
Mart-nisan aylarında İstanbul için Sağlık Bakanlığı da endişeli
Prof. Dr. Dağlı, aşıyla ilgili endişelerini de dile getirdi. Dağlı, sorunun kaynağının aşı dağıtımındaki aksaklıklar mı yoksa halk arasında aşının reddi mi olduğu konusunun çözülmesi gerektiğini ifade ederek “Hasta sayılarının İstanbul’da mart ve nisan ayında artacağı konusunda Sağlık Bakanlığının da bir kaygısı olduğunu duymaktayız ve buna göre de tedbirler alınması istenmektedir” ifadelerini kullandı.
Salgın hâlâ kırılgan bir zeminde gidiyor
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Osman Öztürk de son haftalarda vakalarda yaşanan yükselişe dikkat çekerek, tehlikenin hâlâ devam ettiği vurgusunda bulundu. Öztürk, “Koronavirüs pandemisi çok etkenli bir şey olduğu için her türlü nüfus hareketi, mutasyon, aşı (başlangıçta hızlı uygulandı sonra yavaşladı) gibi faktörlere baktığımızda halen kırılgan bir zeminde gittiğini söyleyebilirim” diye konuştu.
Diğer grupların aşılaması sağlıkçılar kadar kolay olmayacak
Sağlık Bakanlığının bu kez salgının başındaki gibi normalleşme için aceleci davranmadığını söyleyen Öztürk, “Fakat önlemler yeterli değil. Umut aşıya bağlanmış durumda. Sağlıkçılar sağlık kurumunda olan grup ve aşılanmaları biraz daha kolay. Diğer gruplara, sağlıkçılara vurulduğu gibi kolay olmayacak gibi aşılanma. Bize de mart-nisan gibi iddialar geldi ama ne kadar sağlıklı bilemiyoruz, vaka sayılarında son birkaç haftadır artış gözlendiği için böyle bir şey olabilir.” ifadelerini kullandı.