Hukukçu kimliğiyle konuyu değerlendiren Karslı, imzalanan protokolün hukuki olmadığını, siyasi bir metin olduğuna dikkat çekti. Karslı, “Anlaşılan Erdoğan direnmeyi göze alamadı. Ortada, İsveç ve Finlandiya teröre destek olmayacaklar, suçlular istenildiği zaman iade edilecek gibi muğlak bir protokol var. Çünkü metnin hukuki bir niteliği yok. Hangi şartlarda, nasıl iade edilecek, kim terörist, daha doğrusu terörist kime denir, teröre destek olmak ne yönde takip edilecek bunlar çok muğlakta kalmış gözüküyor. Bu işleri takip etmek için üçlü bir heyet kurulacak deniliyor ama heyet neyi, nasıl takip edecek çok belirsiz tarifler var” ifadelerine yer verdi.
ERDOĞAN NE DEDİYSE ZITTINI YAPTI
Protokolün meclisten geçmek zorunda olduğuna işaret eden Karslı, “Erdoğan ne dediyse zıttını yapan bir lider. Benim kanaatim meclisten onaylatacağı yönündedir” dedi.
Merkez Parti Genel Başkanı Karslı şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı, ‘İsveç ve Finlandiya ben başta olduğum sürece NATO’ya giremez’ demişti. Özellikle YPG ve PYD’ye silah yardımında bulunuyorlar. Hatta mecliste milletvekillerinden bile terör üyesi insanlar var, orada teröristlere kucak açıyorlar, bizim istediğimiz teröristleri iade etmiyorlar, NATO’da bir güvenlik ve işbirliği sözleşmesi olduğuna göre bu ülkelerin NATO’da bulunması mümkün değildir diye açık açık beyanda bulunuldu. Hatta uçağa binerken de aynı cümleleri tekrarladı. Fakat nasıl olduysa orada bir günde hava değişti. Birdenbire ‘İsveç ve Finlandiya NATO’ya girebilir’ şeklinde bir vizeye dönüştü. Aralarında bir protokol imzalanmış. Bu protokol hukuki değil, siyasi bir protokoldür. Ortada, İsveç ve Finlandiya teröre destek olmayacaklar, suçlular istenildiği zaman iade edilecek gibi muğlak bir protokol var. Çünkü hukuki bir niteliği yok. Hangi şartlarda, nasıl iade edilecek, kim terörist, daha doğrusu terörist kime denir, teröre destek olmak ne yönde takip edilecek bunlar çok muğlakta kalmış gözüküyor. Bu işleri takip etmek için üçlü bir heyet kurulacak deniliyor ama heyet neyi, nasıl takip edecek çok belirsiz tarifler var. Buradan anlaşılan şu ki Sayın Erdoğan direnmeyi göze alamadı. Artık ABD’den başka şeyler mi söylendi bilemiyorum. Ya da ‘29 NATO üyesini karşınıza alısınız’ şeklinde bir dayatma mı oldu birden bire bu veto vizeye döndü. Dolayısıyla vizenin önü açılmış oldu. Tabii ki bu tür uluslararası konular her ülkenin kendi meclisinden geçmek zorundadır. Erdoğan konuyu öncelikle meclisten geçirecek. AK Parti ve MHP’nin evet demesiyle vize meclisten geçebilir. Ben şunu merak ediyorum. Acaba hukuki olmasa da hazırlanan bu siyasi metinde zikredilen şartların ne kadarını takip edecekler? Onu da bekleyip göreceğiz. İsveç ve Finlandiya teröre destek olmamak noktasında tutumlarını ne kadar düzeltecekler, Türkiye’nin istediklerinin ne kadarı olacak bunu göreceğiz. Ya Türkiye gerekli şartlar sağlandığında NATO’ya üyeliği kendi meclisinde onaylayacak ya da orada verdiği söz gibi hiç bekletmeden meclisten geçirecek… Bu vizeye evet denilecek diye düşünüyorum. Benim bu konudaki kanaatim maalesef kötü bir kanaat. Çünkü Erdoğan ne dediyse zıttını yapan bir lider olduğundan burada da dediğinin yine tersini yaptı ve bunu da meclisten onaylatacaktır diye düşünüyorum.”