İsveç'te seçimler parlamento, belediye ve bölge olarak üç kısımdan oluşuyor. Araştırmaya göre adaylar arasındaki 289 kişi NMR (Kuzey Ülkeleri Direniş Hareketi) üyesi olan, Nordisk.eu adlı sitede hesabı bulunan, Nationell Idag gazetesine abone olan ve Nordfront sitesinde nefret içerikli yorumlar yazan insanlardan oluşuyor. Bu oluşumların ortak yanı ise neo-nazi karakterli olmaları.
214’Ü İSVEÇ DEMOKRATLARI’NIN ADAYI
Expressen’de David Baas imzasıyla yer alan haberde, 289 kişiden 214’ünün aşırı sağcı İsveç Demokratları (SD) adlı partiden aday olduğu belirtildi. SD, 2018’de gerçekleşen seçimlerde 17,5 oy oranına ulaşarak parlamentoda 62 sandalye kazanmış ve ülkenin Sosyal Demokratlar (S) ve Muhafazakârlar’dan (M) sonra üçüncü büyük partisi olmuştu. Temel politikasını mülteci karşıtlığı üzerine kuran partinin anketlerdeki oy oranı yüzde 17’nin üstünde ölçülüyor ve olası bir sağ hükümetin önemli bir parçası olacağı değerlendiriliyor.
SOSYAL DEMOKRATLAR VE SOL PARTİ’DE DE VARLAR
Acta Publica’nın raporunda parlamentoda yer alan diğer partilerdeki neo-nazi ve aşırı sağcı bağlantılı kişilerin sayısı ise şöyle: “Sosyal Demokratlar: 22, Hristiyan Demokratlar: 20, Muhafazakârlar: 20, Sol Parti: 5, Merkez Parti: 4, Liberaller: 4, Çevre Partisi: 0”
Ayrıca şirketin raporunda, 2006 yılından itibaren gerçekleşen bütün seçimlerdeki adayların profili de incelendi. Buna göre parlamentoda bulunan partilerin adayları arasında toplam 1107 kişinin neo-nazi veya aşırı sağcı bağlantıları bulunuyor. Bunlardan 835’i İsveç Demokratları’nın aday gösterdiği kişiler.
Acta Publica’nın raporunda hazırlanmasında, şirketin adaylar hakkında topladığı bilgilerden oluşan veri tabanı kullanıldı. Söz konusu veri tabanı polis ve istihbarat raporları, soruşturma ve mahkeme belgeleri ile Expo adlı kurumun sahip olduğu belgelerden oluşuyor.
LİDERLERDEN AÇIKLAMALAR
İsveç Demokratları’nın lideri Jimmie Åkesson devlet televizyonu SVT’de konuyla ilgili yaptığı açıklamada, raporu hazırlayanların eski radikal sol görüşlü kişiler olduğunu söyledi. Åkesson, raporun insanların hangi partilere katıldığı, hangi gazeteleri okuduğu, hangi facebook gruplarını takip ettiği ve 90’lı yıllarda hangi kitapları okuduğunu içerdiğini ve bu nedenle ciddi bir iş olmadığını ifade etti.
Başbakan ve Sosyal Demokratlar’ın lideri Magdalena Andersson da yaptığı açıklamada, her zaman Nazizm’e ve aşırı sağa karşı duran bir parti olduklarını belirterek bütün listeyi gözden geçireceklerini ve listedeki adaylarının bu tarz hareketlere sempati duyup duymadıklarını kesinleştireceklerini söyledi. Andersson, söz konusu anlayışlara sahip insanların kendi partileri içerisinde bulunamayacağını kaydetti.(Gazete Duvar)