İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Bahadır Erdem istifa etti: Mevcut kazanımların riske atılmasını kabul etmem

İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Bahadır Erdem, "İYİ Parti’mizden bugün itibariyle istifa ediyor ve ayrılıyorum" açıklamasında bulundu.

Erdem, İYİ Parti'den istifa etti. İYİ Parti'de son olarak Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz da istifa ettiğini duyurmuştu.

İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Bahadır Erdem, partisinden istifa etti. İYİ Parti’de son olarak Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz da istifa ettiğini duyurmuştu. Ayrıca hafta başında Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu da partiden istifa ederek AKP'ye katılmıştı.

Erdem, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Değerli kamuoyu,

Genel Başkanımız Sn. Meral Akşener’in daveti ile 20 Eylül 2020 yılında İYİ Parti ailesine katıldım ve geçtiğimiz üç yıl boyunca tüm emek ve değerlerimle, milletimizin ve partimizin hak ettiği konuma gelebilmesi için elimden gelen çabayı sarf ettim.

Siyasete dahil olurken niyetim, aynı ömrümü adadığım hukuk hocalığımda olduğu gibi memleketimize ve yarınlarına faydalı olabilmek, bu ülkenin bana sağladığı imkanlar sayesinde sahibi olduğum bilgi ve deneyimi ülkemizin ve milletimizin yararı için kullanmak, Türkiye’mizin son yıllarda geçtiği zorlu dönemi atlatma ve adil bir hukuk devleti yapısının yeniden sağlanması aşamasında taşın altına elimi koymaktı.

İşte bu hedefle çıktığım İYİ Parti yolculuğunda memleketimizin dört bir yanını daha yakından tanıma, birçok dost edinme, partimizin çalışkan gençleri, umut dolu kadınları ve yüreği vatan sevgisiyle çarpan teşkilatı ile omuz omuza yürüme fırsatım oldu. Bu vesile ile de teşkilatımıza bu süreçte bana destek ve yardımcı oldukları için teşekkür ederim.

Bugüne gelecek olursak maalesef muhalefet partileri seçimde başarısız olmuş ve vaatlerini yerine getirememiştir. Milletimiz üzgün, umutsuz ve yıllardır süre gelen başarısızlıkların ardından yorgun düşmüştür. Gelinen bu noktada muhalefet partileri için tek çare “iktidar baskısı altında sıkışmış, yalnızlaştırılmış ve ekonomik anlamda buhrana sürüklenen vatandaşlarımıza” umut olacak yeni başlangıçlar için gerekli adımları atmaktır.

Ve fakat gerekli adımlar atılırken muhalefet partileri alacağı her kararı ince eleyip sık dokumalı ve hasarı büyük olabilecek hatta geri dönüşü olmayan kararlardan uzak durmalıdır. Unutulmamalı ki siyasi partilerinin görevi öncelikle memlekete ve millete hizmettir.
Bu doğrultuda partimizin aldığı ve değiştirmemekte ısrar ettiği seçimlere “tüm illerde” ayrı aday ile girme kararı yani bir başka deyiş ile 2019 yerel seçimlerinde birçok ilde seçimin kazanılmasını sağlayan güç birliğini sonlandırmayı son derece yanlış bulduğumu bir kez daha belirtmek isterim.

Hiç şüphesiz ki İYİ Parti kurulduğu ilk günden bu yana milletimizin menfaati için çalışan, sorumluluk alan ve bağımsız bir parti olarak kendi adaylarını belirleme hakkına sonuna kadar sahiptir.
Ancak diğer yanda da İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerinin muhalefette kalmasının seçmenimizin moral ve yaşam dengeleri açısından büyük bir katkı sağladığı aşikar olduğu gibi, iktidarın da ülkenin üzerinde kurduğu baskı rejiminde gücünü zayıflattığı bir gerçektir.

Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’mız Sn. Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’mız Sn. Mansur Yavaş’ın iktidarın tüm engelleme çabalarına rağmen son derece başarılı belediyecilik faaliyetleri gösterdiği iki şehrimizin sakinlerinin de malumudur.

Hatta bu sevgi kendi şehirlerini aşmış ve bu yüzdendir ki Sn. İmamoğlu ve Sn. Yavaş partimizin girişimleri ile 2023 Genel Seçimlerinde milletimize icraatçi Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı olarak gösterilmiştir.

Ancak “2024 yerel seçimlerinde” aday çıkarma kapsamına tüm illerin alınması ısrarı maalesef İstanbul ve Ankara’nın muhalefette kalmasını riske atmakta ve son dönemde Anayasa hususunda bilinçli olarak yaratılan büyük devlet krizini de göz önüne bulundurduğumuzda hukuk tanımaz AKP rejimi için yeni fırsatlar doğurmaktadır.

Bu çerçevede, İYİ Parti’ye katıldığım günden bu yana hedefi yirmi bir yıldır devam eden bu iktidarı değiştirmek olan, ülkemizde yeniden demokrasi ve hukuk devletinin sağlanmasını amaçlayan bir siyasetçi, bir hoca ve bir hukukçu olarak mevcut kazanımların riske atılmasını kabul etmem mümkün değildir. İfade etmek isterim ki bütün olanlara rağmen dürüstlüğün, şeffaflığın, vatan ve millet sevgisinin hala siyasette geçer akçe olduğuna ve olması gerektiğine inancımı sürdürmekteyim.

Tüm bu anlattıklarım doğrultusunda İYİ Parti’mizden bugün itibariyle istifa ediyor ve ayrılıyorum."