Parasal ve kredi genişlemesine odaklanan politika müdahalesinin ekonomik büyümeye güçlü bir ivme kattığına işaret edilen açıklamada, ancak aynı zamanda önceden var olan kırılganlıkları artırarak ekonomiyi iç ve dış risklere karşı daha duyarlı hale getirdiği ifade edildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Hızlı para ve kredi büyümesinden uzaklaşan son politika dönüşü memnuniyetle karşılanıyor. Bu dönüşüm devam ederse ve geçici salgın odaklı ilave destek, orta vadeli mali konsolidasyon için güvenilir bir planın yanı sıra finans sektörü ve yapısal reformlarla birleştirilirse, tamponlar daha hızlı şekilde yeniden oluşturulabilir.
Yapısal reformlar, salgının uzun vadeli olumsuz etkilerinin oluşturduğu riskleri hafifletmeye odaklanmalı ve en savunmasızları desteklemek, işgücü piyasası esnekliğini teşvik etmek ve kurumsal borçların azaltmasını kolaylaştırmak için hedeflenen önlemleri içermelidir."
"POLİTİKA MÜDAHALESİ EKONOMİDE KESKİN BİR TOPARLANMA SAĞLADI"
Açıklamada, Türkiye'nin 2020'ye önceden var olan kırılganlıklarla girdiği anımsatılarak, salgına karşı uygulanan ilk politika müdahalesinin ülke ekonomisinde keskin bir toparlanmaya yol açtığı vurgulandı. IMF'nın açıklamasında, 2020'nin sonlarından itibaren para politikasının sıkılaştırılmasının, geçici düzenleyici tedbirlerin gevşetilmesinin ve devlete ait banka kredilerindeki belirgin yavaşlamanın Türk lirası üzerindeki baskıyı sınırlamaya ve güveni yeniden inşa etmeye yardımcı olduğu aktarıldı. Türkiye ekonomisine ilişkin görünümün de değerlendirildiği açıklamada,
"Ekonominin 2021'de pozitif büyümeye devam etmesi bekleniyor." ifadesi kullanıldı. Açıklamada, Türkiye ekonomisinin 2021'de yaklaşık yüzde 6 büyümesinin beklendiği kaydedildi. Zaman içinde sürdürülen politikaların yeniden dengelenmesinin daha dayanıklı orta vadeli büyümenin temelini oluşturacağına işaret edilen açıklamada, mali yapısal reformların konsolidasyonu destekleyeceği ve mali riskleri azaltacağı ifade edildi.